Hocaya saygı örnek olsun!

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin öğretim üyelerinden Doç. Dr. Mustafa Karaca, yıllar önce Eskişehir’de göreve başladığında fakültede dekan olarak Prof. Dr. Mehmet Başar, görev yapıyordu…

19 Şubat 2024 09:28
A
a
Sütiş Eskişehir
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin öğretim üyelerinden Doç. Dr. Mustafa Karaca, yıllar önce Eskişehir’de göreve başladığında fakültede dekan olarak Prof. Dr. Mehmet Başar, görev yapıyordu…
Dekan Başar’ın, odasına girerken Karaca’nın dikkatini bir olay çeker! Dekanın kapı isimliğinde kendisinden başka bir kişinin daha ismi vardır.
- Mehmet Hocanın emekli olan hocası eski Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurhan Aydın’ın isimliği de kapıdadır…



Karaca merak eder ve sorar:
-Hocam bu nedir?
Anlatır:
-Benim hocam olur, adı benim odamda yaşasın istedim, diye yanıt verir.
Mehmet Karaca “Ne kadar vefalı bir davranış” diye geçirir içinden!


Aradan yıllar geçer. Bir kaç ay önce Doç. Dr. Mustafa Karaca, il dışına göreve gönderilir. Bir hafta önce geldiğinde hocası Mehmet Başar’ın emekli olduğunu öğrenir…
Hocasının yaptığı gibi, hocasının kapı isimliğini kapısına takar.
Doç. Dr. Karaca, duygularını da sosyal medyadan şu cümlelerle paylaşır:
-Ben yokken Emeklilik nedeniyle fakülteden ayrılan; Anadolu Üniveristesi’ne ilk geldiğim günden beri abiliğiyle, hocalığıyla, Dekanlığıyla hep bize rehberlik eden Kadim insan Prof. Dr. Mehmet Başar Hocamın kapı isimliğini kapıma taktım. Mehmet Hoca 30 yıl şerefle hizmet verdiği fakültesinden Dekanlık gibi en üst fakülte yöneticiliğini de ifa ettikten sonra emekli oldu ve ismini fakültede yaşatmak talebim üzerine bana nasip oldu. İsimliği takarken hem duygulandım hem de gururlandım. Farklı ve güzel bir duygu!
-Allah herkese hayat denen bu serüvende şerefle bitirilmiş görevler nasip etsin, ağız tadıyla emeklilik nasip etsin. Hocama bugüne kadar kattığı tüm güzellikler ve değerler için, abiliği, hocalığı ve verdiği şeref için her şeyden öte candan dostluğu için teşekkür ediyor, emeklilik hayatında mutluluk ve sağlık diliyor, saygılarımı sunuyorum.
Hocalara saygı mutlaka örnek olacaktır. Ancak değerli akademisyenlerin emekli olduktan sonra akademide bir şekilde hatırlanmaları gerektiğini göstermesi bakımından da önemli bir vefa örneği!


 

BİR LOKMA EKMEĞİ DERT EDİNENLER!

 
Eskişehirli sanayicilerimizden Metin Saraç’ın Fabrikası’nın girişindeki duvarda uzun süredir asılı bir levha var. Şöyle yazıyor:
-Sevgili kardeşim saat 12.30 ve 13.00 arasında bu bölgeden geçiyor olabilirsin ve karnın aç olabilir! Güvenliğimize bilgi verirsen, bugünkü öğle yemeğini sana biz ikram etmiş oluruz.



Birçok kişi şimdiye kadar öğle yemeğini Saraç’ın fabrikasında yiyordu. Ancak bir olay Saraç’ı oldukça duygulandırmış. Yaşadığı olayı sosyal medya hesabından şu cümlelerle aktarıyor:
-Yaşadığım bir örnek beni çok mutlu etti ve duygulandırdı. Aracı arıza yapmış bir kardeşimiz sanırım tamirci beklerken, bu yazıyı okuyup yemek yiyor, sonra yetkili birini soruyor, benim o ara üretimde gezdiğim ana denk geliyor, biri de beni gösteriyor yanıma geldi.
“Abi ben yazıyı okudum güvenliğe gittim. Yemeğimi yedim. Ama bunu hak etmediğimi düşünüyorum. Helallik almak istedim. O nedenle seni buldum. Ya  parasını vereyim yada bana yemeğin karşılığı bir saatlik ne iş verirsen onu yapayım hakkım geçmesin.”
Saraç, buna gerek olmadığını belirtip “helallik” vermiş ve genç insan gitmiş…
Saraç şöyle diyor:
-Kimileri hak hukuk tanımadan ne bulursa yer. Kimileri de bir lokma ekmeğin hakkını, hukukunu kendine dert eder...


 

BU ŞEHİRDE SPORCU OLMAK ÇOK KÖTÜ!

Yenigün Gazetesi’nde Semih Akdemir’in hazırladığı “Eskişehir’in Sporda Parlayan Yıldızları” başlıklı bir yazı dizisi var.
Yazı dizisinin ikincisinin konuğu Dünya Şampiyonu Kick Boksçu Emre Karaca, oldu. Şampiyon sporcu, şöyle isyan ediyor:
- Sadece sporculuk anlamında konuşuyorum. Eskişehir’in sporcuya kattığı ve katabileceği hiçbir şey yok. Ben yıllardır buradayım Eskişehir adına da dövüştüm. Kendi branşımda Eskişehir’den hiçbir destek, katkı göremedim. Dünya Şampiyonu oldum, ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Asla bir katkı ya da bir tebrik olmadı. Bu şehirde sporcu olmak çok kötü! Ben artık Eskişehir adına dövüşmüyorum.



Bir sporcunun samimi ve içten sözleri bunlar…
Başka şehirlerde olsa, dünya şampiyonları omuzlara alınarak karşılanır. Ne yazık ki önemli başarıları şehir olarak göremiyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ!

Asla senden daha fazlasını yapan biri tarafından eleştirilmeyeceksin tam tersine sadece senden daha azını yapan kişiler tarafından eleştirileceksin. Bunu hiç bir zaman unutma Nipsey Hussle
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
selçuk 20 Şubat 2024 07:28

Selamlar, sizler Eskişehirin fermanı okunan, önemli gazetecileri olarak, Türkiye Süper Kupasının şehrimizde oynanması için (eğer yok ise) bir Eskişehir Diasporası oluşturmanızı ve şehrimizin siyasetçileri ile Akp ve Chp yoğun kulis çalışmaları yapmanız konusunda öncülük etmenizi rica ederiz. Şehrimize önemli derecede ekonomik fayda sağlayacaktır. İstanbuldan gelecek 33 bin kişilik taraftarın her biri 1,000 TL harcayacağını varsayarsak esnaf için çok bereketli olacaktır. Nisan ayında oynanacağı belirtiliyor, o tarihlerde iklim olarak hava durumu da çok kötü olmayacaktır. İstanbuldan gelenler belki hafta sonunu da burada geçirebilirler. Sözü geçen kişiler olarak bu konuyu gündeminize almanızı rica ederiz. ESES o tarihteki maçını herhangi bir sahada oynayabilir. saygılar

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi