CEMEVİ İHTİYAÇ
Geçtiğimiz ay yapılan proje tanıtım toplantısında açıklanan 25 proje ve diğer Odunpazarı Belediye Başkan adayı ile örtüşen cemevi projesi ile ilgili konuşan Kurt, “Cemevi, ortak bir ihtiyaç. İnsanların ibadet özgürlüğünü savunuyorsanız, alevi yurttaşlarımız da ibadetlerini cemevinde yapıyorsa o zaman buna cemevi adı altında ibadethane yapmanı gerekir. Geçmiş dönemlerde bunlar kültür merkezleri adı altında kamufle ederek, korkarak yapılmaya gayret ediliyordu. Ben öyle düşünenlerden değilim. Açık açık cemevi dedik ki bu artık uygulamamıza yerleşsin. Şimdi başkaları da aynı şeyi söyler ama cemevi cümbüş evi derseniz, bunların ne yaptığı belli değil derseniz samimi olmazsınız. Tıpkı Atatürk Stadı’nı yıkıp yeni yaptığınız stada Atatürk Stadı diyemediğiniz gibi Atatürkçülüğü şimdi seçim malzemesini yaptığınız zaman inandırıcı olmazsınız. Biz projelerin ruhunu vererek altını çiziyoruz. Somut. Nereye yapacağız, nasıl yapacağız, kaç paraya yapacağız. Bunlar belli çünkü biz uygulamanın içindeyiz. Biz somut durumu biliyoruz ve bu koyduğumuz projeler Odunpazarı halkının temel ihtiyaçları. Rakiplerimizin de pek çok önerisi olabilir. Adayların hepsi bir hayal içinde bunu ortaya koyabilir. Örneğin birisi Odunpazarı belediye başkan adayı olduğu halde ulaşım master planını yaparım ve Eskişehir’in ulaşım sorununu çözerim diyor. Sizin göreviniz değil. Odunpazarı Belediye Başkanı olarak ben çıkıp da otobüs, tramvay işlerini çözeceğim dersem haddimi aşmış olurum. Buna lüzum yok bu hayal. Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın yapacağı işler vardır, siz onu yapmaya kalkarsanız doğru bir iş olmaz. Tıpkı bizden öncekilerin ve şu andaki adayların bir kısmının söylediği gibi. Gündoğdu Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm projesinin şu andaki sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanı’dır. Odunpazarı Belediyesi olarak siz burada çözüm önerirseniz halt yemiş olursunuz. Boşuna zaman öldürmüş olursunuz. Dolayısıyla biz kendi görevimiz çerçevesinde ayakları yere basan neyi nereye koyacağız, biz bunu koyduğumuz zaman kim neden yaralanacak bunu bilerek hareket eden bir projedir. Diğerlerine çok ciddiye almadım çünkü baktım ki ya bizi taklit etmiş ya uçmuş. O zaman geçmiş olsun demek lazım” şeklinde konuştu.
İTTİFAKI HALK İLE YAPTIK
Seçim sonuçlarına yönelik anket çalışması yapıp yapmadığı sorulması üzerine Kurt, “Odunpazarı’nda iyi ki Millet İttifakı yok. Biz ittifakı halk ile yaptık. Kendimizi sınırlamadık. Dolayısıyla da daha geniş bir kitleye hitap etme şansı bulduk. Ben hem İYİ Parti’ye oy vermiş olan hemşerilerimizi oyunu istiyorum hem AKP’ye oy vermiş hem MHP’ye hem de bizim dışımdaki sosyal arkadaşlarımızın oyunu istiyorum çünkü ben Eskişehir’in ortak bir tavrıyım. Ben, şimdiye kadar Türkiye’nin sorunlarını düzeltir, işsizliği, yolsuzluğu, yalanı çözer yasakları kaldırır diye düşünerek AKP’ye oy veren ama 17 yılın sonunda bunu göremeyen hemşerilerimizin bize oy vermesini istiyorum çünkü AKP onları kandırdı. Taahhütlerini yerine getiremedi. MHP’ye oy vermiş hemşerilerimizin oyunu istiyorum. Çünkü ideolojik anlamda bir duruş sergileyebilirsiniz o duruş doğrultusunda tavır sergileyebilirsiniz. Bunu saygıyla karşılarım ama sizin bu tavrınıza rağmen birileri ben seçime girmiyorum, sizin de şuraya oy vermenizi istiyorum demesi karşısında seçmen pusulasından partinizin adını sildiren bir partiye destek olmayacağını biliyorum bu yüzden bize oy vermeleri gerektiğin düşünüyorum çünkü altı okun biri milliyetçiliktir. Ben milliyetçiliği samimi bir biçimde yaşayan insanlardan birisiyim. Gerek CHP’nin kuruluş felsefesindeki milliyetçiliği gerekse en iyi milliyetçi vatanına en iyi hizmet edendir anlayışından kaynaklanan düsturu ve gerekse de Kırım, Türk-İslam ya da diğer dış Türkler meselesinde doğru