Trafik sigortalarında havuz sistemi problemi

Hakikaten hayatımız, çocukluğumuzdan başlayarak havuz problemleri ile devam ediyor. Bildiğiniz gibi okula başlıyoruz. Matematikteki havuz problemleri bizleri yıldırıyor. Yok havuzun altındaki boşalan çeşmeden şu kadar su akarsa, yukarıdaki çeşmeden şu kadar su akarsa havuz ne zaman dolar veya boşalır diye. Şimdide trafik sigortalarında o kadar çok değişiklik yapıldı ki, ortaya çıkan problem, matematikten bizi soğutan havuz problemlerini geçti. Hatta gerçekten havuz problemleri gibi havuzlar kurulmaya başlandı. Hadi hayırlısı diyerek, bu konuda birkaç bilgi vermeye çalışalım.
Açıklamayı Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yaptı. Buna göre, hasar oranı yüksek araçlar için primler bu konuda çalışan tüm şirketlerin ortak katılımıyla oluşturulacak bir havuzdan ödenecek.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, zorunlu trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasının ardından bazı şirketlerin hasar riski yüksek araç grupları için poliçe düzenlemekten kaçındıklarını belirterek, sorunun çözümü amacıyla prim ve hasar tutarlarını tüm şirketlere dağıtacak "Riskli Sigortalılar Havuzu" oluşturacaklarını bildirdi.
Şimşek, Riskli Sigortalılar Havuzu sistemini şöyle anlattı:
"Bu modelde şirketler, kapsamdaki sigorta grupları için yani 1. ve 2. basamak dediğimiz kötü sürücüler veya taksi, minibüs, otobüs gibi sürekli trafikte olan araçlara yönelik kesilen poliçelerden aldıkları primleri merkezi bir havuzda toplayacak. Hasar ödemeleri de belli kurallar dahilinde bu havuzdan karşılanacak ancak hasar sürecini her şirket kendisi yürütecek. Şirketler havuz modelinde prime ve hasar tutarına belli kurallar dahilinde iştirak edecek. Bu iştirakte şirketlerin son 3 yıldaki pazar payları yüzde 50 oranında dikkate alınacak, kalan yüzde 50 ise şirketler arasında eşit dağıtılacak. Ayrıca, şirketler devrettikleri primden belli bir payı, giderler için komisyon olarak alacak. Biz modelde bu oranı yüzde 5 olarak belirledik."
Şimşek, "Yeni modelde Hazine, şirketlere 'Havuz kapsamındaki araç ve basamaklar için kesilecek poliçelerin primlerini merkezi bir havuzda toplayacaksınız, hasarı da bu havuzda birikecek fondan ödeyeceksiniz' diyor, prim ve hasar paylaşımı için de bazı kurallar getiriyor." dedi. Havuz modelinde sigorta şirketlerinin hasar süreçlerini kendilerinin yönetmeye devam edeceğine işaret eden Şimşek, sigortalılar açısından muhatap bulma sorunu yaşanmayacağını vurguladı.Şimşek, söz konusu havuzu Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu'nun yöneteceğine dikkati çekerek, büronun işlemlerinin de Hazine Müsteşarlığınca takip edilerek denetleneceğini bildirdi.
Bu açıklamalardan sonra bakalım nasıl sonuçlarla karşılaşacağız. Aklımıza gelen birkaç soru. Örneğin bakanımız havuz sistemine kötü sürücüleri ve riskli diye nitelendirdiği taksi, minibüs, otobüs gibi sürekli trafikte olan araçları bu havuza atacaklarını belirtiyor. Hiç kaza yapmamış taksi, minibüs ve otobüsler bu işten zarar görmeyecekler mi? Hiç kaza yapmamışsınız ama bu havuzda yer alacaksınız. Ayrıca şehirlerarası risk gruplarının da oluşturulması gerekecek. İstanbul’daki havuzda yer alacak araçlar ile Kars ilimizdeki araçların riski aynı olmaması gerekecek. Bu türlü olasılıklarında düzenlenmesi gerekecek.
Bir başka yönüyle de sigorta sektör yetkilileri özellikle tavan fiyat uygulamasından sonra, zorunlu trafik sigortasında prim üretiminin nisanda %18, mayısta %29 düştüğünü, İlk 5 aylık azalışında ortalama %8.5 olduğunu belirtiyorlar. Buna karşılık poliçe sayısının %7.1 arttığını. Buna karşılık toplam prim kaybının 1.7 milyar tl’ye oluşacağını belirtiyorlar.
Kısaca sektör memnun değil, trafik sigortası yaptıranlar memnun değil. Peki bu kadar zamanda; bir ortak noktada niçin uzlaşılmadan, ben yaptım oldu zihniyetiyle bu değişiklikler yapılıyor. Bakıyorsunuz sonuçta kimse memnun değil. O zamanda yamalı bohça gibi ha bire bir takım değişikliklerle tarafları memnun etmeye çalışıyoruz. Bu da bir süre sonra kargaşayı ve belirsizlikleri ortaya çıkarıyor.
Kimseyi memnun etmeyen bir şekle dönüşüyor. Öyle değil mi? Örneğin; Kıdem tazminatlarında olduğu gibi, tarımda et fiyatlarında olduğu gibi, taşeron işçilerin kadrolarının verilmesindeki belirsizlikler gibi.