Ahmet Ataç 15 02 2024

Denizli değil Onurlu olmalıydı

Soner Yüksel yazdı

8 Mayıs 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Şehre, insanına, esnafına tek lafım yok. Ancak ve ancak Denizlispor camiasının etik, ahlak, terbiye ve çok daha fazlasını bilmediğini, öğrenemediğini gördük, bizzat yaşadık Cumartesi günü.
Öncelikle karşılaşmayı sadece saha içi ile değerlendirenler için küçük bir açıklamam olsun, sonra saha dışına geçeriz.
Futbol sadece futbol ise 2+2 eşittir 4 olmuyor bazen. Eskişehirspor da futbol olarak istenen, beklenen, kadro kalitesine yakışan bir üretim gerçekleştiremedi. Bazen çok zayıf rakipler dev takımlardan puan alabiliyor, futbolda defalarca gördüğümüz bu gerçeği bir kez daha biz yaşadık.  Bu iş öyle ilginç ki kaçırdığımız gollerden birisi gol olsaydı akış farklı, tablo farklı olabilirdi. Ancak bazen ne yaparsan yap olmuyor. Her kulübün başına bunların gelebildiği ve 3 ihtimalli olduğu için futbol bu kadar heyecan dolu değil mi zaten?
Ben işin saha içinde değil dışındaki atmosferine bakıp, kafamdaki soru işaretlerine cevap arıyorum. Zaten bu konularda geçmiş yıllardan hakkında şaibeler olan bir takımın sahasında yine enteresan şeyler yaşanmasını tesadüfî ve ahlakî bulmadım.
Maç öncesi hangi esnaf ile görüşsek, şehirde kimle konuşsak “Denizlispor’un fark yemesi gerektiğini ancak bu maçın üstüne neden bu kadar düşüldüğünü anlamadıklarını” söylüyordu. O dakikalarda garibimize giden bu söylemler maç saatinde daha da netleşti.
Eskişehir’den 2.500’den fazla taraftar Denizli’ye gitmişken Denizli taraftarı en fazla 1.000 kişi ile kendi evinde deplasmanda gibi kaldı.
Denizli futbolcuları başta kalecileri olmak üzere sezon başından bu yana en hırslı, en agresif, en üstün performanslı maçlarını oynadılar.
Maçtan önce uzun zamandır ödenemeyen alacakları ve primlerinin birden ödendiğini duyduk.
Saha içinde Sivas ve Malatya firmalarının reklamlarına tanık olduk.
Siyaset ve bürokrasinin diğer maçlarda olmadığı kadar bu maça iştirak ettiğini gördük.
Maç içinde “Sivas” diye tezahürat yapanlar yetmiyormuş gibi, 90 dakika “Sivas sana canım feda” diye bağıran yanımdaki bir grubun ve muhtemelen kulüple ilişkili olduğunu düşündüğüm bazılarının maç bitince “Sivas 2’nci hadi bakalım” diye sevindiklerine tanık oldum.
Ayrıca bu maçı şampiyon olmuş ya da düşmekten kurtulmuş veyahut sanki herhangi bir kupa almış gibi dakikalarca çığlık çığlığa sevinerek kutlayan taraftar ve yönetimini unutmayalım.
Eskişehirspor’u şehrine esnafı, halkı, denk gelen herkes kucaklamışken kulüp yöneticilerinin de içinde olduğu kalabalık bir grubun küfür, hakaret, saçma sapan hal ve hareketlerle ağırlamasını es geçmeyelim.
Tüm bunlar hayra alamet değil, çok tesadüf değil, normal hiç değil. Ben naçizane bu tablo ve tutumun altında bir dayanışma, resmiyette gözükmeyen, kulp uydurulan ama kapalı kapılar arkasında Eskişehirspor’u hedeften saptırmak için birleşen bir güç birliği olduğunu düşünüyorum.
Tamam çıkacaktık, yenecektik, ne olursa olsun 3 puanı alıp keyfimize bakacaktık. Bu konuda kimseye itirazım yok ama Allah aşkına biraz da işin bu yönünün peşine düşelim. Gerekirse play-off oynar çıkarız ya da futbol bu, son ana kadar direkt çıkma şansımız sürüyor. Ama bunlara bugün sessiz kalırsak yarın aynı kader yine başımıza gelir unutmayalım.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
hasan hüseyin 9 Mayıs 2017 12:44

referandum da " HAYIR "oyu çıktığı için olabilirmi ?

0 1 Cevap Yaz
yazık 8 Mayıs 2017 14:26

O kadar taraflı yazmış ve başkalarına öyle suçlar isnat etmişsiniz ki sizin bu yazınızı okuyan insanlar Eskişehirspor'a karşı bir sempati duyuyorlarsa bile o sempatiyi kaybederler. Burada taraftar değil yazar olarak yorum yapmanızı öneririm. Çünkü Denizlispor bizden daha iyi oynadı. Senin oyuncun en kaliteli oyuncu ama sahada çıkıp ter akıtmıyorsa maç kazanamaz.

2 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi