Sorunları tespit edip umut verdi

Neo-Osmanlı senaryosu gerçek olacak. Dünyadaki herkes Türkçe, Japonca ile Polonya ve Meksika dillerini öğrenecek.

26 Ekim 2018 08:42
A
a
Sütiş Eskişehir
Eskişehirliler’in yakından tanıdığı Prof. Dr. Selahattin Turan, İstanbul’da düzenlenen 5. Uluslararası Sosyal Beşeri ve İdari Bilimler Sempozyumu’nda açılış konuşması yaptı.
Halen Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Turan’ın sözleri ve tespitleri anında sosyal medyaya düştü. Yapılan paylaşımları görünce Hoca’yı arayıp sunumu istedim. Hiç olmazsa bi göz atayım diye...
Türkiye’de eğitim konusunda konuşacak üç beş isimden biri olan Selahattin Hoca, son zamanlarda eğitimle ilgili yapılan tüm etkinliklere davet edildi. Hoca’nın kıymetinin bilindiği görmek ülkemin geleceği adına umutlu olmamı sağlıyor... Hoca, B başlıklı sunumundan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Hoca, “Söz ve Sükût” başlıklı bölümde “Modern insanın ve varlığımızın en büyük yarası kendi sesimizi bile dinlemeye beş dakikamızın olmamasıdır” diyor.
“Sorun Çağı” adını taşıyan bölümde “Fen ve teknoloji kitlelerin afyonudur. Günümüzde geliştirilen fen araçları gereçleri, beyinleri uyuşturmağa matuftur. İçmeğe, esrar çekmeğe hacet yok. Cep telefonları, bilgisayar oyunları, televizyon programları alışagelmiş uyuşturucuları aratmaz hale gelmiştir. Süreklice dikkatler dağıtılıyor” tespitini yapıyor. Yine aynı bölümde “Türkiye’de kafalar tütsülenmiş…
Devrim şart!
Devrimin başta gelen hedefi insanı işkembeye tapan varlık olmaktan çıkarıp tekrar gönül varlığına döndürmektir” cümlesi var. Daha çok eğitimin sorunları üzerine kurulu alan sunumun “Krizdeki Okul” başlığında “İnsan yaşamını, bir bütün olarak kavramak ve ahenkleştirmekten uzaktır. Ahlak zemininden mahrumdur; insan gönlüne ve zihnine hitap etmemektedir. Geleceğe yönelişi göstermemektedir; hayatta var olmanın kaygısını kazandırmamaktadır. Yaşama sırrını ve amacını vermemektedir. Toplumunu bir ‘medeniyet ufkunda’ buluşturmaya katkı sağlamamaktadır. Egemen liberal burjuvazi söylem ve ülküsüne hizmet etmektedir” notları var.
Hoca “Yoğun Bireyselcilik”e de “Verimlilik ve standartlaşma öldü. Tercihler ve bireyselleşme temel değer oldu. Herkes kendi çocuğunu düşünüyor; ülkenin bütün çocuklarını düşünen çok az insan kaldı” cümleleriyle tepki gösteriyor. Yine En Son Uyuşturucu’yu “Cep telefonudur. Konuşuyorsun, sohbete dalıyorsun, zırt telefon çalıyor. Sohbetin konusu, yönü vardır. Edebe, nezakete de sığmaz oldu” diyerek tarif ediyor.
Selahattin Hoca, “Dünya Değişiyor” dedikten sonra şunları paylaşıyor: “2025 yılında dünyanın en kalabalık nüfusu Hindistan Olacak. Dünya işçilerinin dörtte biri Hintli olacak. Dijital alemin büyümesi yüzde 1000. Google’da her gün bir milyar tarama yapılıyor. 2016’deki mesleklerin çoğu 10 yıl önce yoktu. Mesleklerin çoğu daha icat edilmedi. Velhasıl; dinamik dünya-dinamik insan-dinamik hayat…” Sunumda “George Friedman Öngörüler 1” başlığında ise şunlar var:
“2050: Türkiye, ABD, Polonya ve Japonya arasında 3. Dünya Savaşı çıkacak. 50 bin kişi ölecek. 2080: Petrol rezervleri bitecek yerine uzay temelli enerjiler dünyada kullanılmaya başlayacak. 2100: Meksika ABD’ye savaş açacak. NATO bitecek. Avrupa’daki Almanya Fransa ittifakı çökecek. Hâkimiyet Polonya’ya geçecek. Türkiye; Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanları hâkimiyeti altına alarak dev bir ülke olacak. Başkent Ankara’dan İstanbul’a taşınacak. “George Friedman Öngörüler 2” başlığının altındaysa “Karadeniz ve Akdeniz artık bir Türk gölü haline gelecek. Neo-Osmanlı senaryosu gerçek olacak. Dünyadaki herkes Türkçe, Japonca ile Polonya ve Meksika dillerini öğrenecek.
Velhasıl 2100’de yeni bir dünya düzeni kurulacak” ifadeleri yer alıyor. Sonlara doğru Hoca’nın tavsiyeleri var:
“Nereye gittiğinizi bilin. Arkanızda ne bıraktığınızı bilin. Başkalarını size katılmaya davet edin; sizi şaşırtabilirler. Her yolculuk ilk adımın atılması ile başlar. Yükünüz hafif olsun. Gitmeye karar verin ve gidin! Herkes farklı tempoda yürür, buna göre hareket edin. Hedefe ulaşmak için kilometre taşlarınız üzerinde anlaşın. İletişim işin özü. Okları bulun ve ileriye doğru yürüyün. Eğer zor olamasaydı, bir değeri olmazdı. Yardım en beklemediğiniz yerden gelir. Hedefe ulaşmak için yenilikler yapmanız gerekir. Her yolculukta, karşınıza sizi rahatsız edecek kişiler ve durumlar çıkacaktır. Yaralarınızı ve geçmiş kavgalarınızı değil, sahip olduğunuz güzellikleri sayın.”
Sunumun “Yapılması gereken” kısmında da “Hedef belirle… Mefkûren ve felsefen olsun… Çok Çalış… Başarıyı zamana bırak…” yazıyor
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Nejat 27 Ekim 2018 09:20

