×

Yılmaz Büyükerşen: Yüreğim yanıyor!

Topkaya Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin gecesinde konuşan Başkan Büyükerşen, tarıma dikkat çekti. Büyükerşen, “Yüreğim yanıyor yeni fark ettik iyi ki köyleri mahalle olarak bize bağladılar. Köylerimizi canlandırmalıyız” dedi.

Topkaya Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Birlik ve Dayanışma Gecesi Anemon Otel’de gerçekleştirildi. Gecede sevilen sanatçı Sevcan Orhan davetlilere unutulmaz bir konser verdi. Geceye CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan, CHP İl Başkanı Abdülkadir Adar, Topkaya Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. Programda açılış konuşmasını yapan Topkaya Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hüseyin Büdüş, “Sizlerle bir arada olmak bizim için çok büyük mutluluk. Medeniyetler beşiği Anadolu’muzun kadim kültürü ve tarihi bize hediye edilmiş mirastır. Biz biliyoruz ki köylerimizle olan bağlarımız geleceğimize rehberlik edecek en önemli dayanağımızdır. Anadolu’nun köyleri Türk kültür ve medeniyetinin en yalın ve doğal haliyle yaşandığı ve yaşatıldığı yerleşim merkezlerinin başında gelmektedir. Anadolu’da hangi köye yolunuz düşse, canlı bir kültür hazinesiyle karşılaşırsınız. Bizler barış, kardeşlik ve hoş görü temelini yaşamayı ve yaşatmayı insan olmanın bir gereği olarak anlıyor ve biliyoruz” dedi.

BÖYLE EĞİTİM SİSTEMİ OLMAZ

Başkan Büyükerşen ise konuşmasında, “Topkaya Köyü Eskişehir’e bir taş atımlık mesafededir. Çok yakın bir mahallemizdir. Eskişehir’in Büyükşehir’e bağlanan 544 mahallesinden birisidir belki en küçük olanıdır. Aslında köylerin mahalle yapılıp da Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanması sonucunda konunun üzerine eğildiğimiz zaman pek de içimizin açılacağı tablolar görmedik. Sebebine gelince arkadaşlarımız hesapladılar 15 sene sonra Eskişehir köylerimizde yalnız boş bir camii terkedilmiş okul binası boş bir kahvehane kalacaktır. Köylerimizin nüfus ortalaması 65. İki büklüm ihtiyarlar, hanımlar ve beyler köyde yaşıyorlar. Eskiden köy okulları olurdu bir öğretmen bir sınıfta 5 sınıfı okuturdu. Köylerde gördüğüm manzara içimi sızlatıyor. O köy okullarındaki lojmanın kapıları kırılmış, camları kırılmış. Taşımalı eğitim diye yeni bir şey icat edilmiş. Bir ağacın altında gelecek otobüsü bekliyor. Kurt gelir çakal gelir diye köyün erkekleri sırayla nöbet tutar. Otobüs geliyor çocukları kilometrelerce uzaktaki okula götürüyor. Belki okulun binası daha iyi belki okul binasında öğretmen sayısı daha fazla. Ama ne yapalım ona da razı olduk ama otobüsler kara saplandığı zaman şoför bebelerden rica ediyor inip otobüsü itiyor. Böyle bir eğitim sistemi olmaz beyler. Aynı zamanda köye baktık. Eskişehir iç Anadolu’nun batı bölgesinde kalkınmış bir şehir. Köylerin bir bölümü Porsuk ve Sakarya nehri yakınında. Köyler üretim bakımından Türkiye koşullarına göre iyi durumdadır. Köyden şehre göç nedeniyle tarım bitmiş hayvancılık bitmiş” dedi.

YABANCILARA MUHTACIZ

“Köy bitmiş yüreğim acıyarak ben ve arkadaşlarım bu köyleri geziyoruz” diyen Büyükerşen, “Tarım bitmiş, bir milletin beslenebilmesi için ana üretim kaynağı tarımdır tarımdan elde ettiğiniz mahsulle milletinizi doyurursunuz fazlasını dışarıya satarsınız ki Türkiye öyleydi yıllar önce. Bugün Türkiye sarımsağı Çin’den, fasulyeyi Hindistan’dan, bakliyatı bilmem nereden ithal eder duruma geldi. Kısaca Türkiye halkının beslenebilmesi için ithalata yabancı ülkelere muhtacız. Yüreğim yanıyor yeni fark ettik iyi ki köyleri mahalle olarak bize bağladılar. Ben ve arkadaşlarım artık şehirde yapılanlar bir süre daha vatandaşın mutlu olmasına yeter. Ama herhalde bunlardan sonra yapacağımız iş, bizim de sizin de yani şehirde işini kuran başka hizmetlerde üretim yapanlar da el birliği yaparak köylerimizde tarımı ve hayvancılığı yeniden canlandırmak zorundayız. Şehre yatırım yapmak bir süre dursun, ama köylümüze hayvancılık yapanlara damızlık hediye edelim. Sebzeyle uğraşanlara kısırlaştırılmamış tohumları hediye edelim” ifadelerine yer verildi.

ÜCRETSİZ TOHUM VER

Büyükerşen konuşmasına şöyle devam etti: “Türk tarımı üzerinde hakimiyet kuran yabancı ülkelere karşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemleri gibi yine çok çalışmalı, yine kendi gücüyle kendi topraklarında kendi tohumlarını üretmelidir. Kısır değil, dedelerimizden, babalarımızdan kalan, bu memleketin tohumlarını yeni baştan üretmeliyiz. Kendimiz yabancıya muhtaç olmamalıyız. Onların tohumlarını almak zorunda kalmamalıyız. Öyle kurmuşlar ki düzeni bu büyük devletler, şirketleri var. Bu şirketler gelişmekte olan ülkelerinde tohumları alıyor laboratuvarlarında tohumlarını kısırlaştırıyor. Sonra da bize satıyorlar. Ne yazık ki bizim gibi devletleri idare eden politikacılar da yabancıların zoruyla o tohumların kullanılması ithal edilmesi gibi bir politika güdüyor. Ve de tarımı teşvik ederek köylülere nakit para veriyor. Köylü nakit istemiyor, köylü üretim için destek istiyor. Yapacaksan ücretsiz tohum ver ücretsiz gübre ver. Ücretsiz ilaç ver. Mahsul zamanı küçük tayyareler vardı. İlaç atarlardı. Onlar bile özelleşmiş, şimdi tarlanıza ilaç attıracaksınız, onları parayla tutmak zorundasınız. Atatürk’ün söylediği ‘Köylü bu milletin efendisidir’ sözü yeniden hatırlanmalı yeniden köylülerimizi bu ülkenin efendisi yapmalıyız. Demokrasimiz için yapmalıyız, Atatürkçülük için yapmalıyız, Cumhuriyet için yapmalıyız, kalkınma için yapmalıyız” dedi. CHP Milletvekilleri Çakırözer ve Süllü de yaptığı konuşmalarda köyün önemine dikkat çekti. Konuşmaların ardından Başkan Büyükerşen organizasyonda emeği geçen ESGROUP Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş’a plaket takdim etti. Gece sanatçı Sevcan Orhan’ın muhteşem konseriyle devam etti. Davetliler Orhan’ın birbirinden güzel şarkılarıyla unutulmaz bir gece yaşadı.