Eskişehir'de alarm veren rakam: Bir yılda 10 bin hayvan...

Eskişehir Tarım Platformu, hayvancılık sektörünün zor bir süreçten geçtiğine dikkat çekti. Platform adına konuşan Eskişehir İli Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Gazi Küçükarslan, “Artan maliyetler karşısında et ve süte fiyat baskısı oluşturulmuştur. Hayvancılık sektörü enflasyonun baskılayıcısı olarak görülmüş olup artan yem maliyetleri karşısında süt ve et fiyatlarında artış olmamıştır. Et ve sütteki sözde fiyat artışları 2022 yılı damızlık gebe düve, inek fiyatlarını da yükseltmiştir. Doğal olarak yatırım maliyetlerini de yukarıya çekmiştir. Tohuma, gübreye, mazota, elektriğe, ilaca gelen zamlar ile üreticinin maliyetlerini aşağıya çekme gibi bir şansı kalmamıştır” dedi.

HAYVANLARINI KESTİRİYORLAR!
İşletmelerin artan maliyetler karşısında damızlık hayvanlarını kestirme yoluna gittiğini vurgulayan Küçükarslan, “Ana olmasa dana olmaz prensibiyle önümüzdeki günlerde ete ve süte arzın azalması kaçınılmazdır. Bu günlerde et ithalatı gündemi meşgul etmeye başlamıştır. ESDSYB olarak artan süt fiyatları üreticimizi sevindirse de daha elimize süt parası geçmeden yem fiyatlarının artmasından rahatsızlık duymaktayız. Yem fiyatı artışı karşısında üreticiler olarak üretimi zor sürdürebilir durumdayız” ifadelerini kullandı.

DESTEK İSTİYORUZ
Çözüm önerilerini sunan Küçükarslan, “Çözüm olarak çiftçilere tarımsal faaliyetlerde kullanmak üzere KDV ve ÖTV siz yakıt verilmesi, tarımsal sulamada ve hayvancılıkta kullanılan elektriğe indirim yapılması, hayvan varlığına göre yemde çuval başına destekleme yapılması, yem ham maddesi satışı konusunda direkt birlikler üzerinden hammadde temini ve satışını gerçekleştirmek üzere bir sistemin oluşturulması, TMO üzerinden ucuz arpa mısır satışına devam edilmesi, buzağı desteklemesinde uygulanan üreme para metresi kriterinin kaldırılması, buzağı ve süt primi desteklemelerinin arttırılması, yıl içinde desteklerin en kısa zamanda ödenmesi veya hak ediş ödemeleri karşılığında yetiştiriciye avans verilmesi, hastalıklarla mücadelede ve verimin artırılmasının vazgeçilmezi olan suni tohumlamaya hayvan başı destek ödemesi yapılması, damızlık gebe düve yetiştiriciliğin teşviki için gebe düve alımlarında sertifikalı hayvanlara ez az yüzde 25 destek ödenmesi ve aile işletmeciliğinin teşvik edilmesi de önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.

ACI BİR REÇETE İLE ÖDEYECEĞİZ
Sektörün sürdürülemez bir hal aldığını belirten Küçükarslan, “Sektörden çıkışların artmış olması, işletmelerin bu zor şartlar altında üretimi sürdürememesini veya zor sürdürebilir olması sonucunu doğurmaktadır. Hayvancılık sektöründe karlılığın bitmiş olması veya çok azalması sektörü olumsuz etkileyecektir. Bugünden acil önlemler alınmaz ise bunun bedelini ileriki yıllarda daha acı bir reçete ile ödemek durumunda kalınacağı muhakkaktır. Sektörün paradan ziyade sevgi gerektiren, 365 gün, 24 saat bayramı olmayan bir iş olduğu bilinci ile sorunlarımızın acil olarak ele alınmasını ve çözüm önerilerimizi hayata geçirilmesini üreticiler olarak talep etmekteyiz” dedi.

300 İTHAL HAYVANIN 90’ININ RAHMİ ÇIKMADI
Eskişehir’de son bir yıldır devamlı inek kesildiğini söyleyen Küçükarslan, “Yem alamıyorlar ineğini kestiriyorlar. İneği kestirince ne oluyor, ineği danası olmuyor. Danası olmayınca et olmuyor. Yaklaşık bir yılda 10 bin hayvan kesilmiştir. Kurbanlığı alan yok ki artık. 7 kişi danaya girip dana alıyorlardı artık onu da yapamıyorlar. Geçen sene bu seneye göre biraz iyiydi. İnsanlar direnebiliyordu. Yani umut veriyorduk; direnin. Bu sene umut veriyorum; sen bana her sene aynı şeyi söylüyorsun dedi. Doğru söylüyor. Kurbanlığı bıraktı millet. Bu sektör bir sene içinde komple biter. İthalat da yok. Sana elin adamı kalkıp da iyi hayvanını göndermiyor. 60 bin liraya hayvan bulabilirlerse çok iyi. Ben 300 tane hayvanı getirdik ithal. 90 tanesinin rahmi çıkmadı. Adam iyi malını bize vermez arkadaş. Zaten vermiyor. ‘Dünyada kıtlık var ben kendi stokumu kendim yaparım. Sen de kendi stokunu yap’ diyor. Yapıyor muyuz, yapamıyoruz. Neden yapamıyoruz? Artan maliyetler yüzünden, çiftçinin desteklenmemesi yüzünden. Ben 30 bin liraya mazot alıp da 6 bin liraya buğday sattıktan sonra ne yapacağım. Bir ton mazot 30 bin lira. Bir ton mazot bana 2 gün gidiyor. Ne kadar dayanabilirim? Et de öyle. Şu an et kesimi 100 lira. Bize göre çok az. Ama çık dışarıdaki vatandaşa sor et yiyemiyor. Karpuzu dilimle satar hale geldik. Yakında ekmeği de dilimle alacağız, belki de alamayacağız. Çünkü buğday üretimi yok ülkede” şeklinde konuştu.