Neden evet, neden Hayır!

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Neden evet, neden Hayır!
A
a

16 Nisan’da sandığa gidip Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için oy kullanacağız. Neden ‘Evet’ veya neden ‘Hayır’ dememiz gerektiğini AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan ile Hayır Platformu Sözcüsü Yalçın Mutlu’ya sordum.

Sütiş Eskişehir
Volkan Doğan, “Ülke artık koalisyon dönemlerini, koalisyon pazarlıklarını ebediyen unutacak”, Yalçın Mutlu ise “Evet çıkarsa tek adam her şey olacak. Başkan seçilecek kişi hem hükümet, hem Meclis, hem de mahkeme olacak” diyor.

EVET

Türkiye’yi koalisyonlar mı yönetsin? Yoksa artık alışmış olduğumuz tek başına iktidarlar mı yönetsin?
100 yılını doldurmamış Türkiye Cumhuriyeti’nde tam 65 hükümet değişti. Yani ortalama 15-16 ayda bir hükümet değişmiş. Menderes, Özal ve AK Parti tek başına iktidarlarını çıkardığımızda ise bu ortalama 8-9 aya düşüyor. Oysa 200 yıllık Amerika’da sadece 45 hükümet değişmiş ve başkanların bir kısmının 2 dönem görev yaptığı göz önüne alındığında daha az başkan görev yapmıştır. Tek başına devam edecek iktidarlar bir ülkenin istikrarı için vazgeçilmezdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde seçeceğimiz Cumhurbaşkanı artık seçildiğinin ertesi günü göreve başlayacak, 5 yıl aralıksız hizmet edecek, ülke artık koalisyon dönemlerini, koalisyon pazarlıklarını, bakanlık pazarlıklarını ebediyen unutacak. Halka hizmet makamları artık pazarlıklara konu olamayacak. Koalisyon kurma süreçlerinin de uzaması dikkate alındığında ülke artık kısır döngülerden kurtulacak, yönetim boşlukları oluşmayacak.

-Türkiye’de çift başlı yargı mı olsun, yoksa yargıda çift başlılık ortadan kalkmalı mı?
Malum yeni düzenlemeyle askeri yargı tamamen kaldırılıyor. Askeri yargının kaldırılması ile yargıda çift başlılık ortadan kalkıyor. TSK bünyesinde işlenen tüm suçların suçluları veya özlük haklarına ilişkin idari kararla artık kendi içlerinde oluşturulan yargı sistemi ile değil, her ilde bulunan adliyelerde ve Türkiye genelinde Yargıtay ve Danıştay eliyle görülecek. Anayasa Mahkemesi’ne üye gönderen askeri Yargıtay ve Danıştay artık kaldırıldıkları için, bundan sonra üye gönderemeyeceklerinden, yargı tamamen sivilleşiyor, asker asli görevi olan ülkeyi dış güçlere karşı koruma vazifesini yapmaya devam ediyor.

-Yargı Cumhurbaşkanı’nın emrine mi giriyor? Yoksa daha da demokratikleşiyor mu?
Yeni düzenlemede Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi ile ilgili değişen bir düzenleme yok. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda ise 13’e düşen üyelerden Adalet Bakanı ve Müsteşarın doğal üye olduğu kurulda Cumhurbaşkanı şu anda olduğu gibi 4 üyeyi atayabiliyor. Geriye kalan ve çoğunluğun olduğu 7 üyeyi ise artık Hâkimler ve Savcılar kendi aralarından değil, halkın oluşturduğu meclis tarafından seçilecek. Bu düzenleme ile FETÖ vb. terör örgütü üyelerinin yargıyı ele geçirme teşebbüslerine bir nokta koyuluyor. Demokratikleşen ve Sivilleşen yargı aynı zamanda bağımsızlığını perçinlemekle birlikte tarafsızlığını da güçlendiriyor.
-Darbeye zemin hazırlayan Sıkıyönetim’i Yeni Anayasa’da kim görmek ister?
Malum yeni düzenleme ile Sıkıyönetim tamamen kaldırılıyor. Türkiye’nin başına bela olmuş vesayet sistemlerinin vazgeçilmez isteği olan darbe heveslilerin bu hevesleri artık ebediyen kalkacağı gibi, buna zemin oluşturan sıkıyönetim düzenlemesi de tarih oluyor. 

-550 olan milletvekili sayısı neden 600’e çıkıyor?
1995 yılında yapılan düzenleme ile 450 olan milletvekili sayısı 550’ye çıkarıldı. O zaman Türkiye’nin nüfusu 58 milyon civarlarında olduğuna göre ortalama 105.000 kişi 1 vekille temsil ediliyorken, 80 milyonu bulan Türkiye’de vekil sayısı 600’e çıkarılmasına rağmen ortalama 140.000 kişiyi 1 vekil temsil edebilecek. Burada amaçlanan artan nüfusa göre temsil yetkisinin artırılması ve meclisin güçlendirilmesidir. 9 milyon nüfusu olan İsveç’in 349 milletvekili ile Dünya’nın en demokratik meclisi seçildiğini de belirtmekte fayda var. Türkiye ile nüfusu hemen hemen aynı olan Almanya’nın ise 630 milletvekili olduğunu ve bu düzenlemenin amacının daha fazla temsil ile daha fazla demokrasi olduğunu görmezden gelemeyiz.


Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumu


-18 yaşında milletvekili olur mu?
AK Parti döneminde 30 olan seçilme yaşı 25’e indirildiğinde 25-30 yaş arası 3 vekil meclise girmişti. Bu kişiler ise alanlarında kendilerini ispatlamış liyakat sahibi kişilerdi. Hatta bir tanesinin babası bakkal olması göz önüne alındığında sadece zengin çocuklarının değil, liyakat sahibi herkesin milletvekili olabileceğini belirtmek isterim. 18 yaşa inen seçilme yaşında 25 yaşın da dikkate alınması gerekmektedir. 18-25 aralığındaki kişilerin de seçilme hakkına sahip olduğunu da hatırlatmak isterim. Ayrıca bir çağ kapatıp bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet’in de İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında bir genç olduğu herkesçe bilinmektedir. Ayrıca bu düzenleme ile 18 yaşında seçilebileceklerini bilen gençlerimiz özgüveni yüksek gençler olarak yetişeceklerdir.

-Cumhurbaşkanı istediğini yapsın ama hiçbir şeyden sorumlu tutulamasın ve yargılanamasın mı?
Şuan ki anayasada Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet suçundan yargılanabiliyor. Vatana ihanet suçu Ceza Kanunumuzda düzenlenmediği için Cumhurbaşkanı’nı yargılamak şu anda mümkün olmuyor. Ancak yeni düzenleme ile Cumhurbaşkanı’nı her türlü suçtan yargılayabilmek mümkün olabilecek. Yetkili ama sorumsuz Cumhurbaşkanı yerine yetkili ama sorumlu Cumhurbaşkanı geliyor.

Cumhurbaşkanı partili olunca tarafsızlığını mı kaybediyor?
Türkiye Cumhuriyetimizde Mustafa Kemal Atatürk, İnönü ve Celal Bayar’da CHP üyesi olarak Cumhurbaşkanlığı yapmışlardır. Daha sonra kaldırılan bu sistemin tekrar gelmesi tarafsızlığa gölge düşürmeyecektir. Kaldı ki Dünya’da sadece 2 ülkede Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından partisiyle ilişiği kesiliyor. Malum biri Türkiye bir diğeri ise Macaristan. Ayrıca bu ülkede Başbakan, Bakan, Belediye Başkanı seçilmekle partisinden ilişiği kesilmemekle, halkına karşı tarafsızlığını koruyarak herkese eşit hizmet etme görevini devam ettiriyor. Partili olmak tarafsızlığa ve halka hizmet etmeye engel bir durum değildir.


HAYIR

Referandumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplumun uzlaşarak kabul ettiği bir sonuç değil, dayatma. Eşit şartlarda da yapılmıyor. Ülkenin işsizlik, terör, enflasyon ve yurt dışı ilişkilerde büyük sorunları var iken çözüm üretemeyenler, böyle bir çıkış arıyor. Evetçiler yasayı anlatmıyor. Büyük, güçlü Türkiye, istikrar ve bir de Hayırcılara gönderme yaparak oy toplamaya çalışıyorlar. Hâlbuki bu siyasi bir seçim değil. Kimin yöneteceğini değil, nasıl yönetileceğimizi belirleyeceğiz. Anlatmıyorlar çünkü bu yasada halk yok. Başkan, yardımcıları ve seçilmemişler var. Her maddede kendilerini garanti altına alarak oluşturmuşlar.

Niçin “HAYIR?” 5 Ana maddede toplayabiliriz.
1- DENETİM: Mecliste soru önergesi vermek, gensoru ve güven oylaması kalkıyor. Yani seçilmişler, başkana soru soramayacak. Yazılı soru verilecek. Başkan 15 günde yanıtlayacak. Yanıtlamaz ise? Meclisin içi boşaltılıyor. Soruşturma izni için 301, açılması için 360, Yüce Divan için 400 vekil onayı gerekli. Bu ömür boyu içinde geçerli.
2-ATANMIŞLAR: Yardımcıları, bakanları, üst kademe yöneticileri başkan atıyor. Sayısı belli değil. Seçilmemişlerden atayabilir. Sadece başkana karşı sorumlular. Başkan yok iken tüm yetkiler yardımcısında. Halkın seçmediği bir kişi.
3-YARGI: HSYK’nın sayısı 13 oluyor. HSYK ne iş yapar? Danıştay ve Yargıtay’ı atar. Tayinleri, görev yerlerini belirler. 4’ünü başkan direkt atıyor. 1 Adalet Bakanı başkan atıyor. 1 Müsteşar başkan atıyor. Diğer 7 üye meclisten seçiliyor. Parti başkanı kim? Başkan. Başkan en kötü ihtimalle 1 kişi daha seçer. 7 yapar. Bu kurul kendini atayanları yargılayabilir mi?  Bu kurula girecek hâkim ve savcılar partili mi olmalı? İl başkanı mı referans gösterecek?
4-KHK ve OHAL YETKİSİ: Başkan tek imza ile kanun yapabiliyor. OHAL ilan edip, her kanunu yapabilir, savaşa girebilir, mal varlıklarına el koyabilir, 80 milyonun seçtiği meclisi fesih edebilir. Yurt dışı anlaşmaları o yapar. Genelkurmay Başkanı. Yani tek adam bu kadar işi nasıl yapabilir? Yapamaz. Demek ki kandırılabilir.
5- BÜTÇE: 75 gün önceden bütçeyi hazırlar, meclise sunar. Onaylanmaz ise istatistik artışlarla bütçeyi kendisi onaylar. Toplanacak vergiye, harcanacak paraya tek kişi karar veriyor. Maaşlara vergilere o karar veriyor. Tek adam rejimi kurulacak, tek adam her şey olacak, devletin tümüne hükmedecek. Bir kişi Başkan seçilecek ve o kişi hem hükümet, hem meclis, hem de mahkeme olacak.


Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi


'Tüm yetkiler tek kişide toplanamaz'
Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. O parti belki de senin hiç oy vermediğin, hiç sevmediğin bir parti olacak. O partinin genel başkanı hâkimleri atayacak. Kararname adı altında kanun yapabilecek. Seçtiğin Millet Meclisi’ni fesih edebilecek. Orduya emir verecek. Başbakan olmayacak. Bakanlar sadece Başkan’a karşı sorumlu olacak, meclise karşı sorumlu olmayacak. Milletvekillerini umursamayacak.
Hayır diyoruz. Çünkü 80 milyon insanın seçtiği milletvekillerini başkanın feshetme yetkisi olacak. Başkan kendini ve bakanlarını mahkemeye çıkarma girişiminde bulunan meclisi feshedebilecek. Bu şekilde başkanı ve kararlarını sorgulayabilecek kimse kalmayacak.

HAYIR çıkarsa ne olur?
Şu anda iktidarın yapamadığı yok. Cumhurbaşkanı görevinin başında olacak. Hükümet görevinin başında. O zaman riske atmaya gerek yok. Tüm gelişmiş ülkeler demokratik parlamenter yapı ile yönetiliyor. Yeni bir Anayasa’ya ihtiyaç var. “Hayır”la meclis toplanmalı, uzlaşmalı ve halkın ihtiyaçlarını karşılayacak bir Anayasa yapmalı. Parlamenter sistem güçlendirilmeli. “Hayır”ın anlamı budur. Türkiye bir kişiye bırakılmayacak kadar büyüktür. Yani Türkiye 1’den büyüktür. Bu yapılmak istenen bir rejim değişikliğidir. Bu kadar büyük bir yetki bir kişiye verilmemelidir. Hepsinden önemlisi kuvvetler ayrılığının olmadığı bir yerde Anayasa yok demektir. Yapılmak istenen Anayasa’yı değiştirmek değil aslında hepten yok etmektir. Bu nedenlerden dolayı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni seven herkes HAYIR demelidir. 

Sandığa kesin gidelim. Hayır diyelim.
Tüm billboardlar evet olabilir, her yer çadır olabilir, araçlar akşama kadar müzik çalabilir, çok kaliteli baskılarla bildiriler basılabilir. Fakat hayırcıların bu kadar parası yok. Halk, işçi, esnaf, memur, köylü, taşeron, bunun farkında. Bir evin bütün anahtarlarını sadece babaya vermeyecek. Ya kaybederse? Tüm varlığını bir çocuğunun üzerine yapmayacak. Her çocuğun hakkı var. Bu halk terörist olmadığını ve ülkesini herkesten çok sevdiğini biliyor ve ispatlamış. Birlikte kardeşçe yaşamı, laikliği ve cumhuriyeti sonuna kadar koruyacak. Bu yasa iyi değil. Kötü hazırlanmış. Halkımız her zaman iyiden yana olmayı tercih etmiş, edecektir. Evet de çıksa, Hayır da çıksa halk kazanacak. Halkımız demokrasiden vazgeçmeyecek. Birlikte kurduğumuz ülkemizi, birlikte yöneteceğiz. Daha güçlü demokratik bir Anayasa ile Türkiye çok daha fazla büyüyecek ve gelişecektir.

Röportaj: Sadi Seda
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi