Akın Akın, Sallayan El

Referandum geçti, CHP kaç gündür sessiz, sakin bir seyirde. Acep kim bu sakinliği bozacak diye merakla bekliyorduk. Neyse ki bu bekleyiş çok sürmedi CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel bir sustu, 5 salladı ve CHP içinde yeni bir tartışma, yeniden bir kutuplaşmanın fitilini ateşledi. 
Sallarel parti içinde bir grubun referandum çalışması yapmadığını, bunun yerine delege çalışması yaparak bir sonraki kongreye hazırlandığını iddia etti. Ağır ithamlarda bulunan Sallarel bazı mahallelerde Odunpazarı Belediye Başkanı’na eleştiri yapılmasına müsaade edildiğini, bunun da kabul edilemez olduğunu söyledi.
Neresinden tutalım, nereden başlayalım bilemedim. Baştan sona fecaat dolu bir açıklama yapmış Sallarel.
Bir kere CHP Odunpazarı İlçe Başkanı olarak ayrıştırıcı açıklamalar yapmak, iddia edilen şey doğru bile olsa yakışık değil. Bunları kapalı kapılar arkasında yapacak, gerekirse böyle yapanları yüreğin de yetiyorsa disipline vereceksin.
Kulağa hoş gelmiyor olabilir, ‘olmasa yapılmasa iyidir’ diyebiliriz ama CHP’li birinin bir Belediye Başkanı’nı eleştirmesine tahammül edilemez olarak bakmak Sosyal Demokrat bir partinin tabiatına aykırıdır. Ya da Sallarel hangi partide olduğunu unuttu. Belki de okunan satırlar kaymış biz yanlış anlamışızdır diyeceğim ama devamında doğru şeyler de söylüyor Akın Başkan. Mesela Kişisel menfaat ve hırslarıyla hareket edenlerin partiye en çok zarar verenler olduğunu söylüyor. Belki de çaktırmadan yakınındakilere mesaj veriyordur.
“CHP kurumsal bir partidir ve herkesin üzerindedir” diyor. Bu konuda da haklı.  Peki, etrafında gerçekten kendisini partisinin üzerinde görenler var mı? Ya da parti içinde böyle isimler var ise “Ben CHP’den büyüğüm, ben olmazsam CHP olmaz diyenler” var ise yüreklice söyleyebilir mi bu isimleri?
İşin özü benim bu açıklamadan anladığım tek şey; bu açıklamanın durduk yere olmadığı, birilerine mesaj verilmek istendiği ve bunu da perde arkasından yapmaya çalışanların Akın Sallarel’i de deyim yerindeyse bu açıklamaya mecbur bıraktığıdır.
Olmaz, “CHP Türkiye’nin birleştirici gücü” diye sloganların atıldığı, afişlerin halen parti duvarlarında asılı olduğu bir partide, o partiyi yönetenlerin ayrıştırma, suçlama, birilerine medya üzerinden mesaj gönderme, istekleri olmayınca şikâyet etme gibi anti demokratik ve çağ dışı yöneticilik anlayışları kabul edilemez. O makamlar şikâyet değil çözüm makamıdır. Çözülür ya da gidilir ama sürekli şikayet edilemez.
O yüzden “Bu parti kurumsal, kimseden büyük değil” diyenler bir zahmet partiden büyük olmadıklarını yeni bir kongreyle tabana sorarak yeniden ispat etsinler o zaman. Ya da okudukları metinleri yeniden gözden geçirsinler. Çünkü olmamış bu.