Küçüklerin gözünden büyükler

Bu hafta ilk kez 1943 yılında yazılmış olan fakat günümüzde hala en çok okunanlar listesinde olan Antoine de Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens” adlı kitabıyla devam ediyorum yazıma.

8 Şubat 2020 09:34
A
a
Sütiş Eskişehir
Bu hafta ilk kez 1943 yılında yazılmış olan fakat günümüzde hala en çok okunanlar listesinde olan Antoine de Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens” adlı kitabıyla devam ediyorum yazıma. Orijinal adı Fransızca Le Pétit Prince olan Küçük Prens dünyada en çok farklı dillere çevrilen edilen üçüncü kitap. Fransa’da ise yirminci yüzyılın en iyi kitabı seçilmiş. Asıl mesleği pilot olan Exupéry sadece bu kitabı yazmakla kalmıyor aynı zamandan kendi iç dünyasının kapılarını açıyor bizlere. Yani bir nevi yazarın kendiyle hesaplaşması da denilebilir. Bunu yaparken de gündelik hayatımızda sık sık karşımıza çıkan yetişkin kalıpları başka dünyadan gelen küçük bir çocuğun gözünden eleştiriliyor. Böylelikle de Küçük Prens her yaşa hitap eden bir kitap olma özelliği taşıyor diyebiliriz.

Avını yutan bir boğa yılanının resmini gören yazar bundan esinlenerek fil yutmuş bir boğa yılanı çizer. Tanıdığı herkese çizmiş olduğu bir fil’ i yutan boğa yılanı resmini gösterir ve “korktunuz mu” diye sorar. Fakat gösterdiği herkes o resmi şapka zanneder ve bir şapkadan korkmayacaklarını söylerler. Hiç kimse onun fil yutan bir boğa yılanı olduğunu anlamaz. Bunun üzerine tarih, aritmetik, coğrafya gibi branşlara yoğunlaşan yazarımızın resim yeteneği kaybolur. Aradan yıllar geçer ve pilot olur. Bir gün uçak kazası sonucu sahra çölüne inmesiyle yolu küçük prens ile kesişir. Burada tanışırlar ve birbirlerini tanımak için Küçük Prens öyküsünü anlatmaya başlar. Biri sönmüş üç volkanı ve harika, kainatta eşi benzeri olmayan bir çiçeği ve baobap ağaçları kaplı küçük bir gezegende tek başına yaşadığını ve kendi gezegenini bırakarak bilgisini arttırmak amacıyla diğer gezegenleri dolaşmaya başladığını söyler. Gittiği her yerde de yeni insanlarla tanışır. Bunlar sırasıyla; kral, palyaço (sanatçı), sarhoş, iş adamı, bekçi, coğrafyacı, yılan, tilki, gül ve pilottur. Bu sırada dünyaya da gelir ve bir tilkiyi evcilleştirir. Fakat diğer gezegenlerden farklı bir şey bulamaz burada ve evine dönmek ister. Çünkü orada bakmak zorunda olduğu bir çiçeği vardır. Aslında o çiçekten dünyada binlerce vardır ama büyükler çiçeklerinin kıymetlerini bilemezler.

Meryem ve Leyla’nın dostluğuna hayran kalmamak kaçınılmaz oluyor.

“Gülünü senin için özel yapan şey, ona harcadığın zamandır.”

Özetle...

Kitap baştan sonuna kadar yetişkinlerin hayatlarına ve tavırlarına göndermeler yapıyor. Aslında pilotun karşılaştığı “küçük prens ” hepimizin içinde saklı duran o küçük çocuk, belki de yetişkinliğin verdiği olgunluktaki ihtiyaç duyduğumuz masum yanımız. Yetişkinlerin monoton olan hayatlarını bencilliklerini ve hayal kurmaktan yoksun olmalarını tatlı ve etkileyici örnekleriyle eleştiriyor. Bu karakterler aslında gün içinde sık sık karşımıza çıkan hatta belki bizim de onlardan biri olduğumuz yetişkin insan tavırlarını temsil eder ve her bir karakterin derin anlamları vardır. Eserde büyük ölçüde küçüklerin gözünden yetişkinlerin yaptığı yanlışlar anlatılır. Verdiği örnekler ise o kadar hayatımızın içinden örnekler ki okurken üzerine uzun uzun düşündürüyor. Tüm dünyada 140 milyon satmış bu kitap küçük, büyük herkese bir şeyler katıyor.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi