Kayıt (DIŞI) Parası …

Anayasamızın 42. Maddesi der ki; “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır” 
Gel gelelim yaklaşan eğitim öğretim döneminin en ciddi sorunlarından birisi okul yönetimlerinin velilerden talep ettiği ve zorunlu olduğunu söylediği haraç pardon bağışlar.
Hemen her gün birçok veliden şikâyet alıyoruz. Kimi okul birkaç top kâğıt, birkaç kg deterjan talebinde bulunurken, kimi okul da 100, 200 TL kiminde ise ne yazık ki adeta seçmeli menü gibi rakamlar talep ediliyormuş.
Dün bana ulaşan bir veli çocuğunu İbrahim Karaoğlanoğlu ilkokuluna kayıt ettirmek için gittiğini ve kendisine şu teklifin sunulduğunu söyledi.
“Öğretmen seçmek isterseniz 600 TL, Yok seçmeyim derseniz 200 TL, Öğlenci olmak isterseniz 400 TL Şu hesaba yatırın, yoksa sabahçı olursunuz”
Çocuklara erdemli, iyi, topluma faydalı, ahlaklı birey olmayı aşılayacağımız ilk eğitim kurumundaki tutuma bakar mısınız?
Velinin parası var ve istiyorsa bağış yapar. İstemiyorsa zorla alamazsınız. Kaldı ki alınacak oranlar makul tutarlar olmalı ki insanın aklına başka bir şey gelmesin. “Hepsini geçtim siz nasıl olur da öğretmen seçme, sabahçı ya da öğlenci seçeneklerini ticari bir seçenek olarak sunarsınız insanlara. Bu ayıp olduğu kadar bir suçtur”
Ne yani öğretmenleri iyi ya da kötü diye ayırıp, 600 TL vermeyen öğrencilere bir nevi sizi kötü öğretmen eğitecek mi diyorsunuz?
Sabah gelmek eziyet, konfor arıyorsanız öğlenci olursunuz onunda bedeli var, ödemezseniz sizi sabahçı yaparak cezalandıracağız diye sabahçılığı insanlara eza haline mi getiriyorsunuz.   İNSAN DEHŞETİ
Önceki gün üzücü bir olay yaşandı. Köpekler bir çocuğumuzu ısırıp yaraladı. Ardından çok nadir gerçekleşen ve münferit olan bu olayla ilgili çeşitli haberler, yorumlar yapıldı ve ne yazık ki insanlık dışı bazı eylemlere geçildiğini görüyoruz.
Olay gerçekten üzücü, Kardeşimize geçmiş olsun diyoruz. Elbette böyle saldırıların olmamasını ve kimsenin böyle bir korku yaşamamasını istiyoruz. Ancak izlediğimiz yol, yöntem ve kullandığımız dil pek doğru, pek dostça diyemeyeceğim.
İşin içinde art niyet bile olmasa ortaya çıkacak sonuç insanları vebal altında bırakır. Ne yazık ki yaşanan şey tam olarak nedir tek yönlü biliyoruz. Gerekçesini, nasıl olduğunu kendini ifade edemeyen hayvancağızlara soramıyoruz. Onları yargılarken onları anlayacak dilden de konuşmuyoruz. Üstelik öyle bir genellemeye dönüşüyor ki bu iş, hiçbir zararı olmayan, sesi bile çıkmayan sokak canları bu tür haberler etkisiyle telef ediliyor. Kimi zehirle, kimi kurşunla, kimi taşla, sopa ile Allahın yarattığı bu canları alma hakkını kendine reva görüyor. İşkence eden, onların gözyaşlarından zevk alan bir merhametsiz ordusu var ve şu an da ne yazık ki iş başında.
Her gün insan insanı öldürüyor, yaralıyor, vuruyor, bıçaklıyor, tecavüz ediyor, dövüyor, soyuyor, dolandırıyor, küfrediyorken... Her gün gazetelerin 3. Sayfaları binlerce insan haberi doluyken bile atmadığımız başlıkları, kendini savunacak dermanı olmayan canlar için atmak gerçekten üzücü.
Keşke bu tür olaylara gösterdiğimiz ortak tepkiyi insanlara da gösterebilseydik. Yüreğimiz o noktada da aslan kesilebilseydi. Ünlü ya da yakınımız olmadığı halde mağdur olanın yanında durabilseydik diyeceğim ama neyse... Allah herkesin gönlüne göre versin…