İlk işi korumaları göndermek oldu!

Üniversiteler bilim yuvası…
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bazı üniversiteler parmakla gösteriliyor. Zaman zaman çeşitli kuruluşların yaptığı anketler ile üniversiteler için sıralamalar oluşturuluyor. İlk sıralarda yer alabilmek büyük başarı!
Bir üniversitenin parmakla gösterilecek konuma gelebilmesi hiç de kolay değil. Bunda üniversite rektörlerinin payı oldukça fazla. Bir rektör gelir çıtayı çok yukarılara çıkartır, bir rektör gelir yıllarca kulakları çınlatılır!
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Adnan Özcan’ı ESGROUP Genel Koordinatörü Ali Baş, ES TV Genel Yayın Yönetmeni Şener Çetin, Yenigün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Seda Uçar Kale, Sonhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ayşegül Hümmet ve ES TV Kameramanı Can Catker ile birlikte ziyaret ettik.
Gazetecilerin ziyareti pek de kısa olmuyor! Akademisyenlerle diyalog kurarken ister istemez resmi bir hava oluşuyor… Ancak Rektör Özcan’la tatlı bir sohbet ortamını yakalayınca sorduk da sorduk. Biz meraklı Gazeteciler tabiri caizse Özcan’ı soru yağmuruna tuttuk! Kendisi de tüm içtenliğiyle sorularımızı uzun uzun yanıtladı.
Özcan, tecrübeli bir isim. Zaten çok yakından tanıdığı bir üniversitenin başına geçti. Üniversite eğitimine Anadolu Üniversitesi’nde başlayan Özcan, akademisyenliğini de Anadolu Üniversitesi’nde sürdürdü. Kısa zaman önce de ESTÜ Rektörü oldu.
2018 yılında Anadolu Üniversitesi’nden bölünerek kurulan ESTÜ’de kurulu bir düzen var diyemeyiz. Sayın Rektör de konuşmasında sürekli bunu vurguladı. Esas yapmak istediklerine sıranın bir türlü gelmediğini, tecrübe olmazsa böyle bir tablonun üstünden de gelinemeyeceğini kaydetti.
Özcan, ilk hedefinin araştırma üniversiteleri sıralamasında ilk 20 üniversite arasına girmek olduğunu söyledi. Umudumuz var!
Rektör Özcan ziyarette eğitimci ve ebeveyn yanını bizlere fazlasıyla hissettirdi… Bazı isimler gibi “Problem yok, öğrenci mutlu, ekonomi iyi, her şey toz pembe” demek yerine problemleri açıkça anlattı. Öğrencinin derdiyle dertlendiğini, onlarla sürekli irtibat halinde olduğunu da ekledi. Pozitif bir tablo!
Kendisi geçtiğimiz günlerde bir öğrenciyle konuşmasından da örnek verdi. Yemek saatlerinin 14.00’ten 15.00’e çekilmesini isteyen bir öğrenciye nedenini sorduğunda, akşam yemeğini de aradan çıkarma isteğini görmüş. Bu duruma fazlasıyla üzülmüş, uykuları kaçmış… Üniversitenin yemek probleminin çözülmesi için de elinden geleni yapmış. Tebrik ediyor, problemin temelli çözülmesini diliyoruz!
Peki ya samimi bulduğumuz bu Rektör, göreve getirilir getirilmez ne yapmış dersiniz? Korumaları yanından göndermiş! Özcan durumu şöyle özetledi: “İlk yaptığım iş buradaki korumayı göndermek oldu. Koruma falan yok benim sonuçta biz üniversite hocasıyız, öğrencilerle bir aradayız çok da ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Zaten buradaydım, tanıyorum en uç gruplarla bile oturup sohbet ediyordum geçmişte, çocuklarla şey yaparsanız bir ortak dil bulunuyor, çok problem olacağını sanmıyorum.”
Bunu duyunca 2 yıl önce Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü’nden istifa eden şehrimizde rektörlük yapmış bir başka isim, Şafak Ertan Çomaklı’yı anımsadım. Çomaklı denince akla, bırakın kendi güvenlik önlemlerini, üniversiteye yaptırdığı güvenlik kameraları, farklı noktalara yerleştirttiği barikatlar, turnikeler, dubalar, bariyerler geliyor. O dönemde güvenlik kamerası sistemine 60-70 milyonluk harcama yaptığı da çok konuşulmuştu. Kendisi bir gün öğrencilerin sofrasına oturup iftar yaptı, bir gün farklı öğrencilerle çay içti ama akıllarda güvenlik kameraları kaldı!
Umuyorum ki yeni Rektör Adnan Özcan yıllar sonra ESTÜ’yü ilk 20 üniversite arasına sokmasıyla, burada yaptığı başarılı uygulamalarla, eğitimci kimliğinin ön planda olmasıyla ve gönderdiği korumalarla hatırlanır!