Asgari ücret 10 bin TL olmalı!

Aralık ayının 7’nci günündeyiz. 2021’e sayılı günler kaldı. Durum böyle olunca, yeni yıla ilişkin beklentiler dillendirilmeye başlandı

7 Aralık 2020 09:51
A
a
Sütiş Eskişehir
Aralık ayının 7’nci günündeyiz. 2021’e sayılı günler kaldı. Durum böyle olunca, yeni yıla ilişkin beklentiler dillendirilmeye başlandı. Bu beklentilerden biri de, asgari ücrete yapılacak olan zammın, yaraya merhem olacak biçimde arttırılması. Çünkü… Türkiye, asgari ücret konusunda, AK Parti hükümetinin ilk yıllarında, Avrupa ülkeleri içerisinde ön sıralardaydı. Ancak bugüne gelindiğinde, son sıralarda! Yani, paranın değeri düşmüş. Enflasyon yükselmiş. Temel gıda maddeleri dahi ateş pahası olmuş. Yurttaşlarımız, tek işle geçinemez vaziyete gelmiş. O halde yapılması gereken, asgari ücretin, insan onuruna yakışır bir yaşamın idame ettirilmesini sağlayacak oranda arttırılmasıdır. Fakat gelin görün ki, umutlar yeşermiyor. Toplum, 2 bin 600-2 bin 700 TL bandına alıştırılmaya çalışılıyor. Ancak TÜRK-İŞ’in araştırmasına göre dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 516 TL, yoksulluk sınırı ise 8 bin 197 TL! O halde itiraz edelim, ses yükseltelim! Yıllardır ter akıtıp devlete verdiğimiz emeğin hiç olmazsa bir kısmını alabilelim!  
 
 

Eskişehir’den yükselen umut

 
Hep can yakan haberler verecek değiliz ya… Türkiye’de güzel şeyler de olmuyor değil… Yakın zamanda Eskişehir’de cereyan eden iki gelişmeden bahsetmek istiyorum. İlki bugün hayata geçecek! Kırka Eti Maden tesislerinde ‘lityum karbonat’ üretimine başlıyoruz. Madencilik ve Milli Ekonomi Zirvesi’nde açıklama yapan Enerji Bakanı Fatih Dönmez, söz konusu üretimin, yerli elektrikli otomobilin pil yapımında girdi olacağının müjdesini verdi. Bir sevindirici haber daha var ve yine Eskişehir’den! TUSAŞ tarafından geliştirilip üretilen ilk yerli genel maksat helikopteri Gökbey, TEI tarafından üretilen ilk milli helikopter motoru TS1400 ile havalanacak. 700 kişilik ekip tarafından geliştirilen ve 1660 beygir güç üreten TS1400’ün testi başarıyla sonuçlandı. Bu noktada TEI Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit diyor ki: “Türkiye'nin gerçek anlamdaki ilk jet motorunu ürettik. Bu, Türkiye tarihinde dönüm noktasıdır.” Başta söylediğim gibi, enseyi karartmaya lüzum yok; ülkemiz, pek çok zorluğun üstesinden dün geldi, bugünde gelecek. Son iki gelişme, bunun en büyük habercisi.
 
 

Şeker fabrikası direniyor!

 
Eskişehir Kazım Taşkent Şeker Fabrikası, tüm kapatma girişimlerine rağmen direniyor ve onurlu üretimine devam ediyor. 5 Aralık 1933’de işletmeye açılan ve ilk yılında 345 köyde, 19 bin 664 çiftçi ailesi ile 138 bin 780 dekarlık alanda pancar üreten fabrika, zaman içerisinde üretim kapasitesini artırdı. Tarihindeki en büyük üretimi ise 2019-2020’de gerçekleştirdi ve 1 milyon 124 bin ton pancarı işleyerek 152 bin ton şeker elde etti. 2019 yılında, 989 bin 928 ton pancar doğrudan fabrikaya nakledilerek, pancardaki kayıp en aza indirildi. 2019 yılı, bu oranla, nakliyeden dolayı kaybın en az olduğu yıl olarak kaydedildi. 10 Eylül’de yeni üretim dönemine “merhaba” diyen fabrika, 2020-2021’de ise 1 milyon 400 bin ton pancarı işleyerek, 140 bin ton şeker, 45 bin ton melas ve 310 bin ton küspe elde etmeyi hedefliyor. Bütün bunları niye yazdım? Fabrikanın açılışının 87’nci yıldönümü! Yani Eskişehir’de, pancarın şekere dönüşüm serüveni, 87 yıldır aralıksız devam ediyor. Kutlu olsun!
 
 

Uğur Tepe ve 54 milyon 900 bin

 
Covid-19 salgını yüzünden zor bir dönemden geçiyoruz. Pek çok alanda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntılardan bir tanesi de ekonomik darboğaz. Devletin hazinesi zorda, esnaf zorda, çiftçi zorda, sanayici zorda, işçi zorda, gündelikçi zorda; herkes bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyor. Bu noktada, ‘ya belediyeler?’ şeklinde bir soru sormak istiyorum. Halka hizmet etmekle yükümlü olan belediyeler ile yöneticileri de bir hayli zorda. Ya, Eskişehir’deki belediyeler? Merkezdekiler de zorda, ilçe belediyeleri de zorda. Hatta merkezdeki belediyelerden biri, adeta batık durumda! 3 kuruşa muhtaç derler ya; hah, aynen öyle. Çünkü niye? Eh, zamanında har vurup harman savurursan, dün yediğin hurmalar misali… Neyse… Bu anlamda Seyitgazi Belediyesi dikkat çekiyor. Çünkü 2021 yılı bütçesi, 54 milyon 900 bin TL olarak belirlendi! Bu rakam, belediye tarihinde rekor! Gerçekleştirilebilirse eğer, Başkan Uğur Tepe alkışı hak edecek ve pandemi koşullarında güçlü bütçe yapıp başarı kazanarak tarihe geçen başkanlar arasına girecek. 

 
 

Akıllanmazsak yok olacağız!

 
Dünyada hangi felaket yaşanıyorsa, emin olun biz insanlar yüzünden! Zehirli gazlar, çöp dağları, doğa talanı, kaynakların hunharca emilmesi, vahşi tüketim, vesaire… Hepsini bizler yapıyoruz! Sonuçta ne oluyor? Dünyanın dengesi bozuluyor. Kutuplara gitmeye lüzum yok. Yanı başımızda meydana gelen olaylara bakmamız yeterli. Örneğin Eskişehir… Dört mevsim diye bir şey kalmadı. Şu hale bakar mısınız, Aralık ayındayız, ancak Aralık ayından eser yok, sanırsın Mart ayının başı! Yağmur yağmıyor şehrimize, yağmur! Kar göremez olduk! Eh, durum böyle olunca, ne oluyor? Kıtlık yaşanıyor. Bakın, Eskişehir’in kullanma suyu ihtiyacını karşılayan Porsuk Barajı can çekişiyor. Su miktarının, tarihinin en düşük seviyesinde olduğu ifade ediliyor. Öyle ki, zamanında sular altında kalan minare ve birkaç bina gün yüzüne çıktı. Balık ölümleri de gerçekleşiyor; balıkçılık yapan yöre halkının ekonomik kaybı da büyük. İşte tüm bunlar bizim eserimiz, insanlığın eseri. Akıllanmazsak eğer, kaybolan sular gibi, ölen balıklar gibi, bizler de yok olacağız!
 
 

Bazısı da cehaletten ölüyor!