yerde duran sosyal demokrat bir kişi olarak bu milliyetçi arkadaşlarımızın desteğini hak ettiğini düşünüyorum. Şöyle bakmaları gerekir 17 yıldır AKP yönetiminde ülkücü öğretmenler terfi edebildi mi? Müdür olabildi mi? Ya da üniversitelerde dekan, rektör yardımcısı olabildi mi? Olamadı. Şimdi bir millet bahçesi ile onların oyunu alabileceğini zanneden bir anlayışa bu arkadaşlarımızın oy vermeyeceğini düşünüyorum. Bunun için biz halk ittifakını yaptık ve sonucu orada alacağız. Elbette anketleri memnuniyet araştırmaları yapıyoruz. Geçmiş dönemde bunları çokça yaptık ve ciddi bir memnuniyet oranı gördüğüm için ben seçimin başlangıcında yüzde ellinin üzerinde oy almayı hedefledim. Yüzde elli artı bir diye başladık ve iyi ki öyle başladık. Doğru yolda da gidiyoruz. Son bir iki aydır anket yapmaktan vazgeçtik çünkü geziyoruz. Çünkü geziyoruz, birebir hemşerilerimizle görüşüyoruz. Onların bizim elimizi sıkışından, gülüşünden, duruşundan tavırlarını hisse4diyoruz. Ben eski bir politikacı olarak bunu okuyabiliyorum. İkincisi rakibimiz yönetim zaafı geçiren bir parti. Seçim koordinasyonu olmayan bir parti. Dolaysıyla onların yaptığı hatalık anketler her hafta bize geliyor, sızıyor. Artık bizi para vermekten kurtardılar. Oradaki anketlerde şunu görüyorum. AKP’nin yaptığı anketlerin tamamında biz yüzde ellinin üstünde görünüyoruz” dedi.
AYDINLIK GÜNLER GÖSTERECEĞİZ
Türkiye’nin en büyük sorununun işsizlik olduğunu ve Odunpazarı’nda istihdamı artırıcı, ekonomiyi destekleyici projelere yer vermeyi amaçladığını dile getiren Kurt, “Şu anda yüzde 24’lere gelmiş bir işsizlik var. Yani bu her dört çalışabilir durumdaki insandan birinin işsiz olması anlamına gelir. 17 yıl iktidarda kalacaksınız ve işsizlik sorununu çözemeyeceksiniz. Her seçim zamanı mutlaka bazı uydurma gerekçelerle filanca yere işçi alınacak oğlunuz kızınız gelsin, müracaat etsin. Oyunuzu bize verirseniz size yarım ederiz gibi bir terane tutturarak gidiyorlar ve buna da devlet bürokratları çanak tutuyor. Devlet bürokratları daha objektif ve daha dikkatli olması gerekirken olmuyor. Mesela İŞKUR Eskişehir’deki bütün kamu kuramlarına eleman gönderiyor, bu elemanların tamamını AKP üzerinden gönderiyor. Bu yanlış. Kaymakamlık AKP üzerinden destek veriyor, yardım yapıyor. Diğer kamu kurumları işe alırken ya da ihale yaparken o kanalla bir çözüm üretmeye çalışıyor. İŞKUR kanalıyla filanca belediyede çalışıyor görünüyorken filanca adayın özel sekreterliğini yapan insanları savcılarımız yakaladı. Ve o belediye başkanları yargılanıyor şu anda. Biz burada bu hassasiyeti gördüğümüz için yaptığımız projelerin tamamen istihdamı da kolaylaştıran projeler olmasın dikkat ettik. Hem sosyal ihtiyacı giderecek hem de istihdama katkıda bulunacak aynı zamanda da çevresine ekonomik olarak gelir getirecek projeler olması lazım. Bu nedenle bizim yüz kreş, bir kreşte 4-7 kişi çalışırsa işte 600 kişi eder. 35 tane halk merkezi. Beşer kişi çalışsa 150 kişi eder. Yaşlı bakım merkezi, Arı Köy, doğal yaşam merkezi, hayvan barınağı, Odunpazarı polikliniği gibi yerler yeni istihdam alanları yaratacak projelerdir ama bunlar aynı zamanda Odunpazarı halkının ihtiyacını giderecek şeylerdir. Dolaysıyla bunu akıllı politikacılar yapar, ayakları yere basan, geleceği gören, geleceğe yatırım yapmak isteyen politikacı böyle projeler yapar. Değilse işte şunu derseniz efendim biz filanca bakanlığa şu kadar para alacağız bunu Eskişehirspor’a aktaracağız amigolar da bana şak şak yapacak. Bu böyle değil. Biz ayakları yere basacak, yetimin hakkını koruyacak projeler yapmamız lazım. Bu paralar titizlikle korunması gereken ve onun hesabının verilmesi gerek paralardır. Biz ayaklarımız yere basan projelerimizle Eskişehir halkına hem istihdam yaratacağız hem gelecekle ilgili güzel ve aydınlık günler göstereceğiz” diye konuştu.
ÇAĞDAŞ BİR REİS
Seçim ofisi açılışlarında dikkat çeken pankartlardan biri olan “Odunpazarı evimiz, Kazım Kurt babamız” mesajını yorumlayan Kurt, “Ben onları hoş sürprizler olarak değerlendiriyorum ama insanın yaşadığı yeri evimiz gibi görmesi orayı benimsediği, sevdiği, istediği anlamına gelir. Dolaysıyla da bu takdire şayan, değerlendirilmesi gereken bir iş. İşte evin babası da evin her şeyi anlamına gelir öyle düşünürseniz. Beni oraya yakıştırırlarsa memnun olurum, teşekkür ederim. Evin reisi bir anlama ama tabi biz uygar, çağdaş bir reis olarak çocuklarımızın hepsini, seven, kollayan, hepsinin çıkarlarını ve geleceğini düşünen dolaysıyla onlara aydınlık bir gelecek hazırlama görevi ile yükümlü bir baba olmayı tercih ederim” dedi.
TAŞERON OLDUK
Geçmiş beş yılda hayvan barınağını iyileştirme konusunda bir takım çalışmalar yaptığını ve yeni dönemde de projelerine devam edeceğini söyleyen Kurt, “Hayvan dostlarıyla hayvan severler dernekleriyle çok iyi ilişkiler oluşturduk. Onların talepleri doğrultusunda adımlar atamaya çalıştık. Bizim uygulamalarımızla ilgili sivil toplum örgütü ile işbirliği yatar temelinde. Burada da aynı şey oldu. Hayvansever dernekleri ile yaptığımız toplantılarda onların önerdikleri doğrultusunda biz Büyükşehir Belediyemizin bizle imzaladığı bir protokolle bütün şehrin sorunun taşeronu olduk. Elimizi taşın altına koyduk. Sivrihisar’daki hayvan sorunuyla da biz ilgileniyoruz, Seyitgazi’dekiyle de Çifteler ’dekiyle de. Ama ne yazıktır ki AKP’li kardeşlerimiz kendi belediyelerinde hayvan barınakları kurmadıkları halde bizim barınağımızın yetersizliğimizden şikayet ederler. Sanki Odunpazarı Belediyesi hayvan hakları ihlali yapıyormuş gibi bir politika üretmeye çalışırlar. Bu da kamuoyu tarafından doğru kabul edilmez çünkü bizim fedakarca yaptığımız mücadeleyi herkes biliyor.DÜZENE SOKMAMIZ LAZIM
Çarşamba Pazarı’nın Eskişehir’in en büyük pazarı olduğunu ve bu pazarda düzenleme yapma ihtiyacı olduğunu söyleyen Kurt, “Pazar iki bölümden oluşuyor, birisi meyve sebze bölümü diğeri çarpa dediğimiz hazır giyim bölümü. Buradaki kargaşayı bir düzene sokmamız lazım. Ben hemşerilerimizden ciddi şikâyetler duydum. Birlikte düzenleyelim istiyorum. Elbette oradaki hemşerilerime doğru bir yer göstermeden hadi buradan kaldırdık demek mümkün değil ama ye dönem için pazarcılar odası ve pazarcı esnafımız ile birlikte değerlendirmeyi yapmak suretiyle bu pazarı ayırıp insanları orda rahatlatmak lazım. Esas ve büyük hedefimiz kapalı pazar yerleri yapmaktır. Açıkta sebze meyve satılmasını engellemektir. Bu kapalı pazar yerlerini de çoğaltmaktır” diye konuştu.