Cihan Yıldırım yazdı
Günlerdir denetim yapan müfettiş, büyük bir ciddiyetle ve hafif kuşkulu bir şekilde ‘Bu kalem’ dedi...
Personel ‘Bu kalem...’ dedi.
İçlerinden biri ‘açıklayacak’ gibi oldu sonra vazgeçti!
Kalem işte, neyini açıklayacaktı...
Müfettiş ‘Neden, nasıl’ diye sordu.
Personel ‘Tohumlu kalem’ deyip gülümsedi.
Ama müfettiş gayet ciddiydi...
Müfettiş gülmeyince ortam gerildi.
Detaylı bilgi isteyince gerginliğe şaşkınlık da eklendi!
İçlerinden biri ‘ne oluyor’ dedi...
Öteki ‘Tohumlu kalem işte’ diye söylendi... Müfettişin duymayacağı şekilde...
Müfettişe ‘tohumlu kalemin’ amacı, hedefi, kapsamı tüm hikâyesi anlatıldı.
Çevre bilincini geliştirmek...
Çocuklarda doğaya ilgiyi artırmak...
Eğitim boyutu var...
Sorumluluk da aşılıyor...
Konuşmalar bitince müfettiş saksı, toprak ve su istedi!
İş artık başka boyuta geçtiği için kimse şaşırmadı. Park Bahçeler’den müfettişin istediği şeyler getirildi.
Müfettiş ‘dikeceğim’ dedi...
Bakışlarıyla da ‘Görelim bakalım’ der gibiydi...
Saksı geldi, toprak bulundu, can suyu geldi...
Promosyon olarak dağıtılan tohumlu kalemde ‘sıkıntı’ olup olmadığı test edildi. İlk başlarda müfettişin yorgun geçen denetimin ardından ‘eğlenmek’ için yaptığı sanıldı.
Kimileri de ‘can sıkıntısındandır’ diye düşündü...
Oysa müfettiş ‘denetim’ yapıyordu...
Tohumlar yeşermese ‘hımmm mı’ diyecekti!
Raporuna ‘tohumlar yeşermedi’ diye bölüm mü ekleyecekti?
Yönetimi tohuma fesat karıştırmakla mı suçlayacaktı yoksa?
Şimdilik kimse bilmiyor...
İnşallah tohum tutar, personelde rahat bir nefes alır. Müfettiş de ‘paranın’ çar çur edilmediğine ikna olur.
Not: Tepebaşı Belediyesi’ni denetleyen bir müfettişin denetiminde yaşanan olayı özetlemeye çalıştım. Müfettişin ‘hassasiyeti’ gözlerimizi yaşarttı. Umarım denetlediği tüm belediyelerde aynı hassasiyeti gösteriyordur. Bu olay bana iktidardan olmayan belediyelerin nelerle uğraştığını bir kez daha gösterdi.