İHH iftarında dünya turu

İHH’nın Yetimler Günü dolayısıyla Öğretmen Evi’nde verdiği iftara katıldım. İHH’nın yetim çocuklar, gençler için yaptıklarını görüp de duygulanmamak elde değil. Salona girdiğimde çocuklardan oluşan koro Veda Hutbesi’ni okuyordu.
İftar sevinci, ramazan coşkusu deriz ya… İşte o duyguyu iliklerinize kadar yaşayacağınız bir atmosfer vardı. Sağa sola koşuşturan mutlu yavrular…
Beni bir masaya oturttular. Yaşları 20-25 civarı 8-10 kişi varız. Bir yandan etkinliği takip ediyorum, bir yandan da masada tanıdığım var mı diye bakınıyorum. Yok, kimseyi tanımıyorum. Hepsini ilk kez gördüm.
İHH Eskişehir Sorumlusu Musa Karadaş, ara sıra yanıma geliyor, çoğu zaman koşturuyordu. Musa Bey’in olmadığı zamanlarda masadaki sohbete kulak veriyorum. İsmini bilmediğim o gençlerle dünya turu yapıyorum!
Sudan’a gitmiş biri anılarını anlatıyor. Biri de nasıl gidemediğini… Diğeri Kenya üzerinden gitseydin diyor. Bir başkası ‘Şuradan da gidilebilir kardeşim, biz geçen öyle yaptık’ diye giriyor sohbete… Biri Pakistan’da katıldığı kurban etkinliğinden bahsetti.
Afrika’da açtırdıkları su kuyusundan bahseden de oldu. THY’yi övüp başka bir havayolu şirketinden memnuniyetsizliğini dile getiren de oldu. Biri patlayan bavulunu anlattı büyük bir keyifle. Adını unuttuğum bir ülkedeki yetim çalışmasını da duydum. Bunların hepsi 10 dakikada oldu. Yer; Eskişehir Öğretmen Evi… Yetimler için düzenlenen iftardayız. İftar öncesi sohbet böyleydi. Bir çocuğun okuduğu ezanla oruçlar açıldı. Gördüklerim, duyduklarım midemden önce beynimi, ruhumu ve kalbimi doyurdu.
Tanıtım filmini izlerken yetimlerin İHH sayesinde anne ve babası hayatta olan çocukların çoğundan daha aktif olduklarını, daha özgüvenle yetiştiklerini gördüm. Çıkışta bir masa üzerinde el işi bazı ürünler gördüm. Gönüllü kadınlar yapmış. Satılacak, geliri dünyanın bir ucundaki ihtiyaç sahibine gidecek. Vizyona bak, hedefe saygı duy, inanmışlığa şapka çıkar, adanmışlığı örnek al…
Uzmanlar bu insanların çabasına bakarak “Gelecek Türkiye’nin” diyor. Gerçi o tespiti yapmak için uzman olmaya da gerek yok. Bakan değil ‘gören’ iki göz yeterli… Başkaları için, iyilik için, dava için koşturanlardan Allah razı olsun.
 
Daha sıkıntılı geldi bana

• CHP’li Gaye Usluer’in Göztepe’yi tebrik eden paylaşımı olay oldu! Sıkıntılı bir paylaşımdı. Usluer’in kendisini eleştiren kimseleri sosyal medyada engellemesi daha sıkıntılı geldi bana. Sosyal demokrat bir vekile yakışmadı.
• Birisi abuk subuk bir haber yaptı. O kişinin öyle ‘haberler’ yapmasına alıştık! Şehrini kötülemesine, kul nedir bilmemesine, ahkâm kesmesine, ahlak satmasına, kin ve nefretle yaptığı işlere maalesef alıştık. Sıkıntılı bir paylaşımdı. CHP’li Cemal Okan Yüksel’in söz konusu şahsı ‘hedef alan’ sözlerini daha sıkıntılı buldum. O seviye sosyal demokrat bir vekile, hukuk adamına yakışmadı.

Palmiyelere dair…
Büyükşehir’in Köprübaşı’na saksılar içinde yerleştirdiği palmiyeler yazın habercilerinden biri oldu. Güzel bir görüntü, hoş bir hava katıyor. Kimsenin de itirazı yok. Ama fakat lakin… Bu ağaçlar ‘bir gece ansızın konulsa’ daha iyi olmaz mı? Şöyle kimselere çaktırmadan, sanki hep oradaymışçasına… Bu iş yapaylığa zirve yaptırarak değil de doğallığa az da olsa selam göndererek yapılamaz mı? Keşke belediye tüm aşamaları gösteren bir bülten göndermese. Keşke ağaçların forkliftle taşındığını görmesek. Keşke şu iş Avrupa soğukluğuyla değil de Akdeniz sıcaklığıyla yapılsa.
 
Rakamlar yalan söylemez…
Twitter’da bir anket yaptım. Dört seçenek oluşturup “Hangisi Eskişehirspor Başkanı olsun” dedim. Tesadüf bu ya tam 100 oy verildi. 100 oyun 52’si Halil Ünal, 27’si Sinan Özeçoğlu, 14’ü Nebi Hatipoğlu, 7’si de İsmail Ilgaz dedi. Nabi Hoca’ya selam gönderip “Rakamlar yalan söylemez, yalancılar rakam söyler” diyelim.
 
Ahmet camianın sesi oldu
Spor muhabirimiz Ahmet Deniz Canoruç, sosyal medya hesabından “Eskişehirspor tam 4 seçimdir başkanların 'seçim stratejileri' yüzünden sezona geç başlıyor. Takım en kötü ihtimalle 8 Temmuz'da sezonu açacak. Bugün Mali Genel Kurul'un ertelenmesi kabul edilir bir şey değil. Her erteleme kulübe zarar, takıma zarar, taraftara zarar. Tarihinin en önemli sezonuna başlayacak bir kulübün her önemli adımı erteleniyor veya adımlar için geç kalınıyor. Camia izliyor...” paylaşımı yaptı. Ahmet, bugünlerde söylenmesi gerekeni söyledi. Taraftarın korkusunu dile getirdi.



Paylaşımı görünce neler yaptım?

• Uzun süre gülümsedim
• Sinan Abi duymasın dedim
• RT çektim, FAV’ladım, ekran görüntüsü aldım
• Wiki’ye haber salın Denizli’nin CV’sine eklensin dedim
• Sosyal medyayı pek kullanmayan üç beş arkadaşı haberdar ettim
• Güldürürken düşündürüyor duygusuna kapıldım
• Taraftar kendine geliyor dedim

 
Dündar Ünlü haklı beyler
AK Parti İl Başkanı “Eskişehirspor’un mevcut durumdan kurtulabilmesi ve tekrar Süper Lig’e çıkabilmesi için öncelikle ayrıştırıcı ve karalayıcı dil bir kenara bırakılmalı” dedi. Vallahi haklı, billahi haklı. Sonuna kadar haklı. Sokağın tavanı kadar haklı. Bazı AK Partililer, CHP’li belediyeler için kullandığı ayrıştırıcı ve karalayıcı dili terk etmeli! Büyükerşen’e hakarete varan tepkiler, Kazım Kurt’u küçümsemeler, Ahmet Ataç’ı dışlamalar… Ünlü’nün de dediği gibi bu üslup derhal, bir an önce, yarından tezi yok terkedilmeli.