Olmak ya da Olmamak…

İngiliz edebiyatçı “William Shakespeare”in dünya edebiyatına hediye ettiği “Hamlet” adlı eserinin günümüzde de sıkça kullanılan can alıcı repliğidir “olmak ya da olmamak…”  

Orijinal ifadeyle “to be or not to be…”  

Genel anlamıyla hayatta kalmayı ya da ölmeyi simgeleyen sözlerdir…

Bir spor yazısında neden böyle bir başlığa gerek duyduk?

Henüz ligin başı ya da 3 puanlık sistemde endişeye kapılmak için çok erken denebilir…

Ancak gençleştirilen kadro haftalardır umutlarımıza kan doğrayınca ister istemez geçmişte yaşanan karanlık yıllar gözümüzün önüne geliyor…

Kâbus gibi geçen 3’ncü ve 2’nci lig yıllarını artık hatırlamak bile istemiyoruz…

Geçtiğimiz sezon 27 yıl aradan sonra kupada final oynamanın mutluluğunu yaşadık…

50’nci kuruluş yılında yeni stadımızda önemli hedeflere yürümek istiyoruz ama istikrarsız sonuçlar, güven vermeyen futbol, boşalan tribünler yaklaşan tehlikenin habercisi gibi görünüyor…

Bu gün rakip Balıkesirspor. Ligde 4 puan ve yediği 15 gol ile son sırada. Üstelik geçtiğimiz hafta kendi sahasında Bursaspor karşısındaki 5-0’lık hezimetin psikolojik çöküntüsü içinde…  

 Yıllar sonra Süper Lig’e dönmenin şaşkınlığından henüz kurtulamamış bir ekip hüviyetindeler…

Daha düne kadar Atatürk Stadı’na endişeyle çıkan takımlar her geçen gün gelişen Eskişehir’i neredeyse turistik bir seyahat olarak görmeye başladı..

Alınan başarısız sonuçlar rakip takımların direncini artırıp galibiyet inançlarını da güçlendiriyor… 

Toplama bir takımla ligin en zayıf halkası durumundaki Balıkesirspor karşısında Eskişehirspor’un da kazanmaktan başka hiçbir seçeneği  kalmadı…

Bu maçta kaybedilecek olası puan ya da puanlar hiç kuşkusuz taraftarı, takımı, yönetimi ve teknik kadroyu tehlikeli bölgenin stresiyle baş başa bırakacak…

Onun için bir anlamda “olmak ya da olmamak” diye nitelendirilecek bir maça çıkıyoruz…

Fazla söze gerek yok!

Bu akşam yalnızca takımın değil tribünlerinde yüreği sahanın içinde olmalı!