Yalan mı Mithat abi!

Nazım Hikmet’in çok bilinen bir şiiridir…
Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler
Göreceğiz…
…Hani şimdi biz
İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler…
…/…
Nazım usta ne güzel yazmış, Edip Akbayram ne güzel söylüyor!
Güneşli günler, hasretini çekenler için ne büyük mutluluktur!
Çok bilinen bir atasözümüz ne diyor:
-Güneş girmeyen eve doktor girer! Boşuna değildir bu söz! Bilimsel açıklaması var!
Op. Dr. Mehmet Okan Özdemir şöyle diyor:
-Deniz ve kumsalda yüksek oranda ultraviyole ile ciltte D vitamini üretilir, o da bağışıklığı yükseltir. D vitamini düzeyleri 50-60 ngr/ml üzerinde olursa C Boynuzları olan gülen yüz COVİD ölüm oranları minimale iniyor.
Ukraynalı güneşlensin. Yeşili sev, turisti mutlu kıl. Türk ölmek için var.
…/…
Prof. Dr. Canan Karatay güneşli havalarla ilgili şu tespiti yapıyor:
1. Denize giren, deniz kenarında oturup hava soluyan, deniz kenarında gezen vs. kişilere JANDARMA ve POLİSLERİN ceza kesmeleri kadar, büyük bir saçma, bilimsellikten uzak bir uygulama olamaz.
2. Tüm halkımızı denize girmeye ikna edersek (!) pandemi sona erer.
3. İÇİŞLERİ BAKANIMIZ SAYIN SOYLU’ya SESLENİYORUM, lütfen deniz kenarlarında, oturan, yatan, dolaşan, denizde yüzen kişilere ceza kesilmesi uygulamasını bir an önce durdurun.
…/…
Birçok kişi güneşin daha bol olduğu tatil beldelerine çoktan gitti! Kalanlar 65 yaş üstü vatandaşlar, dar gelirliler ve çalışanlar!
Güneş ve deniz suyundan mahrum kalıyorlar. Bırakın vatandaşlar parklarda, bahçelerde güneşle buluşsun!
Yazımızı Eskişehirli büyük sanatçımız Mithat Körler’in şarkısıyla bitirelim:
- Güneşimi kaybettim, gözlerini görmem gerek/ Yaşamaya dönmem için, hep yanında olmam gerek
…/…
Yaşama dönmemiz için güneş şart! Yalan mı Mithat abi!
 

HOŞ GELDİN ARİF!

Arif Anbar, son dönemin genç ve başarılı gazetecilerindendi. Meslek hayatına birkaç ay ara vermişti…
Sürprizi yeni bir haber sitesi oldu!
Daha doğrusu “Sağlı sollu” haber ile geri döndü! Gazeteciliğe kaldığı yerden devam edecek.
Haber sitesinden de anlaşılacağı gibi siyasi görüş ayırt etmeden yapacaklar haberlerini…
-Sağlı sollu!
Arif Anbar’ın yazılarını özlemiştik!
Değerli bir basın emekçisi!  Sitenin başlangıcını 1 Mayıs yerine 3 Mayıs Dünya basın özgürlüğü günü olarak belirlemiş…
Çok da doğru yapmış!
Anbar, yazısında şu vurguyu yapıyor:
-Sağlı Sollu Haber, Eskişehir’e, habercilik anlamında katkı sunmayı en temel görevi olarak kabul etmeye söz vermiştir; bu noktada, tüm medya kuruluşları ve emekçi medya çalışanlarıyla koşulsuz iş birliğine açıktır.
…/…
Anbar’a ve arkadaşlarına bu zorlu yolda, kalpten başarılar diliyorum…
 

BU AÇIKLAMADAN TATMİM OLMADIM!

Dün “Vatandaşın derdi var” köşesinde bir vatandaşımız bize son derece ilginç bir iddia da bulundu…
İddia şöyle:
-Doktorlar "muayene sırasında, henüz test sonuçları çıkmadan corona ilacı favirapiri reçete ile hastalara veriyorlar, hastane içindeki eczanelerden de hemen teslim ediyorlar" ve "Negatif çıkarsanız bu ilacı kullanmayın" diyorlar. Doktora "biz hasta değilsek bu ilacı kime vereceğiz?" diye sorduğunuzda cevap yok, "günah değil mi, neden ilaçların çöpe gitmesine yol açıyorsunuz" denildiğinde, "yukarıdan böyle talimat geldi" deniliyor.
…/…
Açıklamanın altını çizdiğim bölümü şöyle:
- Pozitif vaka ile teması olan olası vakalara da favipiravir veya hekimin değerlendirmesine göre başka ilaçlar da başlanabilmektedir. Temaslı kişiler olası pozitif vaka olarak değerlendirildiğinden ilacın kullanılmasında sakınca yoktur. İlaç reçete edilmesi hekimin ve filyasyon ekiplerinin değerlendirmesine göre yapılmaktadır.
…/…
Vatandaşın iddialarına en yakın yanıt burada! Ancak test sonucu negatif çıkan bir hastaya bu ilaçların neden verildiği sorusunun yanıtı yok!

GÜNÜN SÖZÜ!

İyi konuşup konuşmadığımın ne önemi var? Söylediklerimin doğru olup olmadığına bakın sadece. Platon

GÜNÜN KARİKATÜRÜ