Büyükerşen'e saldırı

Yılmaz Büyükerşen ve danışmanı da olan gazeteci abimiz Kemal Aydoğmuş'a geçmiş olsun dileklerimle başlamak istiyorum. Olayın seyrine bakınca 'Allah korumuş, ucuz atlatılmış' diyorum. Bu yazımda saldırı ve sonrasında yaşananlara dair fikir ve gözlemlerini paylaşacağım.
 
Saldırıyı Cumartesi akşamüzeri Arif Anbar'ın telefonuyla öğrendim. Arif 'Hoca'ya saldırdılar' deyince 'eyvah' dedim. Bu sadece kişisel olarak Büyükerşen'e zarar geldiği endişesiyle söylenmiş bir 'eyvah' değildi. Sonrasında olacakları ses ve ışıktan daha hızlı düşünüp çekilmiş bir eyvahtı! Kaç zamandır gerginiz, nicedir elimiz böğrümüzde yaşıyoruz. Ruh halimiz güvercin tedirginliğinde... Toplumsal bir gerilimin fitili ateşlenecek diye ödümüz kopuyor. Maalesef güzel memleketimiz bu hale getirildi. Bu nedenle bir 'eyvah' çektim. Sonra 'neden, kim, Hoca nasıl' sorularını sorabildim. Hoca'nın iyi olduğunu hele hele olayın 'siyasi' yönü olmadığını öğrenince neredeyse sevinecektim!
 
HALK BAŞKANI SANDIKTA KORUR
Detayları öğrenince saldırının 'göz göre göre' geldiği hissine kapıldım. İlk ve en önemli unsur Büyükerşen'in korumasız gezmesi. Kim ne derse desin toplum önündeki insanların buna hakkı yok! Hoca'nın ''Eskişehir halkı beni korur, ben sizlere güveniyorum'' bakışına katılmıyorum. Halk isterse ve gerekirse başkanı sandıkta korur. Onun dışındaki istek ve beklentiler 'hayattan ve gerçeklerden' uzaktır. Hoca'ya derhal koruma tahsis edilmeli. Hoca'dan çok toplumsal barış ve gelecek için. Allah korusun orada ciddi bir şey olsa bugün çok başka şeyler konuşuyor olurduk. İkincisi de Hoca'nın bir kaç gün önce 'uyardığı' ve ruhsatı iptal edilen işletmenin civarında gezinmesi. Adeta saldırıya 'davetiye' çıkarmış!

MAFYA BÖYLE DAVRANMAZ
Bu olay biraz serinkanlı düşününce 'mafya' işi bir olay değil! Saldırganların geçmişi toplumda 'mafya' algısına neden oldu. Daha doğrusu mafya böyle davranmaz! Yani burada 'ayağını denk al, akıllı ol hoca' durumu yok! Ne var? Sinirlere hakim olamama var. Anlık öfke patlaması var. Bunları saldırganları temize çekmek için söylemiyorum. Hiçbir mafya 'uluorta' iş yapmaz. Öyle bir niyetleri varsa başka yöntemler kullanır. Hele hele zanlılardan M.B'nin 'tecrübesine' bakacak olursak ne demek istediğim daha kolay anlaşılır.

ŞİDDET KARŞISINDA BİR OLMALIYIZ
Saldırının ardından sosyal medya hareketlendi. Her görüş ve statüden binlerce insan tepki gösterdi. AK Parti kanadı da en üst düzey tepki verdi. Bazı paylaşımlar ise saldırının kendisinden bile daha kötüydü! Burada tekrar etmek istemiyorum. Şiddet karşısında 'ama fakat lakin' demeden bir olmalıyız. Bu anlamda Başbakan'ın, Harun Karacan'ın Hoca'yı aramasını, Dündar Ünlü'nün tepkisini kıymetli buluyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan aracılığıyla 'Geçmiş olsun' demesi ve olayı takip edeceğini ifade etmesi siyasetin güzel yönünü gösterdi bize. Erdoğan'ın bu tavrı saldırganın avukatının açıklamasını 'canhıraş' bir şekilde paylaşan AK Partililere örnek olmalı.
 
EYLEMİN CAYDIRICILIK YÖNÜ VAR
Belediye önündeki destek eylemi kimi çevrelerce eleştirildi. İlk anda bende 'ne gerek var' dedim ama bu tür olayların bir daha yaşanmaması için eylem yapılmasının doğru olacağına kanaat getirdim. Hatta ne kadar gösterişli ve geniş katılımlı olursa o kadar iyi olur. Caydırıcılık yönü var yani.

HEPİMİZE GEÇMİŞ OLSUN
Bu olay nedeniyle eski emniyet müdürlerimizden Tufan Savaş Yücel'in kulağını da gün boyu çınlattık. Zanlılardan M.B, Yücel'in döneminde düzenlenen operasyonla hapse girmişti. Sonuç itibariyle sadece Büyükerşen'e değil hepimize geçmiş olsun.