İkisi de ‘hazır değiliz’ diyor

Yerel seçim yaklaşıyor. Ne kadar yaklaştığını bilmiyoruz. Erken seçim olabilir. Bu seçenek hala masada duruyor. Tıpkı 24 Haziran’da olduğu gibi baskın seçim de olabilir!
Zamanında bile yapılacak olsa seçim geldi çattı. Politika ile ilgili çevrelerin tek gündemi seçimler... Seçimin iki güçlü partisi var. AK Parti ve yerel iktidarı elinde tutan CHP...
İki partide parti içi meselelerle boğuşuyor. Onlarca soru, pek çok bilinmez var.
Her iki partide de moraller yüksek değil. CHP’de merkezdeki üç belediyeyi elinde tutmanın morali var ama az sonra ne olacağını kimse kestiremiyor. Büyük belirsizlik partilileri tedirgin ediyor. Büyükerşen ve Ataç arasındaki meselenin ne olacağı merak ediliyor.
Büyükerşen aday olacak mı? Olmazsa ‘Büyükşehir için’ kimi aday görmek istiyor? Ataç, Tepebaşı’na devam edecek mi? Ataç, Kazım Kurt’un Büyükşehir adaylığına nasıl tepki verecek? Büyükerşen, Ataç’ın Büyükşehir için tercih edilmesine ne der?
Yerel seçimin ‘farklı’ atmosferde geçeceğini düşünen CHP’liler, yine de 24 Haziran’daki tabloyu unutamıyor. HDP ve İYİ’ye giden oylar ‘emanet’ oy mu? Yerel seçimde CHP’ye dönecek mi?
Muhtemel AK Parti ve MHP işbirliği de CHP cephesini kara kara düşündürüyor.
Son olarak Kurultay tartışmaları partiyi zayıflattı. Tepki o güne kadar sürerse CHP seçmeni bir kez daha partisine ‘ders’ vermeye hazırlanıyor. Seçimin kaderini değiştirecek bir tepkiden söz ediyorum.
Hepsini alt alta yazınca CHP’nin seçime hazır olduğunu söylemek zor görünüyor. AK Parti’deki karışıklığın boyutundan haberdar olmayan bazı CHP’liler “Seçimde pek şansımız yok gibi. Partinin haline baksana... İşin şakası yok, üç belediyeyi de kaybedebiliriz. AK Parti bu sefer alacak gibi görünüyor. Nabi Avcı sahaya indi, büyük projeleri arka arkaya hayata geçiriyorlar” diyor.
AK Parti cephesi nasıl?
İktidar Partisi, 15 yıllık tarihinin en karışık ve kavgalı dönemini yaşıyor. 24 Haziran sonuçları partiye umut oldu ama bahar rüzgârı kısa sürdü. AK Parti’nin en büyük sıkıntısı yine ‘adaylık’ meselesi...
Büyükşehir için Nabi Avcı, Harun Karacan ve Dündar Ünlü isimleri gündemde... Avcı ve Karacan’ın adaylığa sıcak bakmadığını duyduğum için Ünlü’nün adaylığa bir tık daha yakın olduğunu düşünüyorum. Daha önceki seçimlerde adayın geç açıklanması sorun olarak görüldü. Bu kez de öyle bir sorun yaşanacak gibi.
Parti içi mücadelenin ‘keskinliği’ herkesin elini kolunu budamış durumda. Volkan Doğan hariç ‘hazırlık yapan’ yok. Odunpazarı için Volkan Doğan’ın ismi üzerinde büyük oranda uzlaşma sağlanmış gibi... Doğan’ın dışında herhangi bir ismin adaylığı partiyi çok zor durumda bırakır. Doğan’ın kazanma şansını bilmiyorum ama yaklaşık dört yıldır yaptığı hazırlık var.
İş bitirici yönü Doğan’ı halkın gözünde iyi bir noktaya getirdi. Adım adım adaylığa giden Doğan, parti içi mücadeleye kurban gidebilir.
AK Parti’nin en zayıf olduğu alan ise Tepebaşı...
Tepebaşı için niyetli olan bile yok! Burada Hasan Tuç ismi bazı çevrelerde öne çıkıyor. Ama bazı isimlerin kişisel çıkarlarını ön planda tutması, AK Parti’yi Tuç gibi bir değerden yoksun bırakıyor. Tuç biraz sahaya çıksa diyeceğim ama sahaya çıkınca ilk önce bazı AK Partililer rahatsız oluyor.
Tuç’a karşı duyulan kıskançlık farklı boyutlara ulaşmış. Bu yazının konusu olmadığı için detaya girmiyorum.
Tuç, Tepebaşı için biçilmiş kaftan... Sokağa çıkması partiyi ayağa kaldırır. Seçimi alır almaz orasını kimse bilemez. Bu biraz da karşısında kim olacağına bağlı. Ataç olursa elbette heyecanlı bir yarış olur...
Parti içi kavgalar, aday olacak isim azlığı, ekonomik durumun bozukluğu ve geçmiş seçim sonuçları AK Parti’yi kara kara düşündürüyor. CHP’deki karışıklığın boyutundan haberdar olmayan bazı AK Partililer “Bu seçimde de şansımız yok gibi. Partinin haline baksana... CHP bu sefer de alacak gibi görünüyor” diyor.
İki parti de ‘hazır değiliz’ diyor ve rakibini şanslı görüyor. İkisi de haklı sanki...