AÜ’ye zarar verecek ETÜ’ye yaramayacak

AK Parti 2011’de verdiği ‘üçüncü üniversite’ sözünü tuttu. Eskişehir Teknik Üniversitesi (ETÜ) ismiyle yeni bir üniversitemiz olacak.
Yeni bir üniversitemiz olacak ama yeni bir üniversite kurulmayacak! Yeni üniversite Anadolu Üniversitesi’nden alınacak fakülte, yüksekokul ve enstitülerle kurulacak. Kampüsü, binası, hocası, öğrencisi her şeyi hazır. Sadece tabela değişecek. Anadolu Üniversitesi İki Eylül Yerleşkesi yerine Eskişehir Teknik Üniversitesi yazılacak.
ETÜ, AÜ’nün içinden çıkan beşinci üniversite olacak. Afyon, Kütahya ve Bilecik’teki üniversitelerin temeli de AÜ’ye dayanıyor. Osmangazi Üniversitesi de 1993 yılında AÜ’den ayrılıp kurulmuştu.
AÜ, bir üniversite daha doğuruyor.
Normal şartlar altında ‘sevinçle’ karşılanması gereken bu ‘yeni üniversite’ haberi kaygıyla karşılandı. Özellikle akademi camiasının endişeleri var.
Önceki gün ve dün 10’a yakın akademisyenle görüştüm. Siyasi görüşleri birbirinden farklı olan hocaların hemen hepsinin fikri olumsuzdu. Yeni üniversitenin ‘kurulma’ şeklini doğru bulmadıklarını kaydettiler.
Hocalar “Teknik üniversite fikri çok güzel ama AÜ’den bölünerek yapılması doğru değil” görüşünde birleşti.
Nedenlerini ise şöyle sıraladılar...
Bölünmenin en başta AÜ’yü zayıflatacağı iddia ediliyor. AÜ’den beş fakülte, iki yüksekokul, üç enstitü ETÜ’yü oluşturacak. Ayrılan fakülte, yüksekokul ve enstitülere bakınca ‘gidenlerin’ AÜ’yü zayıflatacağı ortada.
“AÜ’nün öğrenci sayısı da bölünmeyi gerektirecek kadar değil” deniliyor. Bölünen diğer üniversitelerin öğrencileri sayıları 50-60 bin civarında... Ortada ‘yönetilemeyecek’ kadar büyük bir yapı olmadığı ifade ediliyor.
Yeni durumla birlikte AÜ’nün ‘sosyal üniversite’ yönü daha da ağırlık kazanacak. İsmi ‘açıköğretim’ ile daha çok anılacak. Öğrenciler açısından da ‘sıkıntılı’ durumlar var. AÜ’yü kazanıp gelenler kendini bir anda ETÜ’nün öğrencisi olarak buldu.
Yine diplomada AÜ yerine ETÜ yazmasının bile ‘haksızlık’ yaratacağını söyleyenler var. Sonuçta AÜ’nün yükseköğretimde bir ‘ismi’ var. İki üniversitenin imkânları elbette aynı değil...
Bölünmenin AÜ’yü ‘yayınlar’ konusunda da aşağı çekeceği ifade edildi. Hocalardan biri “Daha önce açılan teknik üniversiteler var. Onlar ne yapıyor ki ETÜ ne yapsın. Bir üniversiteye teknik demekle o üniversite teknik olmaz. Verimli olacağını düşünmüyorum” dedi.
ETÜ’ye lisans öğrencisi alınmasının hata olduğunu düşünenler de çoğunlukta. Dünyada isim yapmış teknik üniversiteler lisans öğrencisi almıyormuş. Ya da kontenjan çok az tutuluyormuş.
Bölünmenin AÜ’ye yaramayacağı bu gerekçelere dayandırılıyor.
Biraz da ‘madalyonun öbür tarafına’ bakalım...
ETÜ’nün imkânları meselesine... Yani kaynak, yani para meselesi...
Para olmayan yerde araştırma, geliştirme olamaz. ETÜ’de para var mı? Bu cevaba hocalar ‘yok, nasıl olacak’ cevabı verdi.
O zaman bu kaynak nasıl bulunacak? Bulunmazsa ‘teknik’ olmanın bir anlamı kalmıyor. ETÜ’de kullanılacak araç gereçler nasıl karşılanacak? Üstelik bir defaya mahsus değil, sürekli bir kaynak gerecek.
Mühendislik Fakültesi düne kadar AÜ’nün kanatları altındaydı. Her türlü ihtiyacı karşılanıyordu. ETÜ’de o isteklerin karşılanması pek mümkün görünmüyor. AÜ’nün sadece ‘hidroana’ için bir milyona yakın para harcadığını biliyoruz.
Para olmayınca ETÜ’nün ‘verimli’ olamayacağı düşünülüyor. Haksız da sayılmazlar... Kısacası bölünmenin AÜ’ye zarar vereceği, ETÜ’ye de yaramayacağı ifade edildi.
Görüşmelerde “Hep sizin yüzünüzden. Gazeteciler Üçüncü Üniversite ne oldu diye yazıp durdu. Keşke konuyu bu kadar gündemde tutmasaydınız” diye takılan hocalarda oldu.