Okyanusu geçtik derede boğuluyoruz

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Okyanusu geçtik derede boğuluyoruz
A
a

Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Eskişehirli sanayicinin finansman erişiminde sıkıntı yaşadığını belirterek, “Biz aslında Türkiye Cumhuriyeti olarak okyanusu geçmişiz, sanayiciler anlamında söylüyorum derede boğuluyoruz. Yatırım bankacılığı sisteminin tekrardan sanayiciler için entegre edilmesi gerekiyor” dedi

Sütiş Eskişehir
Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, ES TV’de yayınlanan Vaziyet programının konuğu oldu. Gazetemiz köşe yazarı Arif Anbar’ın sorularını yanıtlayan Kesikbaş, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.  TÜİK’in açıkladığı son işsizlik rakamlarına değinen ve söz konusu rakamların Türkiye’deki işsizlik artışına işaret ettiğini dile getiren Kesikbaş, “Tabii ki işsizliğin artışı ile ilgili olan kısım aslında Ağustos ayında kur şokları ile başlıyor. Kur şokları ülkemizin zaman zaman aşina olduğu ama uzun dönemdir yaşamadığı bir durum. İnsanlar böyle bir dönem içerisinde ne yapacaklarını fazlasıyla şaşırdılar. Özellikle sanayici ekseninde baktığımız zaman duruma bir kere yüzde 40 fakirleştik. Sermayemiz gelirlerimiz azaldı. Bununla birlikte iç piyasa daraldı. Özellikle inşaat sektöründe daralma çok yoğun hissedildi. Sanayide de iç piyasanın bu durağanlığı sebebiyle ister istemez üretim verileri de düştü. Sanayi endekslerine de baktığımız zaman ikisini birlikte değerlendirmek gerekiyor. 2018’in son çeyreğinde sanayi endeksi eksi 7,6 düştü” ifadelerini kullandı.

ÇOK ÜRETİM GEREK
Sanayi Odası Başkanı Kesikbaş, sanayicinin üretmeme sebebini talebin olmamasına bağlayarak şunları söyledi: “Yatırımlar, devlet yatırımları duruyor. İç tüketim, insanlar doğal olarak bu tür ortamlarda ne yapar? Yememiz içmemizden keseriz. Kılık kıyafetimizden kesmeye başlarız. Değiştireceksen arabamızı değiştirmemeye karar veririz. Çoğu şeyi erteleriz. Çünkü hep beklentimiz şudur: ‘Dolar şöyle mi olacak böyle mi olacak?’ Dolar bu işlerin bir göstergesi. Halk dolara göre rüzgarın yönüne bakıyor. İster istemez onlar için bir gösterge noktası. Sabah ilk baktığı yer dolar, Euro. Son derece önemli ama o bir şeyin sonucu. Bir bütünün, uzun bir sürecin sonucu. Demek ki işler iyi gitmiyor ki dolar yükseliyor. Tabii ki dış etkenler de vardır. Mutlaka ülkemizle ilgili farklı düşünenler, Türkiye’nin büyümesini istemeyenler, stratejik alanda daha güçlü bir Türkiye istemeyen birçok ülke de vardır. Ama bizim düşmanımıza karşı hazır olmamız gerekiyor. Bu anlamda da iş dönüyor dolaşıyor üretime geliyor. Çok üretmemiz, stratejik ürünleri ürütmemiz gerekiyor. İnovatif ürünler yapmamız gerekiyor. Bunları sürekli ihraç edebilmemiz gerekiyor. Üretim olmadan hiçbir özgürlüğümüzü ve geleceğimizi teminat altına alma şansımız maalesef yok. Finansal çözümler anlık çözümlerdir. İlaç almışsınızdır ama o mikrobu hiçbir daha yaşamam için iyi bir aşı olmanız gerekiyordur aslında. Bu açıdan baktığınız zaman üretim, sanayi çok daha değerli haline geliyor. Bugün bu işsizlik verileri çok normal rakamlar değil. Özellikle tarım dışı işsizlik oranı daha çok ilgilendiriyor. Orada 16,8 işsizlik oranımız var. 15-24 yaş grubu arasında 6,8 puanlık bir artış, o da yüzde 26.7’ye denk geliyor. Bunlar dramatik sonuçlar”

