Eskişehir’de trafik ve ulaşım sorunu - 1

Köprübaşı, Hamamyolu, ana arterler, yaya geçitleri, otopark sorunu, denetim eksikliği, kamunun bilinç düzeyi

1 Aralık 2020 08:59
A
a
Sütiş Eskişehir
Evet, Covid-19 belasıyla cebelleşiyoruz; bu doğru…
 
*
 
Ancak dünyanın sonu değil, elbette omuz omuza vererek kısa zamanda bu melanetin üstesinden geleceğiz.
 
*
 
O nedenle Eskişehir’in sorunlarının tartışılmasının devam edilmesini faydalı görüyorum.
 
*
 
Bugün dilerseniz, ‘trafik ve ulaşım’ sorunundan bahsedelim.
 
*
 
Aslında söz konusu sorunu, sadece bugün değil, yarın da işleyeceğimi şimdiden bildirmek isterim.
 
*
 
Tabii ki kafama göre bir şeyler üretip siz değerli okurlarımıza sunmayacağım.
Konunun uzmanı olan bir ismin aktardıklarını paylaşacağım.
 
*
 Murat Karacasu 01 12 2020
Prof. Dr. Murat Karacasu.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde görevli.
Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı.
Ulaştırma Laboratuvar Sorumlusu.
İnşaat Mühendisliği Bölümü Erasmus ve Farabi Koordinatörü.
 
*
 
Profesör Karacasu’nun bir özelliği daha var.
Nedir o?
Şu…
Belediyeler, bazı zamanlarda, Karacasu’dan trafik ile ulaşım hususunda görüş alırlar.
 
*
 
Murat Karacasu’yla epey zaman önce bir araya gelmiş, Eskişehir’in trafiği konusunda görüşmüştüm.
Fakat sohbetimizi aktarmak bugüne nasip oldu.
 
*
 
Başlayalım…
 
*
 
Bildiğiniz üzere, Odunpazarı Belediyesi, Hamamyolu projesine imza atmış ve söz konusu alanın çehresini değiştirmişti.
Projenin içerisinde çokça tartışılan bir köprü var; o köprü, yayalar güvenle karşıya geçiş sağlasın ve Hamamyolu bölünmesin diye inşa edilmişti.
Fakat gelin görü ki bazı vatandaşlar köprüyü kullanırken, bazıları aşağıdan geçmeyi tercih ediyorlar ki bu da, karmaşayı beraberinde getiriyor.
Durum böyle olunca, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, köprünün altındaki yola trafik lambaları koyarak sorunu çözmeye çalışıyor.
Peki, bu noktada Murat Karacasu ne diyor?
Okuyoruz…
 
Eskişehir Hamamyolu 01 12 2020

Büyükşehir Belediyesi, Hamamyolu köprüsünün altındaki yola trafik ışıkları yerleştirmişti


‘HAMAMYOLU’NDAKİ TRAFİK LAMBALARI KÖTÜ OLDU’
“Hamamyolu’nda önceden bir yaya geçidi vardı. Oradaki yaya geçidinde sürücüler, yayalara hiçbir öncelik tanımıyordu. ‘Önce taşıt geçmeli’ şeklinde bir düşünce vardı sürücülerde. Ama kurallar gereği, yayanın öncelikli geçmesi gerekiyordu. ‘Haydi, bir çözüm bulalım’ dediler ve üst geçit yapıldı. Şimdi trafik kuralları gereği siz bir yere üst geçit yapmışsanız, artık o üst geçidin altındaki yatay işaretlemeyi, yani yaya geçidi işaretlemesini kaldırmak zorundasınız. Eğer siz, insanlara, üst geçidin yanı sıra, ‘buraya yaya geçidi de yaptım orayı da kullanabilirsiniz’ dediğiniz zaman, insanlar niye o üst geçide çıksın ki? Elbette ki aşağıyı kullanacak. Orayı yaparken bizden görüş almadılar açıkçası. Şimdi bakın, siz, insanlara, 10 metrelik bir caddeyi geçmek yerine üst geçidi kullanmaları için ‘50 metre diğer tarafa git, 50 metre de bu tarafa git ve oradan üst geçidi kullan’ dediğiniz zaman, insanlar o üst geçidi kullanmaz. Eh, üst geçidi kullanmayınca insanlar, bir çare bulunamadı işin açıkçası. Büyükşehir Belediyesi’nin yapacağı bir şey kalmadı. En sonunda trafik lambası koymaya kalkışıldı ve koyuldu da. Ama şunu söylemeliyim, o trafik lambaları biraz daha kötü oldu. Ama oradaki çözüm sanki şöyle olsaydı… Caddenin kenarlarında bir alt geçit olsaydı -özellikle de engellilerin kullanacağı bir alt geçit- ve de asansörlü bir sistem olsaydı veya yürüyen merdiven olsaydı, böyle bir sistem daha ekonomik ve daha çözümsel olabilirdi.”
 
*
 
Ulaştırma alanında uzman olan Karacasu, Hamamyolu’ndaki köprü, trafik lambaları ve yaya geçidi meselesinin ardından, Atatürk Bulvarı’ndaki yaya geçitleriyle ilgili de önemli uyarılarda bulundu.
Şöyle ki…
 
ATATÜRK BULVARI’NDA YAYA GEÇİTLERİ SORUNU
“Örneğin, bir yaya geçidi yapıyorsunuz Atatürk Bulvarı’nda… Şimdi Atatürk Bulvarı’nda, şehir içinde 50 kilometre saat hız verilmiş. Fakat bir de uygulamadaki hız var. Buyurun 100 tane araç ölçün, bunun 90 tanesi 50’ye uymuyordur. Sadece müzenin oradaki radarı bilen insanlar oraya mahsus hızını düşürüyor, sonra tekrar hızlanıyorlar. Normalde orada, mevcut uygulamadaki hız 60-70 kilometreye kadar çıkıyor. Siz böyle bir hıza izin verdiğiniz bir yere yaya geçidi yapacağım diyorsanız eğer, o zaman çok daha değişik tedbirler almanız gerekiyor. Ben de o yolu her gün iki defa kullanan bir insanım ama tereddütteyim. 50 kilometreye ve hatta 30 kilometreye kadar hız düşürüyorum. Ama ben orada yaya geçidi olduğunu biliyorum. Ancak herkes bunu bilmeyebilir. Orada bir yaya geçidi olduğunu insanlara göstermemiz gerekiyor. Hem işaretçi koyacağız, hem de yaya geçitlerinin olduğu yerlere park yapılmasını önlemeniz gerekiyor. Yaya geçidinin önünde ve arkasında araç olduğu zaman, sürücüler oradaki yayaları göremiyor. Bu sefer yayaya yol vermediği için araç sürücüsü ceza yiyerek zor durumda kalıyor veya aniden fren yapma durumlarında arkadan gelen aracın çarpmalarına maruz kalabiliyor.”
 
*
 
Profesör Murat Karacasu, görüşmemiz esnasında, Eskişehir’de ciddi anlamda otopark eksikliği bulunduğunu, aynı zamanda yurttaşların bilinçsiz park yaptığını da vurguladı.
 
Haydi, o ifadelerin detayına göz atalım:
 
‘OTOPARK SAYISI KESİNLİKLE YETERLİ DEĞİL’
“Eskişehir’de bazı planlama hataları yapılmadı değil. Örneğin Süleyman Çakır Lisesi yapılırken, oraya aynı zamanda iki katlı bir otopark yapılabilirdi. Mesela Murat Atılgan Okulu, yine yoğunluğu olan çok merkezi bir noktada, oraya da otopark yapılabilirdi. Mesela hemen Murat Atılgan Okulu’nun orada yine bir imam hatip lisesi var, oraya da otopark yapılabilirdi. Eskişehir’deki otopark sayısı kesinlikle yeterli değil. Bizim en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de, Eskişehir’deki cadde üstü otoparklarda esnafın kendi aracını sabah getirip akşam dükkanını kapatana kadar aynı yere park etmesi. Bence, merkezi iş alanlarının olduğu yerde otopark yapma zorunluluğu varsa, oradaki otopark ücretlerini biraz daha yüksek tutmanız gerekiyor. Aynı zamanda belli bir dakikaya kadar park edebilme kuralı getirmemiz gerekiyor. Ki böylece, insanların araçlarıyla merkeze girmelerini engellemeniz gerekiyor. Bakın, merkezi iş alanlarının çevresine yapacaksınız otoparkları; mantık şu: Buraya aracını bırak, merkezi iş yerlerine yürüyerek git ve günlük ihtiyaçlarını gör. Ama biliyorsunuz özellikle Eskişehir halkı, aslında çoğu kentimizde, bizler, açıkçası lavaboya bile araçla gitmek isteyen insanlarız.” 
 
*
 
Köprübaşı’ndaki trafik keşmekeşine de dikkat çeken Karacasu, sorunun çözümü için ciddi bir imar planı ile 50 yıla ihtiyaç olduğunu ifade etti ve kısa vadede hayata geçirilebilecek çözüm önerisi sundu. Dahası, hem trafik polisinin, hem de belediyenin denetimlerinin yetersiz olduğunun da altını çizdi.
Bu noktada, dedi ki:
 
‘TRAFİK POLİSİ SAYISI YETERSİZ, BELEDİYE DE CEZA KESEBİLİR’
“Bakın biz artık Köprübaşı’nı değiştiremeyiz. Buranın değişebilmesi için en az 50 seneye ihtiyacımız var. Ve çok iyi bir imar planıyla 50 seneye ihtiyacımız var. Ha, bu problemi 50 sene içerisinde çözemiyorsak, 50 sene içerisindeki problemlerimize çok dikkat etmemiz gerekiyor. Park konusunda en büyük sorun denetim. Trafik polisi de ceza kesebilir, ama belediye de ceza kesebilir. Fakat belediye her şeye ceza kesemiyor, belli kriterler var. Örneğin kaldırıma park etmişse ceza kesebiliyor ve de cezayı kestikten sonra vatandaşın adresine kadar bu cezayı iletmesi gerekiyor. Böyle bir sorun var. Polislerde de; Eskişehir’deki nüfus bölü polis dediğiniz zaman, Eskişehir’deki personel sayısı oldukça az. Ama burada, cezaları keserken, özellikle problemin olduğu yerleri belirlemek gerekiyor. Mesela Üniversite Caddesi, İsmet İnönü Caddesi, Şair Fuzuli Caddesi, Atatürk Caddesi, Yunus Emre Caddesi… Bizim problemli caddelerimiz bunlar. Bizim örneğin, Sivrihisar Caddesi’ndeki dört şeritli yolda denetimleri çok sıkı tutmamıza gerek yok. Oradaki trafik yükü, gereğinden çok fazla değil. Ama Üniversite Caddesi, Yunus Emre Caddesi, Şair Fuzuli Caddesi; buralar çok problemli yerler. Özellikle oralardaki denetimi çok sıkı tutmamız gerekiyor.
 
Eskişehir Köprübaşı 01 12 2020

Profesör Karacasu, Köprübaşı Bölgesinin tamamının belli saat aralıklarında ticari yük araçlarına kapatılması gerektiğini savunuyor


‘KÖPRÜBAŞI’NA SAAT SINIRLAMASI GETİRİLMELİ’
Şimdi bakıyorsunuz… Örneğin 08.00-17.00 saatleri arasında kesinlikle ticari bir işlevi olan kişilere izin vermemek gerekiyor. Köprübaşı’nda örneğin tavukçu, örneğin peynirci; bu tür esnaflarımız varsa ‘senin 8’den önce bu işi bitirmen gerekiyor’ demek lazım. Onun dışındaki saatlerde, o araçların Köprübaşı’nda kesinlikle görülmemesi gerekiyor. Ha, belki ben bu konuda bir tepki alabilirim. ‘Hocam biz esnafız, sen ne demek istiyorsun’ diyebilirler. Ama insanlar o işten para kazanıyorsa bu işi de benimsemeli ve saat disiplini getirmeli kendine, 8’den önce malzemeyi bırakmalıdır, zaten günlük bırakacağı malzeme de bellidir. Burada önemli olan kural getirilmesidir ve kurala riayet edilmesidir.”
 
*
 
 
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı ve Ulaştırma Laboratuvar Sorumlusu Prof. Dr. Murat Karacasu’nun, Eskişehir trafiği ile ulaşımı hakkındaki görüşlerinden bir bölümünü okudunuz.
 
*
 
Daha bitmedi!
 
*
 
İlgi çekici tespitlerin devamı, yarın MIH sütunlarında…
 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Hakan narlı 2 Aralık 2020 00:09

Hamamyoluna yayalar için önce köprü yapıp sonra yayalar için trafik lambası koyan süper ödüllü belediyeye yılın şaşkını ödülü verilmesi gerekmez mi ?

0 2 Cevap Yaz
Sezar 1 Aralık 2020 13:04

OTOPARK ÖNERiSİ İlimizde hiçbir otopark standartı yok, hepsi kafasına göre fiyat belirlemiş ve giriş çıkışları tehlikeli. Bir günde birkaç yerde işiniz olsa hepsine park parası beli büker. Bu nedenle dışarı bırakıyorsunuz. Önerim şu: Bütün otoparklar birbirine enterkonnekte olsa. Vatandaş örneğin 50 tl abone olsa aylık 100 saat park hakkı olsa, üzeri ilave ücret. İstediği oaeka abone kartını okutarak girip çıksa. Paek sahipleri yaptıkları iş kadar karşılığını belediyeden alsalar halj otobüsleri gibi nasıl olur?

0 3 Cevap Yaz
Sezar 1 Aralık 2020 12:54

Trafiğin çok işlek olduğu yerlerde 50 metrede yaya geçidi var. Örnek Ali Fuat Güven. Bilmeyen farkedemiyor. Bu nedenle yaya geçitleri yeniden düzenlenmeli ve dikkat çekmeli. Yayalara da yaptırım olmalı, trafiğin aksamasına sebep olmamalılar. Gereksiz korna konusuna da devlet eğilip farkındalık yaratmalı ayrıca.

0 3 Cevap Yaz
Sezar 1 Aralık 2020 12:48

Hocamız çoğu konuda haklı, ancak: 1- Şehre bir siyasi gelince heryer polis oluyor. Normal zamanda bunlar nereye gidiyor? 2- Şair Fuzuli’de 3 sıra park ediliyor, karışan yok. 3- Kuralları en çok polis otoları ihlal ediyor. 4- Bazen ışık olan kavşaklarda polis trafiğe müdahale ediyor, trafik daha çok karışıyor. 5- Otoparkları pahalı yaparsanız vatandaş otoparka girmez. Hocamın tersini düşünüyorum. 6- Hamamyolundaki köprü çok uzun ve çirkin, zahmetli. Derhal yıkılmalı.

1 2 Cevap Yaz
Pöh 1 Aralık 2020 10:53

Bir akademisyenin yaptıklarına bakıp yapacaklarını görebiliyoruz bırakın asrın bir Eskişehir bileni var liyakatse liyakat makam sa makam, tecrübeyse tecrübe ,siz sormadan ben söyleyeyim önce şirketleşin diyecek nokta

1 0 Cevap Yaz
Çok güldüm 1 Aralık 2020 10:17

Trafik polisi az demiş ya profesör, ben buna çok güldüm işte. Ama bilmiyorum haklıda olabilir, zira trafik polisi sayısı o kadar az, o kadar az ki; bazı dükkan kafe ve pastahane önünde saatlerce oturanlar, her halde başka ilden eskişehire ziyarete gelen polisler olsa gerek

0 7 Cevap Yaz
Engin 1 Aralık 2020 10:13

Ben hep şahit olurum, trafik sıkışıklığı olan çoğu yerde yayalara yeşil, kendisine kırmızı yanarken geçen birçok araç var. Böyle böyle trafik tıkanıyor, 1 dakika bekleyemeyen bu kurnazlar hem trafiği hem biz yayaları tehlikeye atıyor. Bu tip kurnazların, trafikten kurtulmak icin son hızda giden ambulansın arkasına katılan kurnazlardan hiç bir farkı yok. Denetim olsa, kırmızıda geçen şak diye tespit edilse ve bunun bir yaptırımı olsa trafik hem tıkanmaz, hemde tehlike oluşmaz. Denetim boşluğundan cesaret alıyor çoğunluğu

0 7 Cevap Yaz
2rr 1 Aralık 2020 10:04

Hamamyoluna üst geçit varken trafik lambası koymak bencede saçma birşey.. Lakin şunu unutuyorsunuz, üst geçit en fazla 3 senelik falan. Ama parkı bölen yoldan insanlar allaha emanet olarak yıllardır karşıdan karşıya geçiyordu. Işık olsada olmasada insanlar emin olun aynı biçimde geçmeye devam eder. Çünkü bu davranış artık alışkanlığıda aşmış durumda, alt geçit bile fayda etmez. Mantıklı olarak bakılırsa insanlar niye yaya geçidi varken köprüyü rampa gibi nefes nefese tırmanıp karşıya geçsin ? Ayrıca dediğim gibi ısıkları kaldırsalar bile orada geçiş olduğu sürece trafik tıkanır.. Yayalara yol veren araçlar olur ve trafik yine tıkanır, yıllardır olduğu gibi yani.. Işıklar sorun gibi gözüküyor ama kazın ayağı öyle değil..

1 6 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi