“Her annenin bebeğinin ihtiyacına göre üretiliyor. Emzirmeye başladıktan sonraki annenin ilk dönemdeki sütüyle son dönemdeki sütü, gündüz sütüyle gece sütü, doğum sonrası başlangıçta olan sütle daha sonraki günlerde olan süt birbirinden farklı. Anne sütünü üçe ayırıyoruz. İlk beş gün gelen süte kolostrum diyoruz. Beş ile 15 arasındaki süte geçiş sütü diyoruz. 15’den sonraki süte de olgun süt diyoruz. Kolostrum çok önemli. Neden önemli? Çünkü ağız sütü diyoruz, ilk süt diyoruz. Çocuğa verilebilecek olan aşı diyoruz. Görüntü olarak biraz dana sarı, morumsudur. Anneler o kolostrumu görünce biraz endişe duyuyorlar. Bize ‘hocam bu garip bir süt. Acaba bu sütü versek mi, yoksa döksek mi’ diyorlar. Hatta bunu bozuk diye dökenler bile var.”
Çocuğun ilk aşısı denebilir
Kolostrumun beta karoten içerdiği için birazcık sarı, koyu bir renkte olduğunu anlatan Kuşku, şöyle devam etti: “Kolostrum çocuk açısından inanılmaz bir şekilde üretilmiştir. Mesela laktoz oranı düşüktür, karbonhidrat oranı düşüktür. Ancak protein ve çocuk açısından çok önemli olan vücut direncini artıracak faktörler açısından da çok zengindir. İlk kolostrumu aldığı zaman çocuk mide-bağırsak sisteminde florası gelişiyor. Bu ne anlama geliyor? Esas daha sonra değişik nedenlerden dolayı çocuğa gelecek olan kötü mikropların yerleşmesini engelliyor. Çocuğun ilk aşısı denebilir.”
Hocam çok az miktarda çıktı
Kuşku, kolostrumun miktar olarak çok az olduğunu belirterek, “Sağıldığı zaman 2 ile 20 cc arasındadır, her öğünde. Bazen anne sağar ‘Hocam çok az miktarda çıktı’ der. Ama düşünün çocuk doğduğu zaman başlangıçtaki midesinin kapasitesi bir bilye, bir kiraz kadardır. Yani 2-3 cc’dir. Maksimim beş cc’dir. O az miktardaki kolostrum bebeğin ihtiyacını fazlasıyla karşılar. Kolostrum ilk beş gün gelir. Çocuk açısından çok ama çok faydalıdır” dedi.