NİYET PAKETİ
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan reform paketini değerlendiren Kesikbaş, “Paket çok genel bir paket. Aslında bir niyet paketi. Aksiyon planları henüz alınmamış. Bütününe baktığınız zaman aslında bizim uzun süredir konuştuğumuz konular var içerisinde. Biz ESO olarak bundan 6 ay önce bir vizyon raporu hazırladık. Baktığınız zaman kapsama alanı yüzde 90. Aslında hepimizin temel ihtiyaçlarının biraz daha derli toplu ve genel anlamda anlatılması. Henüz daha akıbetini ve aksiyonlarını bilmiyoruz. Baktığımız zaman üretim ekonomisine bir geçişten bahsedebiliriz. Üretim ekonomisi bizler için değerli ama başarıya ulaşma kriterleri çok önemli. Öncelikli olarak niyet sorgulaması yapmak gerekiyor. Yüzde yüz niyetli miyiz ama bunu hükümet ve devlet anlamında söylemiyorum. Biz bireysel olarak da niyetli miyiz? Çünkü neticede hepimizin biraz canını yakacak biraz yoracak, tasarrufa zorlayacak biraz daha sistemi düzenleyecek, içerisine baktığımız zaman toplumsal bir birliktelik gerekiyor. İçi nasıl doldurulacak bu da önemli. Uygulamadaki başarısı önemli. Paket çok güzel yazılmış, gerçekten ihtiyacımız olan şeyler ama uygulamadaki bir tanesinin başarısızlığı bütün moral ve motivasyonumuzu bozabilir. Onun için diyorum ya aslında bir toplumsal mutabakat metni gibi bir şey olmuş. Önemli adımlar var içerisinde. İçeriğinin nasıl doldurulacağı kısmı ve niyet kısmı çok önemli ama jenerik anlamda baktığımız zaman olması gereken her şey yazılmış. Denmiş ki evet Türkiye AB kriterlerine de uygun olarak hukuk ve yargıyla ilgili gerekli düzenlemeleri, gerekli reformları yapacaktır diyor. Bundan daha güzel bir cümle olmaz. Altı henüz doldurulmamış. Vergi reformu kısmında kurumlar vergisi kademeli olarak düşürülecek. Daha şeffaf, denetlenebilir şirketler elde edilecek, yapılandırılacak. Bununla birlikte gene vergisel anlamda tabana yayılacak şirketler bağışız denetim şirketleri tarafından değerlendirilecek. Bundan daha bir şey olamaz” şeklinde konuştu.

UZLAŞMA YOLU OLMASI GEREKİYOR
İşçilerin reform paketi kapsamında sahip olduğu ‘kıdem tazminatımızı istediğimiz zaman alamayacağız, emekli olduktan sonra alabileceğiz, yatırdığımız kadar alabilecek miyiz’ şeklindeki endişeleri ile ilgili konuşan Kesikbaş, “Aynı endişeleri işverende yaşıyor. İşverende diyor ki bugüne kadar birikmiş kıdem tazminatları var. Ben bunları bir kerede oraya yatırırsam batarım. Dünya kadar para, diyenlerde var. Bunun için mutlaka ortak uzlaşma yolu olması gerekiyor. Çünkü bu konuda birkaç yıl önce yine bir takım teşebbüsler oldu ama sonra bu ortak mutabakat sağlanamadığı için işçi ve işverenlerle ilgili çözülmedi. Burada kimsenin hakkının yenmeden… İşçi için önemlidir kıdem tazminatları çünkü insanlar çalışıyorlar ve bir para biriktiriyorlar ve biriktirdikleri parayı da alınlarının akı gibi bir şekilde alıp tekrardan kullanmak istiyorlar. O para onların hakkı çünkü. Bugüne kadar ödemeyen şirkette pek duymadım. İşverenler ve işçi bir araya gelecek, işçinin kesinlikle alın terini, hakkını yemeden ama işverenleri de zor duruma sokmadan mutlaka bir çözüm bulunacaktır” dedi.

