Mezar taşına yazılacak cümleyi ES TV’de açıkladı

Efsane kalecilerden Eskişehirli Rasim Kara, “Bir gün ölürsem mezar taşıma şunu yazdırın dedim. 20 sene amatör profesyonel kalecilik yaptı. Doya doya bir çim sahada kaleci antrenmanı yapamadan futbolu bıraktı” diye konuştu.
Başka bir soruna dikkat çeken Eriç de “Eskiden okuldan çıkıncı arsalarda top oynardık. Şimdi var mı arsa? Her taraf beton oldu. Eskiden yetenekli çocuklar o sokaklarda yetişiyordu. Çalım atarlar, istedikleri gibi oynardı” dedi.
 
Osman Cemoğlu, Eskişehirli efsane kaleciler Rasim Kara ve Adil Eriç’i ES TV’de ağırladı. Yurt içinden ve dışından hayli ilgi gören programda samimi konuşmalar yapıldı. Eski günleri anlatan Eriç, “Eskiden okuldan çıkıncı arsalarda top oynardık. Şimdi var mı arsa? Her taraf beton oldu. Arsa kalmadı, nasıl yetişecek? Eskiden yetenekli çocuklar o sokaklarda yetişiyordu. Çalım atarlar, istedikleri gibi oynardı. Şimdi de var. Her yer okul oldu. Herkes açtı.  Ama şimdi yetenek yok. Gidiyor adam üstüne karşısına adam gelince geri dönüp pas... Barcelona gibi yapmak istiyorlar. Onu da beceremiyorlar. Barcelona pas yapıyor ama ileri gidiyor. Şimdi Ender Abi gibi, Kemal Yıldırım gibi çalım atıp bekin üstüne gidip belini kıracak şekilde var mı öyle arkadaş? Kamuran, Koko Burhan ve Vahap... Abi öyle bir orta saha yok. Top cambazı. Birkaç kişi çıkıyor” dedi.

Kara da “Adil’e katılıyorum. Semt sahalarının bizlerin yetişmesinde çok büyük katkısı oldu. Yeteneğini orada özgürce kullanıyordu. Mahallenin büyüklerini taklit etme imkânı buluyordu. Büyük statlar yapılıyor ama onların yayına 10-15 tane saha yapmaları lazım. Belirli bir seneye kadar üç büyük takımda bir Eskişehirli olurdu. Şimdi Eskişehir’den futbolcu yetişmesine ben asla katılmıyorum ve kabul edemiyorum. Eskişehir genci çok yeteneklidir, imkân verilirse bizi rahat geçebilecek, milli olacaklardır. Altınordu hariç üç büyükler dâhil altyapı tesis sıkıntısı var. Yöneticilerin alt yapıya bakışları iyi değil. Bu nedenle fazla oyuncu yetişmiyor. Belediyelerin birinci amacı A Takımı destekleyip tonlarca para harcamak değil. Belediyelerin birinci amacı o yöredeki gençlerin spor yapmalarına imkân sağlamaktır” diye konuştu.
“Gençlere de mesaj vermiş olalım” diyerek sözlerine başlayan Kara, şöyle konuştu“Amatör, profesyonel 20 sene oynadım. Jübile yaptığımız zaman medyaya ve dostlarımıza yemek verdim. Orada ‘anılarından biraz anlat’ dediler. Anılarım var... Blokhin’e karşı oynadık. Beckenbauer’un penaltısını kurtardık. Bunlar çok önemli değil. Ama bir gün ölürsem mezar taşıma şunu yazdırın dedim. 20 sene amatör profesyonel kalecilik yaptı. Doya doya bir çim sahada kaleci antrenmanı yapamadan futbolu bıraktı. Acı ama gerçek.” Söz alan Adil Eriç de “Saha topraktı, kale önlerini suluyorduk. Yumuşasın, düştüğümüz zaman yumuşak olsun diye” ekledi.


Milli Takım ve Beşiktaş forması giyen Kara, uhdesini şöyle anlattı: “Benim içimde uhde kalan bir şey var. Eskişehirlilerin bana belki de haksız yere kızgın olduklarını belki ben öyle yorumluyorum. Bursaspor’da oynarken Eskişehir Demirspor ile kupada eşleştik. Penaltılara kaldı. Ben bir tane penaltı attım, bir tane penaltı kurtardım. Turu atladık. Oynadığım takıma penaltı attım. Penaltı oldu, ben atayım dedim. Neden? Sebebi de şu; Abim Demirspor’a gidip “Rasim okusun mu, futbol mu’ diye soruyor. Ağız arıyor bir nevi... O da “Rasim çok iyi çocuk ama bilekleri zayıf” diyor. Yani bu ne demek, olmayacak. Gittim hemen iki tane Vita kutusuna çimento doldurdum halter yaptım, yay aldım, ip aldım. Bir başkası küsüp bırakabilirdi benim için itici güç oldu. Penaltı attığımda Demirspor’un başında o hoca vardı. Bir sene sonra da Eskişehirspor’a geldi. Penaltı attım, degaj yapıyorum. Zayıf ellerimi, bileklerimi görsün diye... Böyle bir şeyden dolayı Eskişehir’e penaltı attım ve penaltıcılığımız buradan başladı. Bir de 81-82 sezonunda bizim taraftarı olduğumuz es es es ki ki ki diye bağırdığımız takımımıza karşı kader bizi 15 sene şampiyon olmamış Beşiktaş’ta ben takım kaptanıyım. Adem başladı burada, birinci golü Ziya atınca direğe karate yapıyor sevinçten kimse görmüyor. Sonra adem ‘beni değiştirin’ diyor. Devre arasında ben oyuna girdim. 2-1 maç yarıda kaldı, hakemin kafası yarıldı falan... Eskişehirspor küme düştü, biz 15 sene sonra hem üzüntüyü hem sevinci yaşamışız.”


Eriç de “Aynı üzüntüyü bende yaşadım. Eskişehirspor ile Ankara’daki maçta biz 2-0 yenmiştik. Eskişehirspor’un düştüğü sene... Çok üzgünüz. Kapının önünde bir tanesi ‘Nasıl geleceksin Eskişehir’e’ dedi. Nasıl gelmeyeceğim kardeşim, bütün sülalem orada. Benim içim senden fazla kan ağlıyor. Bazı insanların bilmediği bazı şeyler var. Ben hangi takımın formasını giyiyorsam sahaya çıkıyorsam, ekmeğini yiyorsam o takım için mücadele ederim. Karşımdaki kim olursa olsun” diye konuştu.


Eskişehirspor’un son yıllardaki durumu hakkında konuşan Rasim Kara, “Planlamayı başaramazsan başarısızlığı planlarsın. Eskişehirspor böyle bir plansızlığın kurbanı oldu yıllardır. Sponsorlar küstürülmeye başlandı, güven ortamı yaratılmadı. Verilen paralar doğru yerde harcanmadı. Samet Hoca geldiği zaman devre arasında 13 oyuncu alındı. Düştü 18 tane oyuncu... Altı ayda 31 oyuncu almışsan bu işte bir hata var demektir. Ve bunun cezasını çekmek zorundasın. Şu anda fikstüre baktım, dört maçtan üç galibiyet çıkarması gerekir. Yoksa çok kötü sonuçlar olabilir. Yücel Hoca dostum. Ona ve Eskişehirspor’a başarılar diliyorum. Eskişehirspor inşallah bu badireyi atlatır” dedi.