O soru çok iyi cevaplanmalı

Yerel seçimde parti ve adayları bekleyen bazı sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Daha doğrusu aşılması gereken, mücadele edilmesi gereken alanlar olacak. Elbette her parti ve adayın ‘sıkıntısı’ başka olacak.
AK Parti bugünden bakınca kendi içindeki problemlerle hayli uğraşacak gibi. Enerjisinin önemli bölümü bu meseleye gidecek. Rakibine harcayacağı zamanı, kararsız seçmeni ikna için tüketmesi gereken vakti ‘kendi seçmenini’ ikna için harcayacak. Öte yandan AK Parti, Eskişehir’de kök salmaya başlayan CHP’li başkanlarla mücadele edecek.
Gerçekten zor gibi görünüyor. Elbette imkansız değil. Yine önceki yenilgiler, Büyükşehir’in hiç alınamaması, MHP ile ittifakın olmaması ve ekonomik bozukluk İktidar Partisi ve adaylarını zorlayacak.
Adaylar belli olduğunda onların handikaplarını da ele alırız. CHP’nin de ‘sıkıntılı’ alanları var. İYİ Parti’nin CHP’ye neler yapabileceğini 24 Haziran seçiminde gördük. Adayın doğrudan etkili olduğu yerel seçimde neler olabileceğini kestiremiyorum.
Ama illa ki ‘kaçanlar’ olacak. Kazım Kurt, ilk dönemi olduğu ve bu dönemde iyi bir performans sergilediği için bir nebze daha rahat. Ama ‘dikensiz gül bahçesi’nde değil. Kurt, politik tecrübesi ve yaptığı işlerle yerini giderek sağlamlaştırdı.
Dediğim gibi biraz da bölgenin seçmen yapısı itibariyle Kurt’u ‘az sıkıntılı’ görüyorum. Belediye başkanlığında ‘marka’ olan ve ünü yurt dışına uzanan Ahmet Ataç, 15’nci yılını dolduruyor. Ataç göreve geldiğinde ‘iri bakkal’ olmayan Tepebaşı’nın geldiği noktayı kimse inkar edemez. Ederse ‘sonraki’ cümlesi kaale alınmaz. Öte yandan Ataç’ı iki sıkıntı bekliyor. Bölgenin sağ ağırlıklı seçmeni...
Özellikle de MHP tabanı seçimin kaderini belirleyecek. Ataç’ın bir de ‘iç meselesi’ var. Kendisini yıllardır Büyükşehir’e layık görenler var. Ekibi de uzun süredir bu yönde motive oldu. Başkan, iki konu hakkında gerekli çalışmayı yürütmeli.
Gelelim Büyükerşen’e...
Hoca, görevdeki 20 yılını tamamlıyor. Tek handikapı da bu! Ne yaşı, ne rakibi ne de başka şeyler...
Hoca, hepsinin üstesinden gelebilir. Ama bu ‘20 yıl’ meselesi biraz başını ağrıtabilir. Hoca, işi gücü bırakıp ‘’20 yılda ne yaptı’’ sorusuna cevaplar hazırlamalı. Çünkü bu soruyu rakipten çok fazla duyacak. Büyükerşen’in vereceği cevap ya da cevaplar seçimin kaderini tayin edecek.