 
Toplum olarak en önemli özelliklerimizden bir tanesinin her şeyi bilmemiz ve felaket tellallığı yapıyor olmamız olduğunu söyleyebilirim. İnternetle haşır neşir olanlar sosyal medya kanallarıyla, diğer yurttaşlarımız ise klasik yöntem olan dedikodu ya da fısıltı gazetesiyle Covid-19’a ilişkin neler söylemiyorlar ki?! Aman Allah’ım! İnsanın aklının almayacağı iddialarda bulunanlar dahi var. Sanırsın enfeksiyon profesörü! Hele ki tedavi amaçlı kullanılan ilaçlarla ilgili yapılan dedikodular; vay anam vay! Bu dedikoduların hiçbirini yazmayacağım. Tavsiyem, uzmanlar tarafından yapılan açıklamaları dikkate alınız. Bakın, kendisi de Covid-19’a yakalanan ve iyileşen Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge en son ne dedi: “Ayaktan izlenecek komplike olmayan veya hafif-orta pnömonisi olan olası/kesin Covid-19 olgularında ve yatış endikasyonu olan Covid-19 olgularında ‘Hidroksiklorokin ve/veya Favipiravir’ kullanımı öneriliyor. İki ilacın da hekim tavsiyesi ve gözetiminde kullanılması gerekiyor. Her ilaçta olabileceği gibi yan etki görüldüğünde ise hekime başvurulması gerekiyor.” Kısacası Profesör Bilge diyor ki: Dedikodulara inanmayın; bilime güvenin ve yaşamak için o ilaçları kullanın!
 
 

Engelliye uzaktan öğretim engeli!

 
Engellilere dönük kampanyalar yapılıyor, sloganlar oluşturuluyor, güya engellilere karşı duyarlı bir halk yaratma gayreti sergileniyor filan… Alakası yok! Hepsi göstermelik! Engelliye, deyim yerindeyse engel çıkarmak için her şey yapılıyor. Nasıl mı? Şöyle… TBMM’de, engellilere dönük geniş çerçevede kanun düzenlemesi yapılmıyor. Üstüne üstlük, kazanılmış hakları da ellerinden alınmak isteniyor. Mesela şu an… Bahane hazır ya… Covid-19 salgını var ya… Gittiler, engellilerin trenlerdeki ücretsiz ulaşım hakkını ellerinden aldılar. Engelliler direndiler, Türkiye çapında protestolara imza attılar da, haklarını öylelikle geri alabildiler! Bitti mi, bitmedi! Bakın, Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan neyi hatırlattı… Hani, ülkemiz uzaktan öğretime geçti ya, artık interneti olan bilgisayar ve televizyondan öğretim veriliyor ya. Peki, bu öğretim şekli, engellilerin faydalanabileceği bir hale getirildi mi? Elbette hayır! Gerçi bilgisayarı, interneti, televizyonu, hatta elektriği olmayan vatandaşlar da mağdur! Her neyse… Engelliler, yine, maça bir sıfır geride başlıyorlar.
 
 

ESTÜ gururlandırıyor

 
Öyle uygunsuz kararlar aldılar ki, Anadolu Üniversitesi’nin şanlı ismini, bilimsel hiçbir platformda artık duyamaz olduk! Neyse ki Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) hala Rektörleriyle direniyor da, bir takım güzel haberler alıyoruz. Bakın, en son ne oldu… Bazı ESTÜ’lüler, ‘Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’ listesinde yer aldı. Şöyle ki… Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. John P. A. loannidis ile ekibi, 7 milyon bilim insanı arasından ilk yüzde 2’lik dilime giren isimleri belirledi. Plos Biology dergisinde yayımlanan isimler arasında, 12 ESTÜ’lü var. İşte, o isimler: “Prof. Dr. Adnan Özcan,  Prof. Dr. Ali Özcan, Doç. Dr. Alper Kürşat Uysal, Prof. Dr. Asiye Safa Özcan,  Prof. Dr. Ayşe Eren Pütün, Prof. Dr. Cem Sevik, Prof. Dr. Cem Yüce, Prof. Dr. Ersan Pütün,  Prof. Dr. Müjdat Çağlar, Prof. Dr. Özlem Onay Prof. Dr. Saliha Ilıcan,  Prof. Dr. Yasemin Çağlar.” Ne diyelim? Gururlandık!

FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA

Fotoğrafın Dili Olsa 07 12 2020
Büyükşehir Bld. Bşk. Yılmaz Büyükerşen: Evladım bak, sana özel olarak ‘Zamanı Durduran Saat’ kitabımı imzalıyorum. Bu kitabı baştan sona okumanı öneririm.
Sanayi Odası Bşk. Celalettin Kesikbaş: Okudum bile Hocam, okumaz mıyım? Ama bir de imzalı kitabınızı okuyayım da öğrendiklerimi pekiştireyim, gelecekte tıpkı sizin gibi olayım…
 

BİR TWEET

HAKAN ÇİZMELİOĞLU
Gerçek ihtiyaç halinde 112 her zaman yanımızda... Trafikte de engel olma, kurallara uyarak destek ol.

DÜNYA İNSANLARI

Dünya İnsanları 07 12 2020
Fotoğraf: AP
Güney Kore’nin Seul kentinde görev yapan imparatorluk muhafızları, Deoksu Sarayı önünde gerçekleşen Kraliyet Muhafızları Değiştirme Töreni canlandırması sırasında da maskelerini takmaya devam ediyorlar.

AFİŞ

ONUN ADI PETRUNYA
Afiş 07 12 2020

2019’da vizyona giren film, sadece erkeklerin katılabileceği geleneksel törene müdahale eden genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Epifani döneminde Makedonya’da takvimler Ocak ayının 19’unu gösterdiğinde görkemli bir tören düzenlenir. Törene katılan erkekler, rahip tarafından suya atılan haçı çıkarmak için birbirleri ile yarışır. Haçı bulmayı başaran kişinin ise bir yıl boyunca kutsandığına, refah ve servete kavuşacağına inanılmaktadır. Kadın tarih uzmanı Petrunya, başarısız bir iş görüşmesinden dönerken Epifani törenine denk gelir. Törene katılan genç kadın, kendisini bir anda suyun içine atılan haçı çıkarırken bulur. Haçı yakalamayı başaran Petrunya, sudan çıkınca etrafındaki erkeklerin saldırısına uğrar. Erkekler, Petrunya’nın kadın olduğu için ritüele katılmaya hakkı olmadığını, bu nedenle haçı geri vermesi gerektiğini düşünürler. Ancak Petrunya’nın haçı geri vermeye niyeti yoktur…

KARİKATÜR

Karikatürü 07 12 2020
Hafiz NESİROĞLU

 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Cemil Cahit 7 Aralık 2020 13:08

Asgari Ücret 10 bin lira olması sadece komik bir öneri olurdu. Düşünsenize yanında bir personel çalıştıran bir küçük esnafın aylık 10 bin lira kazanmazken personeline 10 bin lira maaş ödediğini. Çok da mümkün görünen bir öneri değil bu kaldı ki dünyanın hiçbir yerinde de asgari ücret bu rakamlara çıkmaz. Ülkelerde 2 bin küsur euro'ya çıkan asgari ücreti ülke özelinde değerlendirdiğinizde bizdeki 2 bin küsür lira gibi oluyor aslında. Ama o kadar euroyu alıp Türkiyeye gelirseniz zengin sayılıyorsunuz. Alınan parayı ülke özelinde değerlendirmek gerekiyor bence.

3 2 Cevap Yaz
:) 7 Aralık 2020 11:04

yazılarınızı her okuduğumda en azından tebessüm edemeden geçemiyorum. isteyenin bir yüzü düşüncesi ile kaleme aldıysanız 10 bin değil 25 bin tl olmalı en azından diye yazmanızı tavsiye ederim :) ama mantıklı birşeyler yazıp konuşacaksak lütfen mantık sınırları içerisinde olması gerekenleri yazın. verilerde bahsedilen yoksulluk sınırı rakamı günlük 273 tl ye denk gelmektedir ki her gün için 273 tl çokta yoksulluk sayılmaz.

3 2 Cevap Yaz
chn 7 Aralık 2020 10:10

dünyanın en etkili ESTU luları yazıyorsun da ogü dekileri neden yazmıyorsunuz

2 2 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi