Adaletin bu mu dünya?

Sözcü Gazetesi yazarı Nilay Örnek; alkollü araç kullanırken devriye aracına çarparak bir polisi şehit eden Sinan Çetin'in oğlu Rüzgâr Çetin için üst düzey bürokratların devreye girdiğini yazdı...
Haber böyle devam ediyor ve detayına kadar bilgilendiriliyor kamuoyu. Devamında ne oluyor dersiniz?
Aynen şu haberle çalkalanıyor aynı kamuoyu…
Sinan Çetin'in oğlu Rüzgâr Çetin tahliye edildi.
Lüks aracıyla polis otosuna çarparak polis memuru İsmet Fatih Alagöz'ü şehit olmasına, polis memuru Emre Tetik'in ise yaralanmasına neden olan ünlü yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgâr Çetin’in yargılanmasına başlandı. Mahkeme, Rüzgâr Çetin'i 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı ve tahliyesine karar verdi…
Sinan Çetin, Fethullah Gülen’e “Türkçe Olimpiyatları” adlı çakma organizasyonlarda övgüler yağdıran binlerce yağdanlıktan sadece biri!
Aslında her devrin Sinan Çetin’i o! Benim gibi altmışlıklar her devrin Sinan’larını çok iyi biliriz ama bu toplum nedense unutmayı yaşam biçimi etmiştir kendisine…
Bu kişiler, yani Sinan Çetin ve oğlu sadece bir simgedirler.
Tanınmış oldukları için topluma mal edilmiş haberdir bu da sonuçta! Kalender ülkemde bu tarz insan onurunu inciten, hukuk düzenine olan güveni sarsan, bazen insanlığımızı ve adalet duygularımızı sorgulamamızı gerektiren nice haberler yaşanmıştır oysa…
Yenigün Gazetesi köşe yazarı sevgili Hüseyin Güven ile birlikte yaptığımız programlarda bu sonuca varılacağını zaten aylar öncesinden açıklamıştık! Yaralı polis memurunun davasını geri alması, ölen polis memurunun ailesinin de uzlaştırılmak üzere yönlendirilmesini takip eden kişiler olarak sonucun ne olacağını kestirmiştik. Dediğimiz gibi de oldu maşallah!  İzninizle bu ünlü yönetmenin (!) oğlu ile ilgili olarak şu minik notları da paylaşayım…
-2012’de Beyoğlu’ndaki evinin balkonundan havaya ateş ettiği gerekçesiyle gözaltına alınmış.
-Rüzgâr Çetin 2013 yılında ise bir kulüpte muştayla bir kişiye saldırmış, ‘Emek yıkılmasın’ diye eylem yapan sanatçı eylemcilere de “Yobaz” sözleriyle saldırmış.
-Ehliyetini aldığı günden bu yana 28 trafik cezası aldığı ortaya çıkmış. Son kazayla birlikte ceza puanı toplamı 100’ü geçmiş oldu. Rüzgâr Çetin’in alkometreyi üflemediği için 2 yıl, alkollü çıktığı için 6 ay ve 100 ceza puanını geçtiği için 2 ay olmak üzere ehliyetine toplam 2 yıl 8 ay el konulmuş.
-B sınıfı ehliyetini 2004 yılında Hakkâri Yüksekova’dan almış.
-Bugüne kadar toplam 28 kez trafik polislerine yakalanmış…
Hukukun üstünlüğü, adalet mülkün temeli gibi klişe sözcükleri bir kenara bırakıp ülke gerçeğine baktığımızda durumun çok daha farklı yerlere gittiğini görenlerdeniz. Ali Ercan bundan elli sene önce türküsünde (bestesi) “adaletin bu mu dünya” türünden nameler okumuştu. Hukuk sözcüğü sizlere ne kadar inandırıcı geliyor bilemem. Bazılarınızda “guguk” gibi bir çağrışım yaratıyor mu ne dersiniz?
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Eskişehir Kelebek Derneği
 
Şinasi ağabeycim, Tavuk gagası tövbe tutmazmış diye boşuna dememiş atalarımız. Dayanamadım kurdum yine bir dernek.
Seni onur üyemiz yapacağım haberin olsun…
Haytap Eskişehir Temsilcisi Ayten Tutkun kardeşim yazmış bu satırları ve bana yollamış. Haklı olarak şu tespitleri de eklemiş tabii... Eskişehir’de güzelim bir dernek malum nedenlerle kapandı gitti.
Bu kentte hayvan haklarının, doğanın ve çevrenin korunması için çaba gösteren gönüllülerin bir araya gelmesi ile Eskişehir Kelebek Derneği doğdu. Kurucu Üyeleri; Odunpazarı Belediyesi Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu, Eskişehir Besleme Grubu, Haytap Eskişehir Temsilciliğidir. Yapılanma aşamasında olan Kelebek Derneği’nin haberini Eskişehir’deki can dostlarınıza özel bir gün olan 4 Ekim’de duyurmak istedik…
Ben de varım diyen; emek, vakit, nakit ayırabilecek, sadece evindekini değil kapısındaki, mahallesindeki, şehrindeki, belediye bakımevlerindeki, ülkesindeki ve dünyadaki canların derdini dert edinen, çözüm için çabalayan, sesi olmaya gönüllü insanları aramızda görmek istiyoruz. Sevgi ve saygılarımızla…
                                                    ***
Ayten Tutkun ve Vedat Tutkun…
Bu kente ilk geldiğim anlarda yollarımızın kesiştiği güzel bir çiftti.
Di’li geçmiş zaman konuşmamın nedeni sevgili Vedat Tutkun’u geçtiğimiz yıl, sonsuzluğa uğurladık. Hayatımda tanıdığım en mülayim, nur yüzlü ve hayvanlara âşık bir insandı. Yaralı bir yılanı iyileştiren bir insan var mı tanıdığınız? Gururla söyleyeyim ki benim Vedat Tutkun adında, insan kokan bir arkadaşım oldu işte…
Ayten’le sık görüşmüyoruz Vedat Beyi kaybettiğimiz günden beri. Sanırım ben kardeşime Vedat’ı, kardeşim de yârimle bize Vedat’ı anımsattığı için bilinçaltı bir kaçış yaşıyoruz. Yemin ediyorum hayatta tanıdığım en güzel yürekli, en asil ruhlu insanlardan biriydi bu güzel adam…
İşte o Ayten Tutkun eğer bir iş yapmak üzere yola koyulmuş ise kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Yarım kalır, yüzüstü bırakır gibi abuk subuk düşüncelerden hemen arınsın böyle düşünecekler varsa. Bazılarının yaptığı gibi, kurduğu bir oluşumu sırf egosunu tatmin etmek için yıpratmaz. Yıprattığı gibi kapısına kilit vurulmasına neden olmaz. Yani Eskişehir Kelebek Derneği bize nasıl bir görev veriyorsa aldık başımız gözümüz üstüne…
 
 
OZANCA
 
Güvenemem servetime malıma
Ümidim yok bugün ile yarına
Toprak beni de basacak bağrına
 
Ne insanlar gelip geçti kapından
Memnun gelip giden var mı yolundan
Kimi fakir kim ayrılmış yârinden
 
Kimi mecnun gibi dağda dolaşır
Kimisi de ölüm yok gibi çalışır
Kimi meteliksiz kimi milyona karışır
Adaletin bu mu dünya
Ne yar verdin ne mal dünya
Kötülerinsin sen dünya
İyileri öldüren dünya… Ali ERCAN