SANAYİCİNİN YANINDA OLMALIYIZ
Eskişehirli sanayicinin en çok zorlandığı unsuru finansmana erişim olarak belirten Kesikbaş, “Finansmana erişim kolay olmuyor. Gittiğiniz zaman hem pahalı hem de alması eskisi gibi kolay değil. Bankaların bir kısmı kendi bütçeleri dahilinde bu kredileri veriyor. Eskiden size kredi satmaya çalışırken şimdi biraz daha geri çekilmiş durumdalar. Onlarda çünkü bir şekilde kendilerini bütçeleri çerçevesinde korumak zorundalar. Bu anlamda kamu bankalarına 28 milyar TL’lik fon aktarılması konusu doğru, umut verici. Maalesef finansmana erişim konusunda çok fazla enstrüman yok. Çünkü geçmişe yönelik borç stoklar var. Bu borç stoklarının içerisinde zaten fabrikasını ya da arsasını ipotek olarak vermiş. Verecek başka bir şeyi de yok. Bankaya verecek başka bir şeyiniz yoksa bankada size para vermiyor. O zaman o kısır döngü başlıyor. SGK borcunu ödeyemiyor, vergi borcunu ödeyemiyor. Onu ödeyemeyince devlet geliyor şer koyuyor. Batış süreci demeyelim ama patinaj süreci başlıyor. Eskişehirli sanayici proleter sanayici. Hulusi Kentmen tarzında sanayici değil. Hem çalışıyor, hem işinin başında, finansmanını da yapıyor, projesini de yapıyor, malını da satın alıyor. Bu anlamda da o patinaj günlük bütün konsantrasyonunu insanların emiyor. Biz aslında Türkiye Cumhuriyeti olarak okyanusu geçmişiz, sanayiciler anlamında söylüyorum derede boğuluyoruz. Makine yatırımlarımızın çoğunu yapmışız, işe ihtiyaç var, aşa fazlasıyla ihtiyaç var, iş gücümüzde var, aslında her şeyimiz var. Maalesef ben çok net söylüyorum bugün sanayiciye verilecek 100 milyar TL hiçbir şekilde boşa gitmez. Bugüne kadar hep 50 bin liralar 100 bin liralar… Bunlarla bir şey olmuyor. Yatırım bankacılığı sisteminin tekrardan sanayiciler için entegre edilmesi gerekiyor. Üreten insana, üreten firmaya ihtiyacımız var. Tabi ki denetlenebilir, şeffaf olması şartıyla… Çok güzel şirketlerimiz var Eskişehir’de, pırıl pırıl. Belki içine koyacağınız 10 Milyon lira bu şirketleri en azından 3 katına 5 katına hızlı bir şekilde, 3-5 yıl içinde çıkarabilecek kabiliyete sahip. Kabiliyetlerimizde çok yüksek, herkes fazlasıyla yetenekli, İşgücü olarak her ne kadar sıkıntılarımız olsa da… Sanayicinin yanında olmak gerekiyor. Sanayiciye mutlaka o fonların aktarılması gerekiyor. Kalkınma artık bir şekilde üretimden olmak zorunda” ifadelerini kullandı.

EN BÜYÜK MUTLULUĞUMUZ AY BAŞI
Sanayi odasının sanayicilere verdiği kredi ile ilgili ilgi bilgi veren Kesikbaş, “78 milyon TL civarında. Rakam konusunda yanıltmak istemiyorum bunun ya yüzde 70’ini ya 75’ini kullandırtabildik. Geri kalan kısmını bankalar teminat eksikliği nedeniyle maalesef bizim sanayicilerimize kullandırtamadı. Buna bir çözüm buluyor olması gerekiyor devletin. İnsanlara belki devlet kefaletiyle teminatsız bir şekilde ama denetlenebilir bir şekilde mutlaka sanayiciye aktarılması gerekiyor. Ben hep söylüyorum Eskişehir’de çok az sayıdadır o hayalini kurduğumuz sanayici. Bu televizyondaki dizilerde insanları fazlasıyla yanıltıyor. Genç çocuk lüks bir arabadan iniyor 3’üncü kata çıkıyor iki tane hanımefendi sekreter karışılıyor. Çocuk toplantı yapıyor, biraz fırça atıyor. İnsanlar iş hayatını veya sanayiciliği böyle bir şey sanıyor. O dizilerde maalesef ticaret yapan sanayiciler için çok yanlış algılar var. Toplum böyle zannediyor, iştiram ediyorum böyle zannetmesinler. Normal bir insan, fazlasıyla da cefa çekiyor. En büyük mutluluğumuz ay başında maaşlar yattığı zaman. Dünyada istediğiniz kadar milyonlarınız olsun önemli değil o gün maaşları yatırdığınız an dünyanın en iyi, en güzel, en mutlu insanı sizsiniz. Sanayicilerin bakış açısı böyle. 

HEDEFLER KOYACAĞIZ
Eskişehirli sanayicinin yapması gerekenlere değinen Kesikbaş, “Şu anda yapması gereken en önemli şey, yapmaya da başladık, çantamızı alacağız ülke ülke dolaşacağız. Önce stratejik hedeflerimizi koyacağız. Sanayi Odası olarak URGE projeleri başlattık. Ama illa URGE projesini beklemekte gerekmiyor. Bir kere kaliteli üretim yapacağız, çünkü yurtdışına çıktığınız zaman şampiyonlar ligine çıkıyorsunuz. Sertifikalarını almış olacağız. Biraz satış ve pazarlamaya para harcamaya başlamamız gerekiyor. Yurtdışına çıktığımız zamanda hedef pazarlarımızı doğru koyacağız. Ürettiğimizi de bir şekilde satmanın yolunu bulacağız. Eskişehir bu anlamda başarılı, şu anda gidişat fena değil. TÜİK verilerine göre 2017 yılında 902 Milyon ihracat varken 2018’de 1 Milyar 60 Milyon dolarla kapattık. Ocak ayında 2018’e göre yüzde 12 artışımız var. Şubat ayında da 2018’e göre yüzde 6 artışımız var. Buradan baktığımız zaman ihracat yapmaya başlamışız, artırmaya başlamışız. Yurtiçinde en azından önümüzdeki birkaç sene fazlasıyla iş yok.” dedi.

BİRBİRİMİZİ TANIDIK
Tedarikçi günleri ile ilgili bilgi veren Kesikbaş, “Öncelikle birbirimizi tanımamız gerekiyordu 16 tane fuar düzenledik. Birbirimizi tanıdık, birbirimizden ticaretimizi ve alışverişimizi sağlamak için bu fuarları gerçekleştirdik. Ondan sonra dedik ki biz Türkiye içerisinde ne yapabiliriz. İstanbul Sanayi Odası’nın 500 büyük Türk firmasının yer aldığı listesi var. Bunların satın almalarını tek tek aradık. 300 tanesinin satın alma direktörlerine en üst düzeyde ulaştık. Hepsini Eskişehir’e davet ettik. Eskişehir Sanayi Odası’ndan arıyoruz, tedarikçi günleri oluşturduk, size firmalarımızın listelerini gönderiyoruz, ne iş yaptıklarını ve hangi ürünleri ürettiklerini de gönderiyoruz dedik. İlk BMC ile başladık, 10’un üstünde satın almacı arkadaş geldi. Yaklaşık 80-90 tane firmamız birebir görüşmeler yaptı. İkincisi Makine Kimya Endüstrisiydi yine 10’un üstünde fabrika müdürü, satın alma sorumlusu genel müdür düzeyinde geldiler. Yine 100’e yakın firmamızı görüştürdük. Aselsan’dan tutunda TÜPRAŞ’a kadar o 500 büyük firmamızı tamamını davet ettik, hepsi şu anda gün veriyor, konuşuyoruz. Nisan ayında gelecek olan var, Mayıs ayında gelecek olanlar var. Baktığınız zaman bunlar milyar, milyar satın alma yapan firmalar. Bugün kapısını çalsanız, kapısından içeriye zor gireceğiniz firmaların satın alma direktörlerini en üst seviyede Eskişehir Sanayi Odası’na getiriyoruz. Buradaki firmalarımızla onlara iş imkanı yaratmaya çalışıyoruz. Aş ve iş konusu çok önemli ama bununla da kalmıyoruz yurtdışı fuarlarda, stantlarda hazırladığımız sanayi odası rehberini dağıtıyoruz. Yurtiçi fuarlarda hem TÜYAP’la hem CNR’la anlaştık, ücretsiz stant alıyoruz Sanayi Odası olarak orada. Her sektör fuarına katılıyoruz, yurtdışı gelen temsilciler oluyor, orada birebir gelişmeler oluyor. Onları hemen sanayicilere aktarıyoruz. Aslında baktığınız zaman temelinde Eskişehir’e iş getirmek gerekiyor” şeklinde konuştu. 
Kaynak : Anadolu Gazetesi
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Özlenen başkan 19 Nisan 2019 22:18

Sizi tebrik ediyorum. Bu yaptıklarınız sayesinde sanayimiz hızla büyümeye başlayacak. Yıllardır özlenen hizmetler, beklenilen başkan. Allah razı olsun. Şehrimiz hakettiği yere inşallah sizlerin sayesinde gelecektir.

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi