ES ES'i kaldırımdan jiletle kazırlar

Eskişehirspor cephesinde Teknik Direktör Cüneyt Biçer'in mantıklı ve ayağı yere sağlam basan açıklamalarını okuyoruz. Açıkçası umut satmayan, masal anlatmayan ve gerçekçi yorumlar yapan kişiler bizde, "İşte işini iyi bilen bir adam" izlenimi uyandırıyor. Zaten futbol otoriteleri de Biçer'in 3'üncü ligi çok iyi bildiğini belirtiyor.
Kamp dönemini değerlendiren Cüneyt Biçer, hazırlık sürecinin 3'üncü etabını da tamamlayarak, lige hazır olarak girmeyi hedeflediklerini belirtti.
Dikkatinizi çekti mi bilmem; ancak aynı Cüneyt Biçer, şampiyonluk kelimesinin "Ş"sini bile ağzına almıyor. Ancak sosyal medyada bazı hayalperest kişiler şampiyon olabileceğimizi söylüyor.
Şimdi Eskişehirspor son 5 senedir sürekli düşmemeyi hedefledi. Sürekli de küme düştü. Apartmanın 5'inci katından çığlık çığlığa yere düşen bir adama benziyoruz. Eğer en alt kattaki dükkanın tentesine çarpıp düşme hızını yumuşatırsak kurtuluruz. Yok o tenteyi de ıskalarsak, bizi kaldırımdan jiletle kazırlar...
Bu sene tek bir hedefimiz olmalı: kümede kalmak. Aksi her türlü hedef beklentileri yükseltir ve başarısız olmamıza neden olur.
 

Ders çıkartmıyoruz

17 Ağustos Depreminin üzerinden 23 yıl geçmiş. belli bir yaşın üzerindeki okurlarımız "Vay be!.. O kadar olmuş mu? Daha dün gibi" diyeceklerdir. 23 sene evvelki bir olayın dün gibi hatırlanmasının sebebi, büyük acıların kolay unutulmuyor olması.
Evet... 17 Ağustos Depreminin acılarını hiç birimiz unutmadık. Ancak bu depremden çıkarttığımız dersleri unuttuk gitti. Eğer ki bugün bir deprem felaketiyle karşılaşırsak, 17 Ağustos'tan daha farklı bir manzarayla karşılaşmayız.
Maalesef millet olarak yaşadığımız felaketlerden ders çıkartamıyoruz. Bu yüzden de felaketlerden felaketlere koşuyoruz.