Polis ayakta

FETÖ/PDY mücadelesinin en çok zarar verdiği kurumların başında şüphesiz teşkilat geliyor. Açığa almalar, soruşturmalar, iddialar, görevden uzaklaştırılanlar… Teşkilat belki de tarihin en zor günlerini yaşadı, yaşıyor. Bu süreçte emniyet adeta ‘darmadağın’ oldu. Başka bir ülkede olsa toparlanması yıllar sürerdi. Bizde bir mucize oldu ve teşkilat çabuk toparlandı. Elbette sıkıntı devam ediyor. Her şey bitmiş değil. Her şeyden önce ‘şüphe’ kurumu içten içe yiyip bitiriyor. Polisler ‘kime’ güveneceğini şaşırmış durumda. İnsanların birbirine güvenmesi belki yıllar alacak. Her şeye rağmen ‘polis ayakta’ diyorum. Onca sarsıntıya, darbeye rağmen ‘işini gücünü’ aksatmıyor.
 
Kaynarca’nın bir yılı
AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca, Dündar Ünlü tarafından atandığı koltuğa ‘seçilerek’ tekrar oturdu. Kaynarca, bir yıldır görev yapıyor. Performansı hakkında az çok yorum yapabiliriz.­ İlk olarak Kaynarca’nın ‘dikkat çekemediğini’ belirtelim. İyi bir çıkış yapamadı, akılda kalan bir cümlesi yok. Ahmet Ataç’ı zor durumda bırakan bir hareket çekemedi. Kaynarca, koltuğa oturduktan sonra kendi tabanını ‘halledip’ başka partilere yönelmeliydi. Bu da olmadı. Hatta kendi tabanından ‘tepkiler’ yükselmeye başladı. Naif kişiliğini ve bilgisini ‘sahaya’ yansıtamadı. Bir süredir “Kimseye bir şey danışmıyor, telefonlara çıkmıyor” türü eleştiriler duyuluyor. Ataç’a muhalefeti ise tam manasıyla fiyasko! Bazı CHP’liler bile Kaynarca’dan daha çok ‘muhalefet’ ediyor. Üstelik o CHP’liler Odunpazarı’nda yaşıyor. Tepebaşı’nda yaşasalar neler olurdu kim bilir? Kaynarca’nın bütçe, borçlar ve geziler üzerinden getirdiği eleştirilerin hiç karşılığı yok. Daha önce de defalarca denendi ama tutmadı. Kaynarca’nın bir ‘sıkıntısı’ da Volkan Doğan! İster istemez her yaptığı Doğan ile kıyaslanıyor. Böyle olunca da hep ‘kötü not’ alıyor. Kaynarca, iktidara yakın gazetelerde ‘diğer AK Partililerin’ gördüğü ilgiyi ve desteği de göremiyor. Hatta o gazetelerin birinde günde beş vakit yapılan ‘Ataç övgüsü’ işini zorlaştırıyor. Enteresan işler yani… Sonuç olarak Kaynarca bir yılın sonunda sınıfı geçemedi. Karnesi zayıflarla dolu. Özellikle ‘iletişim’ ile ilgili dersler çok zayıf…
 
Üniversite açmadan sorumlu…
Nabi Hoca, bakanlık görevini devredince kendisinden daha fazla istifade eder olduk. Daha çok dinleme fırsatı buluyoruz. Koşturmaca, toplantılar ve protokolün angarya işleri bitince Hoca kendine geldi! Anadolu Üniversitesi açılışındaki konuşmasını gazetemizde olduğu gibi yer verdik. Enfes bir dersti… Hoca daha sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi açılışlarına katıldı. İstanbul Üniversitesi’nde de konferans verdi. Nabi Hoca, açılışların ‘aranan hocası’ oldu. İyi de oldu, verimli de oldu… O bilgi ve birikimle ‘emekli’ olacak hali yoktu.
 
Düşünce Okulu için konu başlıkları

• Demiryolu kavşağında bulunan Eskişehir, taşımacılıkta neden demiryolunu kullanamıyor
• Havacılık Kenti’nde neden tarifeli uçak seferi yok
• Şifalı sıcak suyunu neden sadece Sıcaksular’da kullanıyor
• Büyükerşen neden yenilmiyor
• Eşek heykeli bu kadar kabul gördüyse çevreyi kim kirletiyor
• Harun Karacan yalnız mı
• Gündemi neden Kazım Kurt belirliyor
• İki Eylül Caddesi trafiğe kapatılır mı
• Erman Gölet ne yapacak
• Ali Rıza Menevşe neden kaybetti, Büyükdere niçin düştü
• TOKİ, Karapınar İkinci Etap’a neden başlamıyor
• Bakanlık, Küçük Sanayi’yi dönüştürmek için ne bekliyor

 
Kurt, doğru söylüyor
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, tarihi bölgeyi ikiye ayıran Kemal Zeytinoğlu Caddesi üzerindeki araç parklarından bahsedip “turizm bölgesi böyle olmamalı” demişti. Gerçekten de öyle olmamalı. Yolun iki yanına park edilmiş araçlar hem ahengi hem yaya trafiğini hem de ticareti bozuyor. Kurt’un dediğine göre kahvenin, lokalin önüne saatlerce park edenler varmış. Elbette kabul edilemez! Cadde üzerindeki esnafın işi ilk zamanlarda biraz azalabilir ama uzun vadede normale döner hatta belki daha da artabilir. Bu nedenle kararı doğru buluyorum.
 
Termik santral notu
Alpu’daki kömür rezervi değerlendirilmek isteniyor. Termik santral kurulması planlanıyor. Doğal olarak tartışmalar başladı. Eleştiriler hayli fazla… Bu konuyu ‘sağlıklı’ bir şekilde tartışmak gerektiğini yazmıştım. Bir bilene ‘ne olacak’ diye sordum. İki şey söyledi. İlk olarak “ÇED raporu çok önemli, mutlaka beklenmeli” dedi. Ve “Yapılmasına karar verilirse kullanılacak teknoloji çok önemli. Sivil toplum sıkı takip etmeli” diye ekledi.
 
Küpeli çekiliyor mu?
Oda seçimleri nisana ertelenince adaylar “daha da hızlanacağız” diye ‘iddialı’ açıklamalar yapmıştı. Hızlanmak şöyle dursun ‘durma’ noktasına geldiler. Bir iki faaliyet dışında yaprak kıpırdamıyor. Öte yandan Sanayi Odası Başkan Adayı Nadir Küpeli’nin yarıştan çekilebileceği konuşuluyor. İktidar kanadının ‘destekleyeceği’ bir isim arayışına girdiği konuşuluyor. Küpeli’nin bu süreçte yıprandığı doğru ama yarıştan çekilmenin başka bir anlamı olur. Kulislerdeki dedikodunun ne kadar doğru olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.