Demir yumruk masaya lütfen!

Sağlık-Sen Eskişehir Şubesi kongreye gidiyor. Mevcut Başkan Hasan Hüseyin Köksal’a rakip çıktı. Safiye Eroğlu, 8 Mart’ta dikkat çekici bir açıklamayla adaylığını duyurdu. Ciddi tespitleri, ilginç iddiaları vardı. Sonraki günlerde karşılıklı açıklama ve sosyal medya paylaşımları tansiyonu iyice yükseltti. Sendikacıların ‘koltuk’ mücadelesi ‘iktidara’ zarar verici boyuta geldi. Bu hızla giderse neler olacağını kimse tahmin edemez. Bu durumda “Siyasetçilerin demir yumruğu masaya vurarak bu meseleleri hızlıca çözüp yarışın normal işleyişine dönmelerini sağlamaları gerekmektedir” diyorum!
 
Teşekkürler Sülahi Abi
TÜKODER Şube Başkanlığı yapan Sülahi Özalp, yaklaşık 10 yıl önce üstlendiği görevini devretti. Büyük bir fedakârlık yaparak görevi üstlenen Sülahi Abi yine özveriyle üzerine düşeni yaptı. Görevinin ilk yıllarında ‘tüketici hakkı’ denince akla gelen ilk isimdi. Hak aramanın öncü isimlerinden oldu. Bize gelen tüm şikâyetleri ona yönlendirdik. Sağ olsun netice alıncaya kadar ilgilindi. Sodadan çıkan düğme, bebek bezinden çıkan ağaç parçası, ekmekten çıkan vida... Ve son dönemde türlü çeşit dolandırıcılar... Özalp, hepsiyle uğraştı. Halkın bilinçlenmesi için de hayli çaba harcadı. Kısıtlı imkânlarla pek çok etkinlik yaptı. Özalp, 10 yıldır başarıyla yürüttüğü görevini Avukat Dilek Gündoğan’a devretti. Bir tüketici olarak yaptıkları için Özalp’a teşekkür ediyorum. Dilek Gündoğan’a da başarılar diliyorum.
 
Volkan Doğan gündemi
Giderek artan bir şekilde siyasi sohbetler yapıyoruz. Her ortamda... İlgisiz bir toplantının ortasında, yemekte, Vatsap’ta, Facebook’ta, mesaj atılabilen tüm kanallarda... Sohbetlerin bir numaralı gündemi Volkan Doğan oluyor. Biliyorum bu durum pek ‘normal’ değil. Normali Büyükşehir ya da muhtemel adayların daha çok konuşulmasıdır. Ama öyle değil işte... Volkan’ı aday yaparlar mı? Volkan Oudunpazarı’nı alır mı? Volkan da iyi çalışıyor ama... Volkan, iş bitirici... Volkan aday olmazsa ne yapar? Volkan, adaylığı hak etti... Volkan ile AK Parti’nin şansı olmaz... Böyle uzayıp gidiyor Volkan Doğan konuşmaları. Olumlu ya da olumsuz hemen herkes Doğan üzerine konuşuyor.
 
En kötüsü olmak üzere
Eskişehirspor, aldığı kötü sonuçlar nedeniyle yeniden küme düşme hattına yaklaştı. Takımın düşeceğine inanmıyorum ama son yıllarda ‘inanmadığımız’ pek çok şey yaşadığımız için tedirginim. Bitime yedi hafta var. İki maç, bir beraberlik bizi ligde tutar. Başkan Halil Ünal’da böyle düşünüyor. Bir mucize ama yedi maçı da alırsak play-off kapısı bile açılabilir. Öte yandan sinirler iyice gerildi. En kötüsü şu anda birbirimize girmemiz. Yerli veya yabancı yöneticiler bu yedi haftada azami dikkatli olmalı. Yediğine, içtiğine, dediğine, sataştığına, bulaştığına, attığına, paylaştığına... Aksi bir durum puan kaybetmekten daha kötü sonuçlar doğurabilir. Telafisi mümkün olmayan sonuçlar... Allah korusun...
 
DUYURU...
Eski mesai arkadaşımız, hayat dolu, umut dolu abimiz Şinasi Kula’ya kanser teşhisi kondu. Tedavi olmaya başladı. İlletten kurtulacağına inanıyoruz. Kendisi de son derece moralli. Zaten ona ‘umutsuz’ olmak yakışmaz. Şinasi Abi’ye dayanışma gecesi düzenleneceğiz. 1 Nisan pazar günü saat 19.00'da Mavi Ada'da yapılacak etkinliğe katılmak isteyenlerin 222 00 02 numaralı telefona ismini yazdırmaları gerekiyor. Allah tüm hastalara şifa versin.
 
Her an patlak verebilir
Türk-İş ve DİSK arasında bir süredir yaşanan gerilim elektrik üretecek seviyeye geldi. Gerilim iki sendika arasında yaşanmıyor. Görünürde öyle ama perde arkasında ‘abiler, babalar’ var. İki sendika kavga etse ‘barış’ kolay olabilirdi ama ‘arkadaki’ isimler barışı zorlaştırıyor. Türk-İş ve DİSK’in gerilimi çok yakında açıktan ‘kavgaya’ dönüşebilir. Ardından da önemli bir gündem maddemiz olacak.
 
Üçe bölünme ender görülüyor
Son yıllarda seçimler ‘iki taraf’ arasında oluyor genel olarak. Bu taraflık da büyük oranda AK Parti-CHP ekseninde gelişiyor. OSB ve ESO seçimlerinde olduğu gibi ‘çadırın’ hayli karıştığı da oluyor. Lokantacılar Odası’nda üç aday yarıştı. Bahar Bilen, Hasan Kuzu ve Sedat Yakan. Adaylar birbirine yakın oylar aldı. Yakan 141, Bilen 140, Kuzu 136 oy aldı. Camia tam anlamıyla üçe bölünmüş. Pek gördüğümüz bir durum değildi.
 
Kaynımda da var
Tepebaşı Belediyesi’nin eski başkanlarından Tacettin Sarıoğlu, termik santral ile ilgili görüşlerini gazetemiz için yazdı. İnşaat Mühendisi olan Sarıoğlu, meselenin ‘ivedikleştiğini’ ifade etti. Kendisine hak verenler oldu. Sarıoğlu, meselenin bilimsel olarak ele alınmadığını, Twitter’dan edinilen ‘bilgilerin’ kullanıldığını söyledi. Ve buna sitem etti. Haklılık payı oldukça yüksek. Termik santral meselesi bir süredir böyle ilerliyor. Birileri ‘en çok ben karşıyım yarışını’ bırakmazsa sonraki aşama ‘kaynımda da var’ aşaması olacak.
 
Bu şehir niye bu kadar mutlu!
Avrupa’dan bir adam geldi ve ‘Bu şehir neden bu kadar mutlu’ diye sordu. O ziyaretle en mutlu kimselerin Eskişehir’de yaşadığını öğrendik! Bu tespite pek inanmadık. Çünkü mutluluk ile eğitim seviyesi arasında ters orantı var diye öğrettiler bize. Ne kadar eğitim, ne kadar bilinç o kadar mutsuzluk... Böyle bir durumda Eskişehir’in en mutlu olmasının imkânı var mı? Yok elbette... Ama bir anlığına Avrupalı abinin dediğine inanalım ve neden mutlu olabileceğimizi sıralayalım...

• Çünkü Eskişehirliler hayli konuşkan insanlar. Konuşup rahatlıyorlar... Başkanlar, vekiller, müdürler kimse içinde bir şey barındırmıyor
• Çünkü Eskişehirliler kafalarına pek bir şey takmıyorlar. Kentsel dönüşümden Porsuk Barajı’nın durumuna kadar ciddi meseleleri sorun etmiyorlar
• Çünkü Eskişehirliler biraz vurdumduymaz kimseler. Havacılık kentine uçak inmemesi, termal kaynaklara rağmen hamam kültüründen kurtulamamasını sıkıntı etmiyor.
• Çünkü Eskişehirliler verilen sözleri pek takip etmiyorlar. Üçüncü Üniversite ve meydan sözleri başta olmak üzere pek çok vaadi unutabiliyor.
• Çünkü Eskişehirliler kıskanç değiller! Başka kentlerin alıp başını gitmesini çok da problem etmiyorlar
• Çünkü Eskişehirliler küçük şeylerle mutlu olmasını biliyorlar! Fazlasını umut ve talep etmiyorlar