Roma ve bizans sistemi üzerine kurulu Osmanlı, binlerce senenin birikimiyle ve bu sisteme olan kendi katkısıyla 650 sene ayakta kalabildi. Devir değişti ve çöktü. Bundan sonra ölüyü diriltmeye çalışmak nafile. Bu böyle bilinsin artık.

0 0 Cevap Yaz
Gökhan 26 Ekim 2018 17:16

Kitlelerin afyonu fen ve teknoloji değil "din " dir. Teknoloji ile belki belli bir süre uyutabilirsiniz ama din ile ömrünün sonuna kadar uyutursunuz insanları

1 0 Cevap Yaz
Celâl Öngel 26 Ekim 2018 10:04

“Fen ve teknoloji kitlelerin afyonudur. ,, demisya sayın profesör . Saçmalama. Bu konferansa bu sunumu yapmaya gelirken bindiği otomobil ,üzerinde yürüdüğü yol köprü kullandığı ses cihazları salonlar koltuklar v.b herşey bilim ve fen nin insanlığa kazandirdiklaridir Hem bilim ve fen nin sonuçlarını ürünlerini kullanacaksınız hemde bilim ve fen düşmanlığı yapacaksınız.Bunun için bu toplumu cahil bırakmaya kararlı olmalısınız bundan bir maddi çıkarırız olmalı. Yoksa bu kötülüğü bu topluma yapamazsiniz

1 4 Cevap Yaz
Ömer 26 Ekim 2018 09:31

Atma Recep, din kardeşiyiz.

1 3 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi