Gezginler Domaniç’in tadını çıkardı

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Gezginler Domaniç’in tadını çıkardı
A
a

Mevsimlerin yapraklarını döktüğü bir hüzün ayı olarak görür, pek bir gamlı baykuş olarak hissederdim hep Sonbaharı.

Sütiş Eskişehir
Aslında ilk geçen yıl Sonbaharın tadını almaya başladım.Esdoge Eskişehir Doğa Gezgineri ile yaptığım trekkingte.

Foto galeri

Bu sene aynı bölgeye farklı bir parkurdan yürüyüş planlanınca, hemen kayıt oldum, kaçıramaycağım bir yürüyüştü ve geçtiğimiz aylarda Domaniç bölgesindeki orman yangını ciğerimi yakmıştı. Durumu da görmek istiyordum.

Yürüyüş, anlamlı  bir gün 29 ekim Cumhuriyet bayramına geliyordu. Rehberlerimiz Türk Bayraklarımızı da yanımıza almamızı unutmamızı belirtti. Böyle bir gün de doğada olmak , ağaçlar yapraklar ile Cumhuriyetimizin  94. Yılını kutlayacak olmak ta ayrıca heyecen veriyordu.

ESDOGE ile yürüyüşlerimizde sabah 8:00 de ki toplanma noktalarımızdan biri olan İstasyona giden döner kavşakta buluştuk. Kırk kişilik bir ekip ,öncü, artçı ve orta rehberimiz ile birlikte, soğuk demeden, yağış olacak düşünmeden yola çıktık. Bozüyük’te kısa bir çay molası sonrası otobüsümüze binip Kütahya sınırlarındaki Domaniç Ormanları bölgesine doğru hareket ettik.Gidiş güzergahımızı İnegöl Oylat sapağından güneye dönerek Domaniç bölgesinde 1400 rakımda olan Kocayayla geçidine ulaştık. Yürüyüşümüzün başlangıç noktası Kocayayla oldu.

Yoğun bir sis hakimdi yürüyüş genelinde ki bu durum fotoğraflara yansıyınca , fotoğraflarımızı gören arkadaşlardan korku filmi gibi bir ortamda yürümüşsünüz diyenler de oldu. 

Meşeağaçları ve arasıra çam ağaçları ile kaplı Kocayalaya bölgesinde muhteşem sarı cümbüşü içinde, yollarımız sanki yapraklardan kaplı bir halı üzerinde yürüyorduk. Herkes çok mutlu  idi. İki gündür yağan yağmur parkuru ıslatmıştı ama yine de o kadar çok yaprak kaplı idi ki yürürken ayaklarımızın çıkardığı yaprakların hışırtısı, bizlere huzur veriyordu. Buna ara sıra yol kenarlarındaki şirin mi şirin güzel mi güzel derelerin çıkardığı ses de eşlik ederek inanaılmaz doğa senfonisi yaşatıyordu bizlere. Yol kenarında denetimli kesililip istiflenen odunlar ve hızarcıların çıkardığı sesler ile yürüryüş seyirmiz devam ediyordu.Her kareyi fotoğraflayıp ölümsüzleştirmek istiyorduk.

Günlerden 29 ekim idi ve biz hazırlıklı gelmiştik. Liderimiz Selim Pek Bey video çekimi için hazırlıklarını tamamlamıştı, Bayraklarımızı açtık ve hep bir ağızdan Cumhuriyet Marşımızı grurula söyleyerek yürüyüşümüze devam ettik.

Attığımız her adımda doğanın bir mucizesi ile karşılaşıyor, hayretlere düşüyorduk. Bir yanda devasa uzun sararmış kızarmış yapraklarının çoğunu dökmüş selvi boylu meşe ağaçları, bir yanda yeşil mi yeşil çam ağaçları, yerde sarı yapraklar arasında çıkan yemyeşil bitkiler, değişik mantar türleri.. aman tanrım o da ne bir kırçiçeği beyaz papatya, olur mu hiç derken, pespembe çiçekleri olan bir ağaç...’Ormanda bir tırtıl, yaprakları yiyor çıtır çıtır’ evet evet tekerlemesini bildiğimiz tırtıl açık yeşil renkte tam da karşımızda.

Öğleyi biraz geçmişti , öğle yemeği için mola verdik. Sırt çantalrımıza koyduğumuz yieceklerimiz ile enerji depoladıktan sonra yaklaşık 16 km olacak yürüyüşümüz için harekete geçtik.

Doğa tüm muhteşemliği ile bize eşlik etmeye devam ediyordu. Bu güzellik karşısında Yıldırım Gürses’in;

“Düşen bir yaprak görürsen 
Beni hatırla demiştin 
Biliyorsun seni ben 
Sonbaharda sevmiştim“


dizeleri fütursuzca dökülyor dudaklarımdan...

Şiir gibi doğa içinde yürümenin verdiği haz ile yürürken bir yandan da doğanın muhteşem bir ekolojik denge olduğunu düşünmeden yapamıyor insan.Yaprak dökümü İnsana ölümü hatırlatan bir delildir ancak bu bir yanılgıdır, çünkü yaprakların dökülmesi ekolojik sistemde önemli yere sahip birçok mucizevi olayın gerçekleştiği bir dönüşümdür.

Gözümüz derya deniz milyonlarca renk tonuna, ciğerlerimizin bol oksijen ile dolduğu, içimizin neşe sevinç huzur bulduğu bir yürüyüşümüzü 1200 rakımdaki Sefaköy de noktladık. Köy sakinlerinin sıcak selam ve sohbetleri, sevimli köpeklerin ilgisi içinde bir nefes aldıktan sonra muhteşem odun ateşinde kurufasulye yemek için Sefaköyevi’ne gitmek için otobüslümüze bindik.

Bu güzel gün, ormanda bir köyevinde olan   Sefaköyevi’nde muhteşem kurufasulye turşu soğan manda yoğurdu ile son bularak istikamet Eskişehir’e çevrildi. 
Doğanın bize sunduklarına kaplerdeki Cumhuriyet Bayramı coşkusunuda katarak güzel bir hafta sonu etkinliğini ESDOGE ailesi olarak tamamladık.

 
Kaynak : Gezi-İzlenim Serap Hacer GÖRKAN
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi