Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç

Üniversite yöneticilerinin nitelikleri ve üniversite yönetimi üzerine…

Bir doğruyu söylemeyenler var bir de doğruyu yapamayanlar. Doğruyu söylememe bir ahlak, doğruyu yap(a)mama bir liyakat sorunudur. İnsanlar genellikle ilkini daha zararlı bulsa da her ikisi de bireyler ve kurumlar için bir felakettir. #AraştıranOkul

5 Temmuz 2020 10:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Kazım Kurt Seçim 2024 DT haber içi
Öncelikle bu yazıyı yazmamım iki nedeni olduğunu ifade etmek istiyorum.
Birinci neden öğretim üyesi olarak akademik kurumlarla ilgili meslek ahlak anlayışı ve tutumumla ilgilidir. Akademisyen ülkesine, toplumuna hem de mesleğine karşı sorumludur. Kafaları kuma gömerek ben görmedim, duymadım demekle gelinecek ve gidilecek yer mesleğin sıradanlaşması, değer yitirmesi ve kurumlarımızın çürümesidir.
İkinci neden akademik çalışma alanımın eğitim yönetimi olması ve konuya olan ilgimdendir. Bu alanda özellikle üniversite yönetimi, akademik özgürlük, özerklik ve meslek etiği konularına üniversite öğrenciliğimden beri ilgiliyim. Bu tür yazıları akademik anlayışıma göre basın yayın hizmeti ve üniversitelerin topluma hizmet işlevi (Doğramacı, 2007) bağlamlarında değerlendiriyorum.
Öncelikle bir kısım ilkeler üzerinde durulması gerekir.
Üniversitelerin yöneticilerinin belirlenmesinde evrensel ilkeler ile pratik olgu ve gerçekler dikkate alınmalıdır. Rektörlerin ve yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin belirlenmesi ilke ve yöntemlerinde başka ülkelere özenilmesine gerek yoktur. Kuşkusuz örnek ve uygulamalardan yaranılması bir deneyimdir ve ders çıkartılmalıdır. Unutmamak gerekir ki evrensel akademik ilkeler hiçe sayılmamalı ancak bizim bize benzediğimiz de unutulmamalıdır. Yükseköğretim kurum yöneticilerinin belirlenmesi konusunda bu Batı’da ya da şurada şöyle demek sağlıklı bir yönetici atama yolu olmadığı gibi bu durumun kesinlikle göz ardı edilmesi de bir eksikliktir. Tersine biz bize benzeriz o halde biz bir kural buluruz anlayışı da doğru bir yol olmayabilir. Bir bakıma salt evrenselci ya da salt ulusal, yerel düşünmek doğru olmayabilir; bir sentez daha doğru bir yoldur, denilebilir.
Bireysel ve ideolojik odaklı çıkarımlar üniversiteleri için için bitirmektedir. Siyaset kurumu ile üniversite ilişkisinde üniversitenin özerkliğinin güvencesi ve hesap verebilir kılınması sağlamalıdır. Üniversite ve yöneticileri siyasetçinin tasallutundan kurtarılmalıdır. Kuşkusuz siyaset yani toplum yönetmek yüce ve sosyal sorumluluk gerektiren bir uğraştır. Ancak siyaset iktidar edinimi ve devredilmesini içerir. Siyaset ayrıca maddi, manevi değerlerin dağıtılması ve bölüşülmesi işlevlerini yerine getirir (Dursun, 2016). Bu açıdan aktif siyaset yanlış ve kayırmacılığa çok açıktır. Buna karşılık evrensel olması zorunlu olan üniversite için felsefi bakış, akılcılıktır ve objektiflik, yansızlık gerektirir. Bu noktada yargı, radyo ve televizyon üst kurulu ve üniversite gibi kuruluşların aktif siyasetten steril edilmesi demokrasi için olmazsa olmazdır. Sizin dönem, bizim dönem ayrımı ve anlayışı üniversiteleri yıpratmakta ve güç yitimine neden olmaktadır. Üniversitelere siyaset gölge etmemelidir. Ancak üniversiteler milli irade ve hukuka karşı hesap verebilirliğe açık olmalıdır. Üniversitelerin özel özerk ihtisas üst yapı ve kurumları ile mali, idari ve akademik hesap verebilirliklerinin denetimini sağlanmalıdır.
Rektörlerin yetkileri kısıtlanmalıdır, kurulların yetki ve işleyişleri güçlendirilmelidir. Yürürlükteki yasa ve uygulamalar göstermektedir ki var olan mevzuat üniversitelerin çağdaş, akademik ve özerk bir nitelikte çalışmasına olanak vermemektedir. YÖK, genel müdürlük ya da bakanlık gibi işlev görmektedir. Üniversiteler ise bölge ya da il müdürlükleri gibi bir statüye düşürülmüşlerdir. Üniversiteler kamusal nitelikli eğitim öğretim ve bilimsel araştırma kurumlarıdır ancak sıradan kamu kuruluşu değildir; olmamalıdır.
Rektör akademik kazanımları, yöneticilik deneyimi ile örnek olmalıdır. Akademik öz geçmişi ve idari görevleri bakımından güçlü olmalıdır. Rektörün kurumun farklı birimlerinde görev yapmış olmasının, kurum orijinli olmasının kimi olumsuzlukları yanında sayısız olumlulukları bulunmaktadır. İşlevsel yabancı dil yeterliliği bir artı olarak kabul edilebilir. Üniversitelerin değişik alt birimlerinde yönetici deneyiminin olmasının sayısız yararı bulunmaktadır. Tüm yönetim yaklaşımları tartışmalarına rağmen deneyimcilik ve durumsallık yaklaşımının kurumlarda tercih nedenleri çoktur (Koçel, 2015). İşin özü tüm teorik alt yapı kazanımına karşın “tecrübe” önemlidir. Yönetimin bilim olduğu bir gerçek olmakla birlikte kullanılacak yol ve yordam, etkili bir liderlik gerekliliktir (Arpacı, 2010). Bu bağlamda şirket yöneticisi, sanayi ve siyaset deneyimlisi gibi parlatmalarla üniversite dışı yönetici atanması yeni liberal taklitlerden başka değer taşımamaktadır.
Rektörlerin yayınları tartışması çok değişik doğruları ve yanlışları içeren bir tartışmadır. Kuşkusuz üniversitenin işlevleri arasında araştırma ve proje benzeri çalışmalar bir boyuttur. Bu bağlamda “İyi araştırmacı iyi yönetici olacaktır.” hipotezi ikircikli bir hipotezdir. Burada olumlu olumsuz sonuçların çıkması muhtemeldir ve yöneticilik araştırmacılık dışında başka nitelikler de gerektirmektedir. Bu noktada asıl sorun kim olursa olsun rektörlüğü ve üniversiteyi aktif siyasetin, particiliğin ve ideolojik dar kalıpçılığın tasallutundan kurtarmaktır.
Yönetim, akademisyenlere sahip çıkmalı ve özerkliği savunmalıdır. Rektör, üniversitenin temsil yetki, görev sorumluluğuna sahip tüzel kişisidir. Ancak üniversiteyi üniversite yapan temel değişkenlerden biri akademik kadrosu ve akademik özgürlüğü ve özerkliğidir. Rektörün temel görevlerinden biri üniversite özerkliğini savunmaktır (Ortaş, 2009). Bu nedenle rektör olası iç ve dış saldırılara karşı akademik özgürlüğü ve akademisyenleri korumak için gerektiğinde risk alabilmelidir. Salt rektör değil yönetim ayrıca kamu yönetimine, topluma ve paydaşlara karşı sorumludur. Hukuka aykırı olmamak koşuluyla düşünce, örgütlenme, inanç ve vicdan özgürlüğünü savunan bir bireysel ve tüzel kişilik gösterilmelidir. 
Yönetimin sendikalar arasında ayrım yapmaması bir zorunluluktur. Bilirsiniz son dönemde sarıdan öte koyu sarı sendikalar türetildi. Rektörler ve akademi yönetimi sendikalar arasında taraf olmamalıdır ve tüm sendika temsilcileriyle görüşmeli, danışmalı ve hukuk egemen kılınmalıdır. Sendikalar da sendika olmalıdırlar. Bilinmelidir ki sendikalar üretimin faktörlerinden emeğin kurumdaki temsilcileridir (Işıklı, 2005). Aksine sendikaların kurumu yönetme yetkileri yoktur ve asla ve asla muhbir çetesi değildirler.
Öğrenci kulüpleri işlevsellik kazanmalı ancak bunların aktif siyaseti temsilen bulunmalarına kurum kapalı olmalıdır. Aktif siyasetçilerin aktif olduğu sivil kitle örgütlerinin önüne genç sıfatını koyarak yeni uyduruk öğrenci kulüpleri oluşturulması demokratik değildir. Bu durum dün de yanlıştı bugün de yanlıştır. Öğrenciler yaşları gereği idealistlerdir ya da öyle olması beklenir.  Geçmişimiz bunun nice acı örnekleriyle doludur. Nice teorik haykırışa rağmen öğrenciler yani gençler sınıflararası bir nitelik gösterirler (Oran, 1992). Baskın Oran Hoca’nın ifade etmeye çalıştığı 12 Eylül 1980 öncesini birebir yaşamış kuşaktan biri olarak vurgulamalıyım ki gençlerin idealizmini kendi politik emelleri için kullanan siyasetçiler bugün kazanabilirler. Ancak tecrübe göstermektedir ki ülke yitirmiştir yarın da yitirecektir. Bu noktada üniversiteler tüm aktif siyasetten arınık, aklın ve bilimin yol göstericiliğine odaklı olmalıdır.
Rektör kurumsallaşmayı sağlamalıdır. Kurumları güçlü kılan temel niteliklerden biri kurumsallaşmalarıdır. Kurumsallaşma kurumun şahıslara bağlı olmadan iş ve işlemlerinin yürütülmesi için kuralların belirli olması ve süreklilik göstermesidir. Olanaklar ölçüsünde kurumsal temsilcilerine gerekirse kişilere kapılarınızın açık olması bir beklentimdir. Her kademede üniversitenin yönetimini emanet edeceğimiz kişinin sevdiğimiz biri olması gerekli değildir, ama güvendiğimiz biri olması şarttır.
            Tartışmasız genel bir ilke: Rektör akademik etik ilkelere sahip olmak dışında bu ilkelerin takipçisi ve geliştireni olmalıdır. İnsanlar mal ve hizmet aldıkları işletmelere güvenmek ister. Bu güvenin tesisi, meslek icra edenlerin etik değerlere bağlı davranışlarıyla olanaklıdır (Kutlu, 2015). Her mesleğin kuşkusuz kendine özgü etik değerleri ve kuralları vardır. Üniversitelerin her kademesinde görev alan akademik ve idari görevliler akademik çalışma ve etkinliklerde, kişiler arası ilişkilerde, kamu tüzel kişisel mal ve hizmetlerin kullanımı gibi değişik alanlarda örnek kişilik sergilemelidir. Bu bağlamda (Aydın, 2019)’ın akademik etik bağlamlı ortaya koyduğu şu ilkeler çok önemlidir ve akıldan çıkarılmamalıdır: Liyakat, adalet, eşitlik, kişisel kazanç sağlamaya kapalılık, tarafsızlık, ayrımcılıktan kaçınmak, sorumluluk, hukukun üstünlüğünü temel alınmalıdır.
Çalışmanın, üretmenin iki yüzü vardır. Bir yüzü yöneten, diğer yüzü yönetilenlerdir. İşin öbür yüzü işgörenlerin “iyi” çalışmasındadır. Bu inançla, umutla daha nitelikli üniversite için el ele, gönül gönüle etkili ve verimli çalışmalıyız, diyorum.
KAYNAKÇA
Arpacı, A. (2010). Yönetim ve yöneticilik. İstanbul: Etap Yayınevi.
Aydın, İ. (2019). Akademik etik. (2. Baskı). Ankara: Pegem Akademi.
Doğramacı, İ. (2007). Türkiye’de ve dünyada yükseköğretim yönetimi. Ankara: Meteksan.
Dursun, D. (2016). Siyaset ve siyaset bilimi. D. Dursun ve M. Altunoğlu (Ed). Siyaset bilimi içinde (s.2-27). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Işıklı, A. (2005). Sendikacılık ve siyaset. (6. Baskı). Ankara: İmge Kitabevi.
Koçel, T. (2015). İşletme yöneticiliği. (Genişletilmiş 17. Baskı). Ankara: Beta Yayıncılık.
Kutlu, H. A. (2015). Meslek etiği. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Oran, B. (1992). Üniversite nedir ne değildir: Türk Üniversiteleri ve YÖK. Erişim Adresi: https://www.researchgate.net/publication/304426065_Universite_Nedir_Ne_Degildir_Turk_Universiteleri_ve_YOK
Ortaş, İ. (2009). Rektör olmanın yazılı bir kuralı var mıdır? Erişim Adresi: http://blog. milliyet.com.tr/rektor-olmanin-yazili-kurali-var-mi-/Blog/?BlogNo=156924
 
 
 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi