Darbe oldu mu tankın üstüne çıkmak gerekir!

15 Temmuz'da halkın FETÖ'cü hain çeteye karşı direnerek, darbeyi önlemesinin yıl dönümündeyiz...
Dikkat ediyorum, bazı kesimler bu şanlı direnişi küçümsüyor...
Tiyatroydu falan, demeye devam ediyorlar!
Demokrasi tarihinde ilk sıralarda yer alacak bir halk direnişidir bu...
Küçümsedikleri Türk halkıdır!  Hain darbenin püskürtülmesini hazmedemeyenlerin cümleleridir, bunlar!
Binlerce insan...
Elinde hiç bir silahı olmadan...
Bombaya, mermiye aldırmadan, siperi olmadan darbeci çeteye karşı çıktı!
Geçmişte olduğu gibi...
Gelene ağam, gidene paşam, demediler!
Darbelerden çok çeken, bizim sosyalistler, sosyal demokratlar yıllardır ne diyordu:
-Darbe oldu mu tankın üstüne çıkmak gerekir!
İşte tankın üstüne de çıktılar, paletlerin önüne de yattılar...
Halkın kendisidir bu!
Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan...
Darbe geleneğimizde siyasilerimizin şapkayı alıp gitmesi var. Erdoğan şapkayı alıp gitmedi, teslim olmadı!
Halkı darbecilere karşı sokağa çağırdı...
İlk olarak kendisi çıktı, meydanlara!
Darbenin karanlık noktaları yok mu?
Elbette var!
Darbeden sonraki süreçte kurunun yanında yaşta yanmadı mı?
Elbette yandı!
Yazımın sonunu Soner Yalçın'ın şu cümleleriyle tamamlamak istiyorum:
-15 Temmuz'da Türk halkı destan yazmış ve oldukça az sayfalı dünya demokrasi defterine altın bir sayfa eklemiştir.
Ve...
Kim ne derse desin bunun öncüsü -onca hatalarına rağmen- Erdoğan'dır...
 

SİYASETTEKİ FETÖCÜLER!

Darbelerin ya da darbe teşebbüslerinin üç ayağı olur...

• Birincisi askeri yapı...
• İkincisi sivil yapı...
• Üçüncüsü Uluslararası ilişkiler...

En azından demokrasimizin kesintiye uğradığı geçmiş dönemlerde yapılan darbelerin bu şekilde olduğunu biliyoruz...
FETÖ'nün askeri yapılanması büyük ölçüde dağıtıldı, çökertildi.
Uluslararası arenada ilk şüphelinin ABD olduğu konusunda halkın büyük çoğunluğu görüş birliği içinde...
Doğrudan ABD yaptı denmiyor.
Yükses sesle söylenmiyor...
Ama kuvvetli kuşkularımız var.
Ve batı bu kuşkumuzu çok iyi biliyor!
Askeri yapı ve Uluslar arası ilişkiler “az çok” ortaya çıkmışken, darbenin sivil yapısı, aradan 3 yıl geçmesine rağmen ortaya çıkmadı!
Çıkartılamadı…
FETÖ'cü askerlerin, darbe başarılı olsaydı kimlerin hangi görevlere geleceğine yönelik listelerini tüm medyada okuduk...
Öyleyse sivillere ait bir listenin de olması gerekmiyor mu?
Darbe sonrası iktidar nasıl şekillenecekti?
Bu sorunun yanıtı verilmeden, tehlikenin geçtiğini söyleyemeyiz...
Bu nedenle darbe girişiminin tam anlamıyla bittiğini söylemek mümkün değil. Mutlaka bu girişimi devam ettirmek isteyen sivil bir güç vardır.
 

HİÇLER...

Generallerin...
Hakim ve savcıların...
Polislerin...
Akademisyenlerin...
On yıllar boyunca beyinleri yıkandı...
Kendi hayatları onlar için bir “hiçti”
Ama birçoğu zenginliğe kavuştular...
Şöhret sahibi oldular...
Zalim oldular...
Oysa hiç bilmediler...
Gerçekten anlamlı bir hayat için ne zenginlik önemliydi, ne de ünlü olmak!
Kişilik önemliydi...
Ne yazık ki “kişiliklerini çok önce FETÖ'ye satmışlardı”
Kişiliğiniz yoksa siz bir hiçsiniz...
 

ONLARI NASIL TANIRSINIZ!

 
FETÖ'cüleri nasıl tanırsınız...
Nihat Genç, yıllar önce yazmıştı…
Sakladım!
Önemli bulduğum, altını çizdiğim bölümleri sizlere aktarmak istiyorum:

• Şakirt dediğimiz bebek tavrı yani dünyadan habersiz ifade takınanlar korkunçtur. Ağbi ve imam düzeyindekiler için başka bir şey, mesela, bir olay anlatılırken çok alakasız yanlış bir anı çağırırlar, çok alakasız bir yere bağlarlar, ve saçmaladıklarını hiç fark etmezler. Siz konuyu dağıtıyor diye düşünürsünüz hayır onların beyni başka şeylere yoğunlaşamaz kopuk kopuk sinyaller verir.
• En büyük özellikleri siyasi ve sosyal olaylar karşısında, diyelim o gün büyük bir patlama oldu ya da deprem oldu, ‘tasasızdırlar.’ Yani olay karşısında ‘renk, ifade’ vermezler.
• Tasasızlıkları çıldırtıcı düzeydedir.
• Bir başka, çok doğru herkesin bildiği bir şeyi söylediğiniz de dahi ‘tasdik’ etmezler, bu idrak etmeyiş halleri sizi çıldırtır, bu çok önemli psikolojik meseledir, kendi dışlarında yaşanmış hiçbir olayı ‘anladım’ hali yaşamazlar.
• NOT: 3 yıl önce yayınladığım bu yazıları günün önemi nedeniyle bir kez daha yayınlıyorum.