Yansımalar…

Yansımalar…

22 Ağustos 2014 00:57
A
a
Sütiş Eskişehir
                            
Geçtiğimiz Çarşamba günü yine bu sütunlarda “Nerde Benim Taraftarım!” başlığıyla bir yazı kaleme almıştık…
Özetle, bu sezon uygulanacak olan “Passolig, e-bilet” gerçeğinden bahsettik.
Ve asla tasvip etmediğimiz bu sistemin yasalaşması ile başka bir seçeneğimizin kalmadığını açık şekilde vurguladık…
Taraftarlarımızın aynı gün “TFF” binası önünde yaptıkları protestoya yürekten katılmakla birlikte,  passolig kartına konulacak ambargonun hem takımını cezalandıracağını, hem de tribünlerin o heyecan dolu atmosferinden mahrum kalınacağını anlatmaya çalıştık…
Bir direnişin başarıya ulaşabilmesi için ortak akıl kullanılmasının ve birlikte hareket edilmesinin en doğru strateji olacağını savunduk… 
Münferit tepkilerin amacına ulaşabilmesinin mümkün olmadığını da dilimizin yettiğince belirtmeye çalıştık...
Bir tarafta Galatasaray ve Beşiktaş gibi futbolumuzun lokomotif kulüplerinin 50 bini aşan passolig satışlarının ve bundan etkilenen birçok kulüp taraftarının 10 binlere doğru yaklaşmasının yapılan direnişin elini büyük oranda zayıflattığını vurguladık…
Ortak hareket edilmediği sürece yapılacak protestoların, eylemlerin, ambargoların kendi kulübüne zarar vermekten öte anlam taşımadığını söyledik…
Ancak bütün bunlar için artık çok geç kalındı…
O halde gerçek taraftarsan, bu saatten sonra yapacağın tek şey kulübüne sahip çıkmak…
Çünkü fazla zaman kalmadı…
İşte söz konusu yazımızın ana fikri bu şekildeydi…
                             ***
Bir yazı okurların algısına ya da mantalitesine göre hem olumlu hem de olumsuz olarak değerlendirilebilir. Bu gayet olağan bir durumdur…
Ancak bu yazının yansımaları son derece olumlu oldu…
Beni zaman zaman ironik olsa da eleştiren dostlarımın yanı sıra, bana ulaşabilen tüm Anadolu Gazetesi okurlarının güzel mesajlarını aldım…
Ama Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim görevlisi “Turan Akman Erkılıç”ın, Eskişehirspor Yönetim Kurulu Üyelerinden “Mehmet Arı ve Ahmet Yalçın”ın,  gazetemizin duayen yazarı “Önder Baloğlu ve Ömer Duru”nun şımartıcı mesajlarını da ayrı bir yere koyuyorum…
Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde sıkça kullanılan “adam” sözcüğünü severim…
Ancak “onun ya da bunun adamı” gibi sözlerden de nefret ederim…
Çok şükür böyle bir kaygımız olmadığı gibi kimseye şirin görünme gibi bir derdimiz de yok…
İnandığımız doğruları söylemekten de, yazmaktan da zerre kadar imtina etmeyiz…
Onun için bu iltifatları yalnızca, ahir ömrümüzün son demindeki hoş yansımalar olarak değerlendiriyorum…
Ve bir kez daha yinelemek istiyorum…
Bu protestolar ülke çapında ortak eylemle amacına ulaşabilir. Aksi takdirde yel değirmenleriyle savaşan “Don Kişot” tan bir farkımız kalmaz…
 Gafleti artık üzerimizden atalım!
“Amigo Orhan” ve arkadaşlarının 1965 Yılında tribünlerde başlattığı şanlı mazine sahip çıkmak için daha ne bekliyoruz!
Zaman sonsuza akıyor ve hızla tükeniyor!
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi