Diyelim ki Büyükşehir Belediyesi’nde şu an AK Partili bir Belediye Başkanı var. Belediye meclisindeki çoğunluk ise CHP’de…
Bu başkan şehrine yeni bir içme ve kullanma suyu alanı kazandırmak için çabalıyor. Belediye’nin kendi öz kaynakları ile karınca gibi çalışarak, bir takım engellemelere ve bürokratik süreçlere rağmen bu barajı tamamlıyor.
Diyor ki şehrimizin suyunu daha lezzetli bir hale getireceğiz. Allah göstermesin ama kötü zamanlar için rezerv bir alanımız daha olacak. Kurak ve susuz geçecek mevsimlere karşı bir tedbirimiz olacak. Bunu da nasipse Belediyemizin yatırım programına aldırarak şehrimize kazandıracağız.
Hemen akabinde konuyu belediye meclisi gündemine getiriyor. Ancak CHP’lilerin karşı oyları nedeniyle barajın içme ve kullanma suyuna taşınması için gerekli ödeneğe izin verilmiyor.
Acaba bu reddoyu sonrasında CHP’lilere bu hamlesinden ötürü neler söylenirdi?
Nelerle itham edilir, haklarında ortaya atılan iddialara nerelere dayanırdı?
Tek tek yazmaya gerek yok. Hepimiz biliyoruz ki bu iş sonrasında kimin neden hayır dediğine bakılmaksızın ciddi ithamlar altında kalırlar ve yıllarca bu ithamlar üzerinden eleştirilirlerdi.
Gelelim Eskişehir’e
Eskişehir’de bu iş CHP’li bir belediye başkanının başına geldi. AK Parti çoğunluğu mecliste şehre kazandırılacak bu kamu yararı olan işe hayır dedi. Sonrasında bunun afişe edilmesine karşı ki (doğru- yanlış tartışılır) ciddi bir itiraz, ciddi bir karşı tepkiye başladılar.
Hayır, gerekçesine karşılık vicdanları çok da tatmin etmeyen şeyler öne sürdüler. Bunu yaparken barajı su birikintisine, oyun havuzuna, çok ciddi bir ihtiyacı oyuncağa çevirdiler.
Şimdi konu açılınca seslerini yükseltenler var ama dünden daha farklı gerekçeleri yok. Madem demirden korkuyordunuz neden trene bindiniz diye sorarlar insana? Bu yüzden madem böyle bir karar aldınız bence karşılığından hiç mi hiç rahatsız olmayın. Ya da özeleştiri yapıp bu hizmetin uygulanması için gerekli adımları başkasından beklemeden siz atın ve eksi yerine artı puan kazandırın hanenize.
Hele ki İnönü’de izni tartışılan bir fabrikayla ilgili izni veren, Termik Santral gibi insanların vebalinini boynunuza dolayan bir konuda sessiz, tepkisiz kalan bir partinin temsilcileri olarak üzerine oturan kimliği başkasının algısı olarak lanse etmek yerine elinizi vicdanınıza koyarak bir düşünün derim.
ETO – ESO’da avantaj muhalefetin
Oda, sendika, kulüp, parti, stk fark etmiyor. Ortada bir seçim var ise avantaj her daim iktidarda oluyor. Ancak ETO ve ESO seçimlerine bakınca şu ana kadar karşımıza çıkan tabloda ilk kez bu avantaj iktidar lehine değil aleyhine işlediğine tanık oluyoruz.
ETO’da 3 ESO’da 2 aday mevcut. Ancak aday profili o kadar yüksek ki tartışmalar, fikir, işleyiş ve vizyon sorgusu yaratıyor insanda. Üstelik iktidar sahipleri panik duygusuyla, sanki yarın seçim olacakmış gibi acelece ve uzun zamandır yapmadıklarını dar zamana sığdırmaya çalıştıkça bir takım eksikler ve yapılmayanları kendi kendine deşifre ediyor.
Bu yüzden sonuç ne olur diye merak edenlere kısmet diyorum. Son gün sınava çalışanların alınan sonuca dedikleri gibi bir kısmet.