Nefret ediyorum!

TFF’ye, ve MHK’ye karşı yüreğimizden taşan öfke fırtınaları dinmek bilmiyor…

 Bir başlık arıyorum yazıma; “Futbol cinayeti, Hakem katliamı, Hakem doğradı, Aziz’in neferleri, Futbol jenosidi” gibi aklımdan geçen başlıklar bile çok sıradan kalıyor bu maç için…

Tam o sırada maçtan çıkan “Mesut Hoşcan” büyük haksızlığa uğrayan, adeta futbol soykırımına uğramış başkan psikolojisiyle uzatılan mikrofonlara “Kınıyorum, Nefret ediyorum” diyor!

İşte diyorum yazımın başlığı bu…

Çünkü yıllardır sahnelenen bu oyundan bende “Nefret ediyorum!”

5 Eylül 1965 tarihine dönüyorum. Gözlerimin önünden birçok maç film şeridi gibi geçiyor. Eskişehirspor’un ekmeğine kan doğrayan “Nejat Şener’ler, Talat Tokat’lar, Sadık Deda’lar, Kuddusiler” belleğimde hâlâ sıcaklığını muhafaza ediyor…

Yeni neslin temsilcileri “Çakırlar, Aydınuslar, Özkahyalar, Göcekler, Özkalfalar” nice 90 dakikalarda,  akordu bozuk düdükleriyle futbol kakafonisinin bestecisi oldular…

Yani bu takım geçen 50 yılda defalarca hakem hatasına kurban oldu…

Ne var ki son Fenerbahçe maçını yöneten “Alper Ulusoy” bütün bu isimlere adeta rahmet okuttu…

Ünlü şair “Orhan Veli” Sereserpe adlı şiirinde ne güzel betimlemiş; “Olmaz ki! Böyle de yatılmaz ki!”

Bizde “Genç Alper”e sesleniyoruz; “Olmaz ki Alper! Böyle de maç yönetilmez ki!”

İlk yarının sonuna kadar maçı normal yöneten, göğsünde FIFA kokartı taşıyan bir hakem 45’nci dakikadan itibaren bu kadar değişemez, bu kadar bariz hatalar yapamaz…

İnsanı zorla komplo teorilerine iten böyle yanlış kararların sahibi bırakın FIFA Kokartı takmayı normal hakemlik bile yapamaz.  Ancak bütün Anadolu takımlarının yıllardır yaşadığı böyle futbol dramları üç gün konuşulduktan sonra ne yazık ki unutulup futbol tarihinin çöplüğüne gidiyor…    

Bu ülke, Anadolu takımlarının aleyhine bu kadar kolay çaldıkları düdükleri,  Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş aleyhine çalabilecek yürekte bir hakemi henüz görmedi…

Çünkü hakemlerimiz bu meslekte ikbal kapılarının adil olarak, adalet dağıtarak değil FB, GS ve FB maçlarında açıldığını çok iyi biliyor…

Türkiye Büyük Millet Meclisi bu ülkenin en yüce kurumudur...

Genel Kurul Salonunda, şayet kaldırılmadıysa şöyle bir yazı vardı; “Adalet Mülkün Temelidir…”  

Burada geçen mülk sözcüğü bizim anladığımız mal, mülk anlamına gelmiyor. Buradaki mülk; “Devlet, düzen, ülke, egemenlik” gibi anlamları ifade ediyor…

Kısaca büyük-küçük her kurum, her kuruluş,  her örgüt için “Adalet” vazgeçilmezdir…

İşte Futbolda da Anadolu’nun istediği budur…  “Adalettir!”