Durmuş'tan 'omurga' cevabı

AK Partili Orhan Durmuş, AK Parti Kurucu İl Başkanı Osman Yüksel’in MHP Büyükşehir Aday Adayı olmasına ‘omurgasızlık’ diye tepki göstermişti. Durmuş’u bu sert yaklaşımı nedeniyle eleştirdim. Kendisi de ‘omurgasızlık’ tepkisine açıklık getirdi. Gönderdiği cevabı aynen paylaşıyorum: “Sayın Cihan Yıldırım, 18/12/2018 tarihli yazınız sebebiyle, bazı konuları açıklama gereği duydum. Öncelikle, siyasi geçmişimden bahsetmek isterim:Ak Parti’nin ilk kuruluş çalışmalarından itibaren yer almış ve hemen hemen her kademede (mahalle teşkilatı dahil) görev yapmış biriyim. Bütün il başkanlarıyla çalıştım, partime katkı vermeye gayret ettim. Uzun bir dönem, sizin babanız Seyfullah Yıldırım ile de görev yaptım. Beni tanımak isterseniz, bir de babanıza sorabilirsiniz. Dolayısıyla,  Osman Yüksel ile de beraber, partimizi kurma çalışmalarına katıldım. Yani gerçek bir yol arkadaşıyız. O dönemi siz hatırlamazsınız, muhtemelen o dönemde siz, öğrenim hayatında idiniz. Biz ise, Eskişehir sevdamız, Türkiye sevdamız ve memleketimizi her alanda geliştirmek ideallerimiz uğruna ve üstelik “ seçimlere bile katılamayacaksınız, hepiniz tutuklanacak ve hapse atılacaksınız” diye korkutulmaya çalıştığımız günlerde, mücadeleye devam ettik. O sıkıntılı dönemde Ak Parti’yi kurarken, bu mücadeleyi göze almış ve ilkeler, prensipler gereğince mücadele edeceğimize, “pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz” diye sözleşmiştik. Osman Yüksel ile şahsen hiçbir problemim olmadı ve aramızda olumsuz bir olay geçmedi. Ancak, siyaseti ikbal uğruna yapanları hiçbir zaman tasvip etmedik. Bu nedenle, Osman Yüksel’e “omurgasızlık” tavrını gösterdiğini söylemek, bunu eleştirmek, benim en doğal hakkımdır. Kuruluş aşamasında yaptığımız akitleşmeye tezat bir davranış gösterdiği içindir. Bunu kim yaparsa yapsın, aynı eleştiriyi yaparım. Ancak, partinin kurucu il başkanının, başka partiye geçme tercihinde bulunurken, eleştirilmeyi de göze alması gerekir. Siyaset dönekliği kaldırmaz. Bizim duruşumuz nettir, diklenmeden, dik durmaktır. Herkes kendine göre kıymetlidir, değerlidir. Ancak, kimse “bulunmaz Bursa kumaşı” değildir. Osman Yüksel’in kurucu il başkanı olarak, sürekli her dönemde her makama, her göreve talip olmasını da yadırgıyorum. Bütün koltukları ben dolduracağım egosuna sahip olan herkesi, nefsine yenik düşmesi sebebiyle, eleştiriyorum ve doğru görmüyorum. Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doludur. Bizler inancımız gereği, her şeyin hayırlısını istemek durumundayız. Nasipten ötesi yoktur. Bunu zorlamanın da gereği yoktur diye düşünüyorum. Kaldı ki, MHP’den aday yapılacağı da kesin değildir. Bu durum, birilerinin oyununa gelmektir. Biz kendisini şahsen severiz, ancak bu hamlesiyle, siyaseten kendisini tamamen bitirmiştir diye düşünüyorum. Bunları yazarken, attığınız bir twitt’i gördüm. Birileri bizim duruşumuzdan rahatsız ve  itibarsızlaştırmak adına çaba gösteriyor, ama maalesef siz de çanak tutuyorsunuz. Ona da cevap vereyim: Şahsımın, il yönetiminden istifa ettiğimi ve hala daha yönetim kurulu toplantılarına katıldığımızı söylemişler. Evet, il yönetim kurulundan istifa ettim. Ancak, Tepebaşı Belediye Meclis üyesi ve grup başkanvekili olduğum için, il başkanımız ve yönetim kurulumuz, aldığı bir kararla bizi, “yerel yönetimler danışmanı” olarak tayin ettiler. Yönetim kurulu toplantılarına katılmam, bu sebepledir. Bunun hazımsızlık kaynağı olmasını da anlayamadım. Ben başka partilere geçmedim ki “omurgasız” olayım. Bu durumu nasıl birbirine bağladınız, hayret ettim doğrusu? Etik kurallara uyulan ve temiz siyaset dileğiyle, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Selam ve sevgilerimle.”