Cihan Yıldırım yazdı
CHP il başkanını arıyor... Az sonra kongre olsa büyük ihtimalle ‘Sinan Özkar’ yeniden İl Başkanı olacak. Delege ‘denklemi’ onu gösteriyor. Bunu ‘kâğıt üzerine yazılan rakamlar’ da gösteriyor. Siyasette iki kere ikinin her zaman dört etmediğini biliyoruz.
24 Aralık’taki il kongresinde ‘siyasi tarihe’ geçecek bir sonuç çıkacak mı? Bunun için biraz bekleyeceğiz.
Bugün ‘rakamların’ dışına çıkmak istiyorum.
Ve daha önce sorduğumuz bir soruyu ‘yeniden’ sormak istiyorum.
İl Başkanı ‘kim’ olacak değil...
İl başkanı ‘nasıl’ biri olmalı?
Kongrede seçilecek başkan ve yönetim CHP’yi 2019’da yapılacak seçimlere götürecek. Söz konusu seçimlerin önemini anlatmaya gerek yok.
16 Nisan’dan sonra oluşan siyasal zeminde CHP İl Başkanı sadece CHP’yi ilgilendirmiyor! En azından yüzde 49’u da ilgilendiriyor.
Kısacası Hayır Cephesi denebilir.
Bu nedenle 10 gün sonra seçilecek CHP İl Başkanı, sadece partisini ‘derleyip, toparlamakla’ kalmayacak. Ya da bunu yapması yetmeyecek. Siyasetin deneyimli ismi Kazım Kurt’un da sık sık vurguladığı gibi 16 Nisan sonrasında siyaset yapma biçimi değişti. Bazı CHP’lilerin haberi olmayabilir ama değişti.
CHP de değişti, değişmeli...
Doğal olarak CHP İl Başkanı da değişmeli...
Masadaki ‘en güçlü’ seçenek olan Sinan Özkar’ın ‘gözle görülür’ şekilde değiştiğini görüyoruz.
Yeterli mi? Bilmiyorum...
Kongre öncesi ‘rol’ mu yapıyor? Bilmiyorum...
Ama ‘değiştiği’ muhakkak...
Öte yandan ‘yüzde 49’ meselesi...
Hayır Cephesi’ni kucaklama, bu kitleyi temsil etme meselesi...
Özkar, partisi içinde bile ‘taraflı’ ilan edilmiş bir il başkanı. Üstelik öyle ‘azınlık’ bir grup ya da küçük bir ‘hizip’ tarafından değil.
Doğrudan Ahmet Ataç tarafından... Yani ‘son kongreye’ göre hesap edecek olursak partinin diğer yarısı...
Siyaset bu, elbette belli olmaz ama Özkar’ın CHP’yi ‘kucaklaması’ pek mümkün görünmüyor. Ataç’ın ‘taraflı’ çıkışının üzerinden de aylar, yıllar geçmiş değil.
Böyle bir ortamda iktidar hedefleyen Kurt’un “Özkar kararını” gözden geçirmesi gerekir mi? CHP’ye ya da ‘kendisine’ il başkanı arıyorsa Özkar ile yola devam etmeli. Aksi halde her fırsatta “Siyaset yapma biçimimiz değişmeli” mesajı veren Kurt, ‘diğer tarafa’ bir adım atmalı.
Bu da ancak gücü kuvveti yerindeyken ‘tarafsız’ bir il başkanı ‘seçtirmekle’ olur. Özkar, hak ediyor mu etmiyor mu? Bu yazıda bunu tartışmıyorum. İki yıl içinde yaptıklarıyla, yapmak zorunda kaldıklarıyla 2019’da iktidar hedefleyen CHP’nin il başkanı olmasının sakıncalı olduğunu söylüyorum.
CHP bir açılım yapmalı...
Ezberleri bozacak, Hayır Cephesi’nin kapısını rahatlıkla çalabileceği, siyaseti ve politik alışkanlıkları ‘darmadağın’ edecek bir açılım... 16 Nisan sonucu bize şunu gösterdi; Saadet Partisi’nde ‘çay içmiş’ biri CHP’ye il başkanı olabilmeli.
Eski Merkez Sağ’cıları ‘meclis üyesi’ yapmakla yetinmemeli... Vitrine değil, sahaya sürmeli...
Demokrat Partililer, Vatan Partililer, küskün AK Partililer, Ülkücüler... Hepsi, herkes dikkate alınmalı.
CHP, Hayır Cephesi’ne ciddi bir açılım yapmalı. Öyle göstermelik, parti hava alsın diye değil. Büyük bir cesaretle kapı, pencere, çatı ne varsa açmalı. Duvarları yıkmalı... Aksi takdirde olacaklar belli değil mi?
Bu ve benzeri nedenlerden dolayı 24 Aralık’taki kongrenin sadece ‘CHP çevrelerinde’ tartışıldığını görünce Erdoğan’ın 2019’da bir zafer daha elde edeceğini düşünüyorum.
Şu iyi anlaşılmalı; Sadece CHP’ye il başkanı aranmıyor!